Soğuk Savaş düzenine dönüş!..

GİRİŞ: 07.02.2022 06:24      GÜNCELLEME: 07.02.2022 06:24

Rasthaber -  Soğuk Savaş yıllarında dünyaya hâkim olan düzen genellikle iki kutuplu olarak nitelendirilirdi. Ancak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra iki kutuptan birisi fiili olarak varlığına son verdi ama, değişik adlar altında ve iki kutuplu dünya düzenine benzer bir yapı sürdürülüyordu. Dünya savaşının ardından Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra NATO’ya karşı kurulmuş olan Varşova Paktı’na son verdi ama NATO, varlığını korumaya devam etti. Bir değişiklik söz konusu oldu; o da NATO, Sovyet yayılmacılığına karşı kurulmuş, bu sebeple de öncelikli düşman olarak NATO ülkeleri gösteriliyordu. Ancak böyle gösteriliyor olmasına rağmen bu iki kutuplu dünyanın çeşitli köşelerindeki çatışmalarda sahada tek tek taraf olmuş olsalar da aralarında doğrudan bir sıcak çatıma ortaya çıkmadı. Bu da iki sömürgecinin aralarında İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru vardıkları mutabakat gereği birbirlerinin alanlarında ortaya çıkan çatışmalarda doğrudan taraf olmadılar. Bir bakıma dünya üzerindeki NATO ve Varşova Paktı dışında kalan ülkeler kendilerini taraflardan birinin tehdidi ile karşı karşıya gördüğünde öbür tarafın kanadı altında sığındılar. Kısacası, Batı kanadının ürküttüğü ülke Sovyetlerin, Sovyetlerin ürküttüğü ülke de Batı’nın kanatları altına sığınıyordu. Halbuki bu ikili oyun özellikle sahneleniyor, iki taraf da birbirlerinin çıkarlarına uygun davranmış oluyorlardı.


Sonuç olarak iki kutuplu dünya tek kutuplu hale gelince, özellikle de ABD’nin kontrolüne kalınca sömürgeciler artık doğrudan doğruya planlarını hayata geçirmeye, sömürülerini sürdürmeye başladılar. Bunun en son örneği Afganistan işgali olmuştur. Önce Afganistan Rusya tarafından işgal edilmiş, bu işgal 20 yıla yakın devam etmiş, ardından Rusya, Afganistan’dan çekilerek buradaki varlığını ABD ve müttefiklerine, bir diğer ifadeyle NATO’ya devretmiştir. Şimdilerde ABD ve NATO da Afganistan’dan çekilmiş ama ortaya bir yıkıntılar ve felaketler ülkesi kalmıştır. Uzun yıllar iki tarafta da ülkeler arasında ortaya çıkan gerginlikleri kızıştırarak, ortada kalan ülkenin kendilerine muhtaç olduğunu gösterme siyaseti izlemişlerdir. Bugünlerde Ukrayna-Rusya arasında yaşanan gerilimde olduğu gibi. Bir taraftan Rusya, Ukrayna sınırına askeri yığınak yapıyor, öbür taraftan ABD ve NATO ülkeleri alanlarını genişleterek düne kadar Sovyetlerin payına düşen alanda olan ülkelere doğru NATO genişlemeye çalışmaktadır. Bu genişlemeyi sadece NATO olarak nitelendirmek de eksik olur diye düşünüyorum. Çünkü bu işin öncülüğünü ABD yapıyor. Yani dün olduğu gibi alan kapma yarışı bugünde Rusya ile ABD arasında geçiyor. Bu defa bir fark var; o da Rusya, Çin ile birlikte hareket oluşturmaya çalışıyor. Bir bakıma eskiden doğrudan olmasa bile Rusya ve Çin aynı Sosyalist blok içindeydiler. Soğuk Savaş yıllarında Çin, Rusya’dan farklı bir tavır sergiliyor görünüyor olmasına rağmen Ukrayna gerilimi eski ortakları yeniden bir araya getirmiş, dünya yeniden iki kutuplu hale gelmiş oluyor. Bu bir mecburiyet midir ya da yeni dünyada da eskiden olduğu gibi ülkeler eski saflarında yerlerini mi alıyorlar, bunu zaman gösterecek. Ancak görünen o ki, adı sosyalist blok olmasa da en azından eski sosyalistler bir kanatta, diğerleri öbür kanatta yerlerine dönmüş oluyorlar.


Böyle olunca da Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimi azaltmak, savaş tehdidini ortadan kaldırmak için atılan adımların özellikle Batı, yani ABD’nin başını çektiği NATO tarafından en azından şimdilik gerilimin devam etmesi istendiğini gösteriyor. Görüntü bu. Ancak genel kanaat Ukrayna-Rusya geriliminin bir savaşa dönüşmeyeceği yönünde. Bu da İkinci Dünya Savaşı’nın bitimi yıllarından oluşturulan dünya düzeninin yeniden hayata geçirilme yolunda olduğu anlamına geliyor. Kaldı ki, Rusya Devlet Başkanı Putin de sık sık, “ABD bizi savaşa çekmek istiyor” açıklaması yaparak bu gerçeği dile getiriyor.


milligazete


YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM