Rasthaber - Allah’ın Adıyla
SÜNNETULLAH
Yeryüzünde hiç bir gelişme Sünnetullah’ın dışında cereyan etmez. Sünnetullah(tüm kainatı kapsayan ilahi kurallar) haklı haksız her kesim için geçerlidir. Plan kuran, hazırlanan, davası için her türlü sıkıntıyı göğüsleyen, sabırla mücadele eden ve ölüme hazır olan ister mümin olsun ister kafir ister münafık oyunun kurallarına göre hareket etmişse haklı veya haksız davası uğrunda başarılı olur. Tarih bu kuralın örnekleriyle doludur. Her başarılı olan haklı değildir elbet. Ama başarının baş faktörü çabadır, ister hak çizgide olsun ister batıl.
NATO OPERASYONU
Suriye’de olup bitenler de yukarıda kısaca izah etmeğe çalıştığım kuraldan müstesna değildir. Tarihin gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklarından biri olan ABD ve onun en önemli sulta aracı NATO dünyanın çeşitli bölgeleri için olduğu gibi Batı Asya bölgesi için de durmadan kısa orta ve uzun vadeli komplo planları yapıp durmaktadır. Bölgemizde olup bitenler, bu cümleden olarak Suriye’de öne çıkan durum da NATO’nun başarıya ulaşan şeytani planlarından biridir. Suriye’deki iktidar değişikliği her ne kadar görünürde terör çetelerinin lehine sonuçlanmış olsa da kesinlikle bir NATO operasyonudur, NATO’nun hanesine yazılacaktır.
ZAAF
Suriye 2011 yılında başlayan iç savaştan beri askeri ve ekonomik bakımdan durmadan zayıfladı, şehirler harabeye döndü, alt yapı tahrip edildi. Yeniden yapılanmak dış yardımları gerektiriyordu. Durmadan artan ekonomik sıkıntılar altında ordu ve halk içinde yönetime destek azalmaya başladı. Bunu fırsat bilen Amerikan müttefiki zengin Suudi ve BAE krallıkları maddi yardım teklifinde bulundu ve bunu (Arap olmayan!) İran ve müttefiklerinin Suriye’den çıkarılması şartına bağladılar. Beşşar Esad açıkca ilan etmese de tereddüt içinde bu teklifi uygulamaya koydu. Ama bunun bir oyun olduğunu ülkeden kaçmadan ancak kısa süre önce farkedebildi.
GAFLET
Gaflet, sadece Suriye rejiminin değil müttefiklerinin de gafletidir. İdlip iline saldırı konumunda olan Suriye ordusu Halep ilinde savunma hatları bile oluşturmadı. Astana Süreci üyesi ve aynı zamanda NATO üyesi Türkiye hükümetinin terör çetelerini önleme taahhüdüne inandılar ve savunma tedbirleri almaya ihtiyaç bile duymadılar. Suriye’den çok az sayıda müsteşar dışında uzaklaştırılmış İran güçlerinin eksikliği ve Ukrayna savaşına yoğunlaşmış Rusya’nin desteğinden yoksun kalan Suriye ordu birlikleri herhangi bir ciddi direniş göstermeden şehirlerden geri çekilmeye başladı ve sonunda NATO destekli modern silahlarla donatılmış çetelere yenik düştü.
DİRENİŞ CEPHESİ
Direniş cephesi Suriye’deki iktidar değişikliği ile İsrail’e komşu, Hizbullah’a destek ve ikmal yolu imkanı tanıyan önemli bir müttefikini kaybetmiştir kuşkusuz. Görünürde ABD-İsrail ve bölgedeki müttefikleri zafer kazanmış olsalar da Direniş Ekseni yenilmemiştir, sadece zayıf iradeli bir bileşeninden arınmıştır. Direniş Ekseninin bu yenilgiden bir takım dersler çıkarması gerekir;
a) Müminler sadece ve sadece Allah’a tevekkül etmeli, maslahatı da Allah ekseninde aramalıdır. Allah çizgisinden sapmalar, uzlaşmacı tavırlar zafere ulaştırmaz.
b) Bazı maslahatlar için Rusya örneğinde olduğu gibi işbirliği içinde olduğu ülkelere sulta alanları açmamalıdır. Direniş Cephesi sayesinde Akdeniz’e yerleşme imkanı kazanan Rusya’nın kendi planları doğrultusunda hareket ederek Direniş güçlerini yıllardan beri Suriye’nin çeşitli bölgelerinde İsrail/ABD hava saldırılarına karşı yalnız bırakması görmezden gelinemez. Böyle işbirliklerinin varacağı sonuç böyle olur işte.
c) Su uyur düşman uyumaz misali düşman gece gündüz komplo planları kurup dururken mücadeleye ara vermek, tembellik, korkaklık, maslahatçılık, müzakerecilik vb zaaflar Direnişin ruhuna aykırıdır. Düşman hangi ad altında olursa olsun bu gafleti kesinlikle kendi lehine çevirir. İmam Ali’nin(as) buyurduğu üzere; ilk saldıran olmayın ama düşman saldırdıktan sonra mutlaka karşılık verin ve peşini asla bırakmayın.
SONUÇ OLARAK
Suriye’de eğer bir zaferden söz edilecekse bu NATO piyadelerine değil bizzat NATO üçlüsü ABD-İngiltere- İsrail’e aittir, zaman bunu gösterecektir. Pasta peşindeki işbirlikçiler 2011’de olduğu gibi yine nasıl bir oyuna geldiklerini sarhoşlukları geçtikten kısa süre sonra anlayacaklardır.
Suriye konusunda söylenecek daha çok söz var. Ancak şimdilik şu kadarıyla yetinelim ve diyelim ki, gelecek Direniş Cephesinindir. Şeytani cephe güçlendikçe Direniş Cephesi de güçlenecektir. Allah için savaşanlar için yenilginin anlamı yoktur. Allah(cc) vazifesini ifa eden müminlere beklemedikleri yerlerden yeni kapılar açacaktır, inşallah.
Ziya Türkyılmaz