Rasthaber - Dünya yakıcı yıkıcı bir salgın hastalıkla boğuşuyor.
Corana virüsün Allah’ın bir azabı olduğunu söyleyip kendimizi düzeltmemiz gerekenler de var, doğal olay sıradan hastalık diyenler de. Bir de bizce virüsün asıl üreticisi dünya müstekbirleri zümresi var ki bunlar Allah’ın ilahlık makamına saldırıda bulunarak küstahlaşmışlardır. Her şeyin Allah’ın olduğunu ve kendilerine verilen mülk zenginlik ve imkanların, zeka ve çevrenin Allah tarafından ve denenmeleri için verildiğini unutmuşlardır, inkar etmişlerdir. Dünyanın kendi ellerinde olduğunu bu virüsü ve krizi kendilerinin yönettiğini, virüs sonrası dünyaya ilah olup her şeyi kendilerinin çekip çevireceğini iddia etmektedirler. Bizim bir takım aydınlarımız dünyaya yol gösterici uyarıcı ve Allah’ı hatırlatıcı olmaları gerekirken onlar da ne olduğunu anlamadan şaşırmış durumda bu senaryoları tekrarlamaktadırlar. Oysa dünya her zaman Allah’ın kontrolündeydi halen de öyle gelecekte de öyle olmaya devam edecektir.
Aşağıdaki ayetlerde göreceksiniz, tarihte Allah unutulduğu ve insanların günah isyan fuhuş ve zulümde haddi aştıklarında böyle azaplar göndermiş ve dünyayı uyarmıştır. Yüce ve Kadir olan Allah’ımız zaman zaman kötüleri ve iyi görünüp aslında uyarı görevi yapmadıkları için kötüler arsında sayılanları helak etmiştir.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamenei ise her zaman olduğu gibi dünyayı Allah’a ve ilahi misyonun temsilcilerine tevessüle çağırarak, dünyada tanrılık taslayan büyük şeytan ABD’nin ilacı varsa kendisine saklasın, vurgusunda bulundu. Tanrılık taslayanların gözle görülmeyecek kadar küçük virüsün bile hakkından gelemeyeceklerine dikkat çekti. Tıpkı ayetin beyanında, bir sivri sineği yaratmaya gücü yetmez, sinek onlardan bir şey kapsa kurtaramazlar.. geçtiği gibi. Nerede kendini bile koruyup yönetemeyen Müstekbirlerin dünyayı yönetecek ve tek tip, merkezden kendilerinin koordine edeceği dünya insan modelini yapacakları! Dini inançların ve bağların kazınacağı bir gelecek kuracaklar!
Ayetler çoğu zaman yorumsuz verilecektir. Ancak bazen bir iki cümleyle ayetlerin çağrıştırdığı düşünceleri zikredeceğiz.
Neden (azab geldiği sırada) Yunus kavminin dışında iman edip de imanı kendisine yarar sağlamış olan bir ülke yoktur? İşte Yunus'un kavmi iman ettiği zaman, dünya hayatında rezilliği gerektiren azabı onlardan kaldırdık ve onları bir süre daha bu dünyada geçindirdik. Âl-i İmrân Sûresi 128
Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder. EN'AM/147
Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. (Bununla beraber) suçlu bir toplumdan O’nun azabı geri çevrilmez.” A'RAF/5
Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı A'RAF 5
Kendilerine hatırlatılanı unuttukları vakit, kötülükten alıkoyanları kurtarmış, zalimleri ise fasıklıkları sebebiyle zorlu bir azapla yakalayıvermiştik. (7/A'râf 165)
Yasaklandıkları hâlde faiz ve insanların mallarını batıl yollarla yemeleri nedeniyle... Onlardan kâfir olanlar için can yakıcı bir azap hazırladık. (4/Nîsa 161)
De ki: “Görüşünüz nedir? (Söylesenize!) Allah’ın azabı ansızın yahut açıktan geldiğinde, zalimler topluluğundan başkası mı helak olacak?” (6/En'âm 47)
Allah’a yalan uydurup iftira eden ya da kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı hâlde: “Bana vahyolundu.” diyen veya: “Allah’ın indirdiğine benzer (Kitap/vahiy) indireceğim.” diyenden daha zalim kim olabilir? Sen o zalimlerin ölüm sekeratı anındaki hâllerini bir görseydin! Melekler ellerini onlara uzatmış ve: “Çıkarın canlarınızı! Allah’a karşı söylediğiniz haksız sözleriniz ve onun ayetlerine karşı büyüklenmenizden ötürü bugün alçaltan ve değersizleştiren azapla cezalandırılacaksınız.” (derler.) (6/En'âm 93)
Andolsun ki, Nuh’u kavmine (peygamber olarak) yolladık. Demişti ki: “Ey kavmim! Allah’a ibadet/kulluk edin. Sizin O’ndan başka (ibadeti hak eden) bir ilahınız yoktur. Şüphesiz ki ben, sizler için o büyük günün azabından korkmaktayım.” (7/A'râf 59)
“Bize bu dünyada da ahirette de iyilik yaz. Şüphesiz ki (tevbe edip, hidayetini umarak) sana yöneldik.” (Allah) buyurdu ki: “Azabıma gelince, onu dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu, korkup sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize iman edenlere yazacağım.” (7/A'râf 156)
Bu noktada biz Müslümanların tamamına büyük görev düşmektedir. Allah’ı ve onun günümüz için atadığı İmam Mehdi (a.s)’ı dünyaya hatırlatmalı tanıtmalıyız. Bu konuda bu dünya uslanmaz inanmaz, kaale almaz gibi sözler doğru değildir. Bizi kurtarmaz da:
Onlardan bir topluluk: “Allah’ın helak edeceği ya da çetin bir azaba çarptıracağı kimselere ne diye öğüt veriyorsunuz?” dediği zaman: “Rabbinize sunacağımız bir mazeretimiz olsun ve umulur ki korkup sakınırlar.” demişlerdi. (7/A'râf 164)
Ey iman edenler! Şüphesiz ki din bilginlerinin ve abidlerin çoğu, insanların malını haksız yollarla yemekte ve Allah’ın yolundan alıkoymaktadırlar. Altını ve gümüşü biriktirip Allah yolunda infak etmeyenleri, can yakıcı bir azapla müjdele. (9/Tevbe 34 Rabbimiz bu ayette de her şeyi alimlerden beklemememizi, her iman edenin sorumluluk sahibi olduğunu, alimlerden de sapanların olabileceği ile bizi uyarıyor ve sorumluluk almaya çağırıyor.
Yunus’un kavmi dışında, (azap geldiğinde) iman edip de imanı kendisine fayda sağlayan bir kavim olsaydı ya! Onlar iman ettiklerinde, dünya hayatında rezil eden azabı onlardan kaldırdık. Ve belli bir süreye kadar faydalanmalarına imkân verdik. (10/Yûnus 98)
“Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Şüphesiz ki ben, sizin için can yakıcı bir günün azabından korkuyorum.” (11/Hûd 26)
Dünyayı bir avuç insana parselleyip, onların dünya nüfusunu 5 milyona indireceklerine dair iddialar Allah’tan başka tanrıların olduğunu düşünmek değil midir?
O Allah ki; göklerde ve yerde olanların tamamı O’na aittir. (Hak ettikleri) şiddetli azaptan ötürü, yazıklar olsun o kâfirlere! (14/İbrahîm 2)
Aşırı gidip Rabbinin ayetlerine inanmayanları da böyle cezalandırırız. Kuşkusuz ahiret azabı, daha çetin ve daha kalıcıdır. (20/Tâhâ 127)
Biz onları (uyarı gelmeden) önce helak etmiş olsaydık diyeceklerdi ki: “Rabbimiz! Bize bir resûl yollasaydın da, (azapla) zelil ve rezil olmadan senin ayetlerine uysaydık.” (20/Tâhâ 134)
Şüphesiz ki kâfir olan, Allah’ın yolundan alıkoyan ve hem yerlilerin hem de dışarıdan gelenlerin içinde eşit olduğu, tüm insanlar için (kutsal) kıldığımız Mescid-i Haram’dan alıkoyanlar (helak olmuşlardır). Kim de orada yoldan sapmayı ve zulmü isterse ona, can yakıcı azaptan tattırırız. (22/Hac 25)
Kabe’nin bu gün ziyaretçisiz bırakılması, Allah’ın evinde hacda kesilen hacı Kurbanlarının etlerinin ABD büyük şeytan askerlerine verilmesi, direniş cephesi komutanlarının MOSSAD ajanlarınca Hacda kaçırılması için Mina’da suni kaza yaptırılarak binin üzerinde hacının katledilmesi , Hac ve Umre paralarıyla Müslüman kanı dökülecek silah alınması ve mazlum Yemen’e saldırılması, dünyadaki tekfirci terörün finanse edilmesi değil midir?
Onların azgınlaşan şımarıklarını (azapla) yakaladığımız zaman, (bir de ne göresin) hemen feryadı basıp yaygarayı koparmışlar. (23/Mü'minûn 64)
Andolsun ki, onları azapla yakalayıverdik. (Buna rağmen) Rablerine boyun eğmediler ve gönülden yalvarıp yakarmadılar. (23/Mü'minûn 76)
Şüphesiz ki fuhşiyatın müminler arasında yayılmasından hoşnut olanlara, dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (24/Nûr 19) Siz, erkeklere yanaşacak, yol kesecek ve sizi bir araya getiren meclislerinizde münker işlemeye devam edeceksiniz öyle mi?” Kavminin cevabı: “Şayet doğru sözlülerden isen bize Allah’ın azabını getir (bakalım).” sözünden başkası olmadı. (29/Ankebût 29) (Livata Avrupa ve ülkemizde yasal hale getirilmişti!)
Onlar farkında olmadan (azap) onlara ansızın geliverir. (26/Şuarâ 202) Derler ki: “Bize bir mühlet verilir mi acaba?” (26/Şuarâ 203)
Biz, hangi beldeye bir uyarıcı yolladıysak mutlaka oranın refah içinde yaşayan şımarık zenginleri: “Biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr ediyoruz.” dediler. (34/Sebe’ 34)
Kim izzet arıyorsa hiç şüphesiz, izzetin tamamı Allah’a aittir. Güzel söz O’na yükselir. (Güzel sözü) salih amel yükseltir. Kötülüklerle tuzak kuranlar için, çetin bir azap vardır. Bunların tuzakları bozulur, yok olur gider. (35/Fâtır 10)
Size azap gelmeden önce, Rabbinize dönün ve O’na teslim olun. Sonra yardım olunmazsınız. (39/Zümer 54)
“Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine icabet edin ve ona iman edin ki, günahlarınızı bağışlasın ve sizi can yakıcı azaptan korusun.” (46/Ahkâf 31)
Çünkü Allah, iman edenlerin velisidir/dostudur. Kâfirlerin ise dostu yoktur. (47/Muhammed 11)
Bilin ki; dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, aranızda övünme (aracı), malları ve evlatları çoğaltma (yarışından) ibarettir. (Bitirdiği) ekin çiftçilerin hoşuna giden yağmur gibi. (Göz alıcı tazelik ve canlılıktan sonra) kuruyuverir, onun sapsarı olduğunu görürsün. Sonra da etrafa saçılan kırıntılara dönüşür. Ahiretteyse çetin bir azap, Allah’tan bağışlanma ve razılık vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir faydalanmadan başka bir şey değildir. (57/Hadîd 20)
Onlar Rablerinin azabından dolayı korku içindedirler. (70/Meâric 27) Çünkü Rablerinin azabından güven içinde olunmaz. (70/Meâric 28)