Yabancı Savaşçılar

GİRİŞ: 05.05.2025 19:29      GÜNCELLEME: 05.05.2025 19:29
Rasthaber -  Suriye’nin içinde bulunduğu elim durumu daha vahim yapan mesele, ülkede mevcut olan binlerce yabancı savaşçının varlığıdır. Konu ve taşıdığı tehlikeler, mahalli ve yabancı kuruluşların, istihbaratın, medyanın ve araştırmacıların raporlarında teferruatlı şekilde yer almaktadır. Yabancı savaşçılar, Esad’a karşı yardıma koşmuş “mücahit yoldaşlar” ve “ensar” olarak telakki edildi. Onları taşıyan, yol veren, ülkelerinden, hudutlarından Suriye’ye intikal etmesine yardımcı olan, maddi ve askeri araçlarla donatan, varlıklarına karşı sessiz kalan devletler, besledikleri bu canavarların Esad sonrasında kendileri için nasıl bir bela oluşturacaklarını ya hesaplayamadılar ya da umursamadılar.

Başta Avrupa, Asya, Afrika, Türkiye, ABD, Kanada, Arap devletleri, bu fanatik taraftarların ülkelerinden çıkmasını milli güvenlikleri için kazanım olarak gördüler. Belki de bağırsaklarını “pislikten” temizlediklerini ve bu “pisliği” Suriye’ye attıklarını düşündüler. Kıssadan hisse, bir taşla birkaç kuş vurduklarını düşündüler. Devirmek, yıpratmak ve zayıflatmak istedikleri Esad, Rusya ve İran’a karşı savaşanların sayısını artırdılar. Öldürdükleri ve öldükleri zaman “iki düşmandan kurtuluruz” diye tasarladılar. “İti ite kırdırdılar” veya “böcek yiyen böcekler” olarak kullandılar.

ELVERİŞLİ APTALLAR

Bu savaşçıların Suriye müzelerinden ve sit alanlarından çaldıkları eserlerin, petrolün, fabrika makinelerinin, sanayi ürünlerinin, tarım ürünlerinin, kuyumcuların paraları Avrupa bankalarına yattı. Ayrıca Esad sonrası için düşünülen Suriye’nin parçalanmasını sağlayacak olan etnik ve mezhepçi fitne ve katliam operasyonlarında kullanılan en elverişli aparatlar oldular. Kıssadan hisse, amaçlarına hizmet eden şer de olsa mubah kabul ettiler. Avrupa resmi ve gayriresmi raporlarına istinaden sadece bu kıtadan DEAŞ, YPG, ÖSO, HTŞ saflarında savaşmak üzere 2012’den itibaren Avrupa pasaportlarıyla Suriye ve Irak’a beş binden fazla savaşçı gitmiş.

Özellikle fanatik mezhepçi grupların sahip oldukları dini öğretiye istinaden; dinlerine uygun yönettiği yerler Dar El-Selam (barış ve huzur diyarı), idareleri dışında kalan dünyanın her karış toprağı ise Dar El-Harp (savaş ve kurtarılması gereken küfür diyarı) olarak telakki edilir. Kendilerini kutsal bir savaşın mensubu olduklarına inandırılan bu kullanışlı gruplar bir küfür diyarı olarak baktıkları Avrupa’ya da kutsal dinlerini yaymak üzere harekete geçtiler. Bu grupları yöneten lider kadronun dizginlerini elinde tutan üst akıl ise Avrupa devletlerinde, Ukrayna üzerinden Rusya tehdidi ve Rusya düşmanlığı propagandası gibi, fanatik örgütleri ve terör eylemlerini emsal göstererek İslam düşmanlığını körüklemektedir. Rusya, “fanatik İslam ve Müslüman devlet ve örgütler” üzerinden “önlem ve savunma amacıyla” arzulanan silahlanmayı kabullenme, askeri bütçeleri arttırma, ordu sayısını yükseltme, zorunlu askerliği uygulama ve toplumu savaşa hazır hale getirme hedefleri için gayet iyi kullanmaktadır.

ORTODOKS KİLİSESİ VE İSLAM BAŞ DÜŞMAN İLAN EDİLDİ

Başta etkili İngiliz akıl olmak üzere Avrupa tekelci finans kapitalistler “Komünizm tehdidinden” Ortodoks Kilisesi ve İslam’ın Batı medeniyeti için baş düşman olacağını açıkça beyan etmişlerdi. Irak ve Suriye tablosunda zuhur eden fanatizm ve Avrupa’da gerçekleşen “Müslüman” terör eylemleri yukarıda zikrettiğimiz habis akıl, müdahale tamahına ve savaş planlarına hizmet etmektedir. Ayrıca bu eylemler bu grupların kontrolden çıkma ihtimalinin de varit olduğu ve sihrin sihirbazı avladığına imkân yarattığına da delalettir. 13 Kasım 2015’te Fransa’da Abdülhamit Abaaaoud liderliğinde gerçekleşen “İslami” katliamlar, 22 Mart 2016’da Brüksel’de vuku bulan Halit ve İbrahim El-Bakraoui kardeşlerin kendilerini havalimanı ve metroda patlattı, onlarca insan katledildi.

SURİYE’DEN GERİ DÖNMELERİ İSTENMİYOR

2020 Viyana, 2023 Fransa ve 2024 Almanya’da gerçekleşen terör eylemlerine iştirak edenlerin hepsi daha önce Suriye’de farklı örgütlerde “cihatçı savaşçı” olarak bulunmuşlardır. Türkiye’de disko, polis, stadyum ve başka yerlerde benzer katliamlara girişenler de ülkemizi “savaş ve küfür diyarı” olarak gören zihniyetin mensuplarıydı. Bugün Suriye ve başta Hatay’a sıfır noktada yer alan İdlib ve Lazkiye vilayetinde binlerce Orta Asya kökenli, Afrika kökenli, Arap ülkeleri kökenli “cihatçı savaşçı” bulunmaktadır. Avrupa ve Orta Asya ülkeleri bu savaşçıların Suriye’den geri dönmesini istemiyor. Batılı diplomat ve istihbaratçılar Suriye geçici rejiminin başkanı Ahmet Şara ile yaptıkları görüşmelerde, bu savaşçıların ya Suriye ordusuna entegre edilmelerini yahut etkisiz hale getirilmelerini istiyor. Şara yönetiminin en az 17 bin yabancı savaşçıya Suriye vatandaşlığı verdiği, aileleriyle birlikte Suriye’ye yerleştirilmesi için çalışmalar başlattığı iddia ediliyor. Şara’nın bizatihi kendisi bu savaşçıların kontrol edilemez ve başa bela olduklarını, kendisini “light (yumuşak) Müslüman” olarak gördüklerini ve planlarına çomak soktuklarını görüyor. “İktidar değişikliğine destek veren bu grupların, kendi iktidarı için de tehdit ve tehlike oluşturduklarını” biliyor. Ama ne yapacağı ve bunu nasıl yapacağı konusunda kendisi de aciz.

Yukarıda bahsedilen sayıya, yeniden hortlatılan DEAŞ savaşçıları dâhil değil. Fırat’ın doğusunda YPG kontrolünde olan hapishanelerde tutulan binlerce DEAŞ mensubu ve yabancı savaşçılar dâhil değil. Bu durum sadece Suriye’de ciddi sorunlar yaratmayacak. Komşumuzda pişenin bize de düşeceği muhakkaktır. Kullanışlı, hayatları boyunca sadece “kiralık silah” olarak yaşamış, kendisinden ve kendisine benzeyenden başka her şeye düşman ve yok edilmesi gereken olarak bakan bu kitleyi Suriye milletinin bir parçası yapmak, deveyi iğneden geçirmeye çalışmak gibi olur.

Bunları Suriye toplumuna entegre etmek, Suriye’nin farklı etnik, din ve mezhepleriyle bir arada yaşamalarını sağlamak nesnel koşullara baktığımızda beyhudedir. Ama ve lakin bunların oluşturacağı en önemli tehdit ve tehlike başta Türkiye olmak üzere Suriye’ye komşu ülkeler için olacaktır. Sahi Suriye’yi birlikte yönettiğimizi iddia eden hükûmetimizin yabancı savaşçılarla ilgili bir planı var mı?

aydınlık

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM