Dünyada Siyonist rejimin dostları ve düşmanları vardır. Bunu
değerlendirirken halkları ve rejimleri birbirinden ayırmak gerekir.
Dünyada Siyonistlerin en büyük düşmanı halklardır; dünyada Siyonistlere
dost olan hiçbir halk yoktur. Bütün halklar Siyonist rejimden nefret
etmektedir, Siyonist rejimi şer ve zülüm merkezi olarak görüyor; Müslüman, Hristiyan,
Afrikalı, Asyalı hatta Avrupalı halkların Siyonist rejime bakışları bu ülkeler
hükümetleri gibi değildir.
Siyonist rejime karşı dost olan ve düşman olan ülkeler
vardır. Dostları Siyonist rejimi meşru
görüp diplomatik, ekonomik, askeri vs.. alanlarda işbirliği içindedirler. Düşmanları ise Siyonist rejimi meşru görmeyip
onlunla hiçbir ilişki kurmayan ülkelerdir ve bu grupta olup direniş cephesindeki
ülkeler ise bu işgalci rejimle savaş halindedirler.
Siyonistlerin yeni projesi
Siyonist rejim kurulduğu 1948 yılından beri geçen 74 yıldan
beri Batılı devletlerin desteği ve çoğu krallık ve emirlikle yönetilen Arap
rejimlerinin ihanetleri veya vurdum duymazlıkları karşısında işgal topraklarını
genişletti. Ancak İslam İnkılabının zaferinden sonra başta Batı Asya Müslüman
halkları olmak üzere Müslüman halkların uyanışı da başlamış oldu ve oluşan
Direniş Cephesi Batılı emperyalistlerin ve özellikle de Siyonist rejimin
planlarını bozdu.
Siyonistler İslam İnkılabının İran'da zaferinden sonra Batı
Asya’da istediği gibi ilerleyemedi çünkü direniş cephesi Siyonistlerin hedefine
ulaşamasın engelledi.
Bu işgalci rejim son yıllarda ise çöküşünü engellemek,
direniş cephesi karşısındaki yenilgisini telafi etmek için “Türk dünyası” ile işbirliğini
güçlendiriyor. Kafkasya’da nüfuzunu artırmak suretiyle Batı Asya’da kaybettiği
gücünü Kafkasya’da telafi etmeye çalışıyor.
Direniş cephesindeki düşmanlarına karşı yeni müttefikler
bulmak ve artırmak istiyor. Özellikle de İran İslam Cumhuriyetine karşı bölgede
yeni güç ve destek arayışlarına girmiş bulunuyor.
Siyonist ve Bakü Rejimleri Arasındaki İşbirliği
Son zamanlarda Azerbaycan hükümetinin Siyonist rejimle
ilişkisi güçlenmiş ve resmen elçilik açma seviyesine gelmiş bulunuyor.
Azerbaycan’ın Tel Aviv’de elçilik açmasını dikkatli okumak
gerekir. Konu basit bir diplomatik ilişki değildir. Siyonistler üç alanda
Azerbaycan’da nüfuzlarını sürdürmektedir:
- Askeri alanda nüfuz; Azerbaycan'ın silah ihtiyacını
karşılayarak Azerbaycan ordusunu kendine bağımlı hale getirmeyi planlıyor.
- Ekonomik nüfuz; 150 Siyonist şirketi Azerbaycan’da iş
yapıyor. Ayrıca Siyonistlerin petrol ihtiyacının yüzde 60’ını Bakü rejimi
karşılıyor.
- Siyasi nüfuz; Bakü’deki elçiliği aracılığıyla
Azerbaycan'ın siyasal gelişmelerine müdahale etmekte ve yöneticileri Müslüman
halkın inançlarıyla mücadeleye, ülkede fitneye ve komşularıyla düşmanlığa
yönlendirmektedir.
Filistin halkına yüz yıla yakındır kan kusturan bu rejim
bölgedeki sorunlarında Azerbaycan'ın yanında olduğunu ileri sürerek sinsi
planlarını takip etmektedir. Siyonistler açıkça bu işbirliğinin İran’a karşı
bir ittifak olduğunu söylemekten çekinmiyorken Bakü rejimi de bu açıklama
karşısında susmaktadır.
- Siyonistler diğer taraftan Türki cumhuriyetlerini
özellikle de Azerbaycan’ı Kafkasya’ya açılan bir kapı olarak kullanmak istiyor.
Azerbaycan halkı elbette bu gerçekleri görmektedir ve bu
uğursuz işbirliğinin farkındadır.
Her dostluk ve düşmanlığın bir karşılığı vardır. Herkes
bedel ödemeye hazır olmalıdır. Halklar uyanınca bu bedeli ödetir.
Siyonistlerden dost olmaz, bunlar tarih boyunca kendileri
ile ittifak kuran, kendilerine el uzatan kim olmuşsa güçlendikten sonra onlara
da zulmedip hegemonyasına almaya çalışmıştır.
Umulur ki Azerbaycan yöneticileri bu gerçeği anlamakta
gecikmez ve başta Azerbaycan halkı olmak üzere bölge halklarını daha
çok zahmete sokmaz.