Büyük ve görev üstlenmiş devletler neden Suriye’de
olduklarının idrakindeyken piyon ve kiralık silah Şam’daki yeni yönetim ve
sahadaki tüm silahlı örgütler ile “sivil” temsilcileri 2011’den itibaren
savaşın bir Alevi-Sünni savaşı olduğunu, Alevi bir iktidarın Sünnileri imha
etmek üzere kurgulandığını telakki ve telkin etti. Binlerce yabancı savaşçı
Suriye’ye “Sünni ve İslam düşmanı” kafir Alevileri cezalandırmak üzere
geldiklerini açıkça beyan etmişlerdir. Savaşın bir din-mezhep savaşı olduğunu,
Alevilerin İsrail ve Yahudilerden daha büyük bir tehdit oluşturduklarını
propaganda ettiler. Şii-Alevi Hilal amacı güden, Sünnileri siyasi, ekonomik ve
kültürel hayattan dışlayan, onları İslam dışı bir mezhebe zorlayan Esad
yönetimine karşı “bir varoluş mücadelesi” verildiği propagandaları revaçtaydı.
CLINTON’uN YAZIŞMALARI
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’dan, Katar’ın başkenti
Doha’ya, Ankara’dan Kahire’ye (İhvan iktidarı döneminde) gazetelerin,
televizyon programların, siyasi yetkilerin Suriye meselesini mezhepsel gösteren
açıklamaları sistematik olarak 2011-2021 arası en az 10 sene boyunca 7/24
beyinlere enjekte edildi. Esad’ın iktidarının devrilmesi halinde bu savaşın
sonunda radikal Sünni terbiyesiyle büyümüş, sevdiklerini kaybetmiş binlerce
gencin suçlu olarak gösterilen Alevilerden intikam alacağı ve bunun için ele geçirdiği
her Alevi’yi öldüreceğini Hillary Clinton aklı yıllar önce planlamıştı. Ele
geçirilen özel yazışmalarında Hillary Clinton neden Esad’ı devirmek ve ardından
Sünnilerin Alevilere karşı başlatacağı etnik ve dini temizliğin “kötü ama ABD
ve İsrail için” neden karlı olacağını açıkça beyan etmişti.
4 YÖNETİM
Bu bilgiler ışığında Putin’in Esad’dan sonra ne olacağını
bilmemiş olması akıl ile alay etmektir. Ama ve lakin sahil bölgesinde Alevilere
karşı hâsıl olan ve devam eden katliamların Rusya’nın
bilgisi dâhilinde olması ile sahil bölgesinde patlak veren silahlı isyanı
organize ettiği veya yönettiği hususu ayrıdır. Zira Ahmet Şara da Moskova da
Türkiye de katliamların bu boyuta ulaşacağını tahmin etmiyorlardı. Eşek
arılarını kovandan çıktıktan sonra kontrol etmeniz zor iştir. Bu katliamlardan
sonra Suriye sahasının sunduğu nesnel koşullara istinaden maalesef Suriye’nin
tek millet ve tek devlet olma ihtimali geçen her saat zayıflamaktadır. Şu an
dört Suriye olarak Şam coğrafyası fiilen İsrail, ABD, Türkiye ve Ahmet Şara
tarafından yönetilmektedir. Suriye’de üzerinde halen tam mutabık ve tam
hâkimiyet kurulamayan en stratejik bölge Suriye Alevilerinin sahil bölgesidir.
Haritaya baktığınızda bu bölgenin sosyolojik iç derinliği
Hama ve Humus’a kadar uzanmaktadır. Bu bölgeyi ABD ve İsrail şimdilik Rusya’ya
terk ettiler. Moskova, Suriye sahil bölgesindeki üslerinin baki, daim olması ve
korunması için, çok daha iyi bir kazanımı olmadığı sürece, ne gerekiyorsa
yapacak ve geri adım atmayacaktır. Bu çerçevede mart ayı başında Suriye sahil
bölgesinde Şam’daki yeni yönetime karşı patlak veren silahlı isyanın Rusya’nın
bilgisi haricinde olmadığı aşikârdır. Ama ve lakin bilgi sahibi olmak ayrıdır,
bu isyanı kendisinin organize ettiği ve yönlendirdiği iddiası meselesi ayrıdır.
TEMELSİZ İDDİA
Alevilere yönelik yapılan katliamları durdurmak için çok
daha etkin olabilirlerdi. Olmadı. Zira bu tür devletler büyük amaç için
binlerce canın yanmasının bazen kaçınılmaz bedel olarak görür. Rusya,
Suriye’nin fiilen bölünmesi hasıl olduğunda Suriye sahil bölgesini manda devlet
olarak, yani oranın güvenliği, idaresi ve inşası için isteyecektir. Esad ve
Rusya, Bela-Rusya ve Kırım’a sığınan binlerce eski yönetimin efradını bu amaç
için istihdam edecektir. Ancak itimat edeceği esas kuvvetler Esad ailesi ve şürekâsı
yerine Suriye sahil bölgesinden Alevi, Sünni, Hristiyan, Ermeni itikat
önderleri, aydınları ve teknokratları olacaktır. Rusya’nın Esad’ı veya herhangi
bir eski Suriye askeri-siyasi bürokratını Ahmet Şara yönetimine teslim edeceği
iddiası temelsizdir.
Mahalli ve yabancı medya ajansları Esad ve onunla birlikte
Rusya’ya sığınan eski devletin yüzlerce kelli felli askeri, siyasi ve ekonomik
şahsiyetleri ile röportaj yapmak için Moskova’da cirit atıyor. Bir görüşme elde
edebilmek, görüntü alabilmek veya günlük hayatlarını kayıt altına alabilmek
için hummalı bir çalışmanın olduğunu tahmin edebiliyoruz. Putin’in “özel
misafirleri” ve “insani sebeplerle” verilen sığınma hakkı Esad, aile efratları
veya eski yönetimin mensuplarının “şimdilik” medyadan uzak durmalarını talep
ediyor. Gözden ırak durma ve “şimdilik” gelişmeleri sessizce uzaktan seyretme
tablosu sizi yanıltmasın. Putin’in bir gözü başka yerlere odaklansa da bir gözü
sürekli Suriye ve Doğu Akdeniz üzerindedir.
ESAD’IN YATIRIMLARI
Esad ve şürekâsı ile yakın bağları olan Rus ve Suriyeli
kaynakların paylaştığı iddialara istinaden, Beşar Esad’ın eşi Esma ve
çocuklarının daha önce yeni Moskova (Moskow City) bölgesinde yer alan
gökdelenlerde, avmlerde ve işyerlerinde ciddi yatırımları var. Bir gökdelenin
son iki katı komple Esad, ailesi, korumaları ve en yakın bürokratları
tarafından kullanılıyor. Her katın 19 dairesi var. Daireleri birbirine açılacak
tarzda tanzim edilmiş. Suriye, bölge ve dünyadaki tüm gelişmeleri anlık takip
eden medya uzmanları, analizciler ve siyasi-askeri uzmanlar burayı çalışma
ofisleri olarak kullanıyor. Çalışmalar ehemmiyetine göre düzenli olarak Esad’la
paylaşılıyor. Sadece o katlara çıkan özel asansörler var.
BİN 500 SUBAY
Esad, uzak ve yakın korumalar eşliğinde daha önce ikamet
ettiği gökdelenden aşağıdaki kafeteryalara yanında birileriyle birkaç kez
inmiş. Orada vakit geçirmişler. Ardından, 1 ay önce, Moskova’nın dışında sahip
olduğu çiftlik (Küçük Saray) ve koruma sistemi hazır hale gelince ailesi ve en
yakın çalışma arkadaşlarıyla o çiftliğe taşınmış. Belarus, Kırım, Soçi ve St.
Petersburg’ta da konakları var. Bu bölgelere dağılmış eski Suriye ordusu
mensubu bin 500 subay ve aile efratları yaşıyor. Daha önce Lübnan’a gittikleri
söylenen Cumhurbaşkanlığı Ulusal Güvenlik şefi ve eski Suriye genel istihbarat
Başkanı “Sünni” Ali Memluk, Ulusal Güvenlik Başkanı Tümgeneral Kifah Melhem ve
Suriye Genel İstihbarat Teşkilatı Başkanı “Sünni” Tümgeneral Hüsam Luka ve daha
birçok önemli şahsiyet de şu an Esad’ın yanında.
Esad dışarıya taşıdığı servet ve personel ile Suriye’yi
yeniden inşa edebilirdi. Aklı selim, vatanperver, medeni muhalefet ile
uzlaşmayı kabul etseydi bugün yeni vatanı sığıntı olduğu Moskova değil ülkesi
Suriye’nin toprağında el üstünde olurdu. Servet biriktirme tamahı, tek adam,
tek lider bencilliği ve çevresinin ülkeyi babalarının çiftliği gibi yönetme ve
talan etme hırsı yerine medeni, laik, halkçı, üreten Suriye’nin emekçileri,
çiftçileri, sanayicileri ve esnafını gözeten ekonomik politikaları benimseseydi
bugün Rusya’ya sığınmak yerine Suriye halkının sevgisine, saygısına ve yüreğine
sığınırdı. Vardır her şerde bir hayır. Bakalım bu şer Suriye’nin hayrına nasıl
olacak.
AYDINLIK