İnsanoğlu tarihi ve medeniyetine müdrik olduğu içindir.
Uygarlık tarihi ve ona ait olan dili, alfabesi ile tüm keşiflerin Yemen ile Şam
arasında yaşandığını biliyordu. Tekil ve çoğul olarak kullanılan ve
yerküremizdeki ilk akıllı varlık olan İnsan ve Human kelimesinin anlamını
anlatmıştık. İnşa eden, üreten, yaratan, yaratıcısının emsali olan, bilge insan
İns-İnş kelimesinden türetildi.
KRAT İLE TİK
Avrupa dillerinde sıkça kullanılan ve Türkçemize de
değişmeden intikal eden siyasi terimleri takdim edeceğiz; 4 Mayıs 2014’te
yayımlanan ‘İnsan, Adam, Demokrat, Diktatör’ yazımızda başlıktaki terimleri
izah etmiştik. Krat ve Tik ile biten demokrat, bürokrat, teknokrat, aristokrat,
otokrat, taktik, stratejik, teknik, scientifik (bilimsel), aristokratik,
bürokratik, otokratik, kritik ve benzer veya telaffuzu değiştirilmiş tüm
terminolojiler de Arapça-Süryanice kökenlidir. İlk kez bu lisanların sahipleri
tarafından kullanılmıştır.
Filozof Aristo’nun da adını taşıyan Aristokrat terimi,
Yunanca-Latince Aristokratyo kelimesinden türetildi. Ristok-Krat, Restak-Rezdak
yani Türkçemizde de kullandığımız rızk, rezzak kökenlidir.
‘Life After Power, Saltanattan Sonraki Yaşam’ kitabının da
yazarı olan Amerikalı nörolog Profesör Richard Restak da aynı soyadı taşıyor.
Taşra, köy, çiftlik, zirai bölge demektir. Krat ve Kratyo kayıtlı, müseccel,
sahip demektir. Aristokrat, bu arazilerin, mülklerin sahibi demektir. Mora
Adası ve Yunan karasına yerleşen kadim Suri, Suriyeli, Süryaniler ilk
çiftçilerdir. Tarım kültürünü götürenlerdir ve bu üretim çiftliklerinin de ilk
sahipleridirler.
Bu mülklerin evlatlara miras yoluyla geçmesi için bugün
Polis olarak bildiğimiz kelimenin kökenini de oluşturan Poli/Boli yani Melikler
(Mülk sahipleri) Meclisinde bu mülklerin mirasçıları kayıt altına alınırdı. Bu
işten sorumlu memura bürokrat denilirdi. Bhoro büro tetkik eden, kayıt altına
alan ve krat kayıt, bürokrat bu işlemin doğruluğunu tetkik eden ve kayıt altına
alan kişi demektir. Bu işi yapanın ismi çalıştığı yer ile özdeşleşmiştir.
Batılılara öğretilen family, fam-il (aile), mother (anne),
pader veya father (baba), sister (kız kardeş), brother (erkek kardeş)
İngilizcedeki Son veya Rusçadaki Sin (oğul), Grekçe, Rusça ve tüm Slav
dillerinde kullanılan dada ve diadia (amca, aziz, dayı, sevgili) kelimelerin
tümü Arapça-Süryanicedir.
Zira aile olmak ve önemini, kimin kimden olduğu belli
olmayan aslı-faslı, şeceresi bilinmeyen yani köksüz Batı'nın mağara ilkel
mahlûklarına aile olmanın, temiz yani taharetle yaşamanın kıymetini onlara
öğretenlerin Şamlı veya onların tercih ettiği ibareyle Doğu’dan geldiklerini
biliyorlar ve öğrenecekler.
Zira büyük hacetini yapan Batılının halen su ile temizlenmek
yerine ekseriyetle kâğıtla silmeyi tercih etmesi İnsanlık yani Hümanity adına
ayıptır. Bu sayede ekonomimize katkıda bulunalım ve girişimci ile
sanayicilerimizin hijyen ve donanımlı tuvalet malzemelerini Batı'ya tanıtması
ve pazarlamasını teşvik edelim.
ÖLÜMCÜL HATALARIN FARKINDALAR
Rusya, İran, Çin, Avrupa devletleri, İsrail ve ABD, Şam
Coğrafyasının medeniyet, zenginlik ve kudret için anahtar kelime olduğunun
idrakinde. Öyle olmasaydı Batı ile Doğunun düğümü olan coğrafyamıza tüm alem
musallat olmak için canhıraş bir rekabet, çatışma ve savaş halinde olmazdı.
Suriye için savaşta ölümcül hatalar yaptığını görmeye başlayan Avrupa
devletleri ‘Brüksel İnisiyatifi’ adı altında ispanya, İtalya, Avusturya gibi
ülkeler Suriye ile normalleşme çabalarına hız verdi.
Bu çabaları özellikle İspanya’nınkini iyi niyet içinde
okuyabiliriz. Ama ve lakin genel Avrupa girişimleri maalesef halen NATO’nun
stratejik amaçları içinde yapılmaktadır. Brüksel İnisiyatifi'nin de
Türkiye-Suriye arasında olması beklenen normalleşme zaman diliminde ortaya
çıkması şüpheleri arttırmaktadır.
Avrupa devletleri sahip olduğu her şeyini Şam’a, onların
deyimiyle Doğu’ya borçlu olduğunu biliyor. Avrupa’nın isim atasının, Batı'nın
efendisinin, seyidinin, ilk öğretmeninin, ilk çiftçisinin, ilk mimarının, ilk
sanayicisi ve ilk sanatçısının (drama, trajedi, tiyatro, müzik ve sanat ile
ilgili tüm isimlerin kaynağı coğrafyamızın lisanından öğrenilmiştir), ilk kıllı
insanın coğrafyamızdan geldiğini de biliyor ve öğrenecekler. Avrupa’nın
coğrafyamızdan bağımsız bir ferah geleceği olmaz.
Şüphesiz ki Avrupa hayatımıza değer katan birçok önemli
keşiflere ev sahipliği yaptı. Ancak unutmaması gereken şudur ki, Batı
coğrafyasını bereketlendiren nehirlerin kaynağı ve onu besleyen damarlarının
esas olduğunu bildiği gibi medeniyetinin kaynağı ve damarlarının anavatanının
Şam Coğrafyası veya Doğu olduğunu öğrenmeli ve nankör olmamalıdır.
TEKRAR ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Şam Coğrafyasının anahtar ülkeler konumunda olan
Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesini neden bu kadar çok arzuladığımızı,
iki ülkenin stratejik dostluğunun neden olması gerektiğini, bunun için
harcanacak emeğin neden çok kıymetli olduğunu ve bunun gerçekleşmesi için
ortaya koyduğumuz çaba sebebiyle neden bedeller ödediğimizi onlarca yazımızda
anlatmaya çalıştık. Bu hedefler hâsıl oluncaya kadar da devam edeceğiz.
Ayrıca Batı'nın bizden öğrendiği, alıp kullandığı tüm terminolojileri izah etmeye devam edeceğiz. Nankörlüğü terk edinceye ve ilk öğretmenlerine saygı duymayı öğreninceye kadar, Türkiye-Suriye normalleşmesinde bozguncu değil yapıcı bir rol üstleninceye kadar Batı'nın kalbinde halen yanan habis ateşi söndüren su olacağız.