SİNCAR’DA DURUM
PKK’nın Irak ve Suriye arasındaki varlığı açısından son
derece önemli bir nokta olan Sincar, Musul merkezli Ninova vilayetine bağlı.
Türkiye sınırına 100 kilometre mesafede bulunan Sincar, ağırlıklı olarak
Ezidilerin yaşadığı bir bölge. Tarihi Türkmen yerleşim bölgesi olan Telafer’in
yaklaşık 50 kilometre batısında yer alıyor. Sincar’ın PKK açısından stratejik
önemi ise, Suriye sınırında bulunmasından kaynaklanıyor. PKK’nın Suriye ve Irak
arasında silah ve terörist trafiğinde Sincar kilit bir merkez konumunda.
PKK’nın Kandil ve Asos’tan Mahmur’a, oradan Sincar’a uzanan bir geçiş rotası
var.
PKK’nın, Sincar’da etkinlik kazanmasında belirleyici olay,
DAEŞ’in 2014 yılındaki Musul işgali olmuştu. PKK, Sincar’da DAEŞ bahanesiyle
Amerikan askerlerinin desteğiyle bir ölçüde hakimiyet kurdu. Sincar’ın yerel
nüfusu olan Ezidileri de bünyesinde barındıran Haşdi Şaabi ise DAEŞ’in
Musul’dan kurtarılmasında belirleyici rol oynamıştı.
Haşdi Şaabi’den en fazla rahatsız olan kesim, kuzeydeki
Barzani yönetimi. Bunun nedeni, 2014’ten bu yana Barzani yönetiminin Türkmen ve
Arap yerleşimlerini kontrol etmesini, Haşdi Şaabi’nin engellemesi. Özellikle
2017 bağımsızlık referandumu girişiminden sonra Haşdi Şaabi’nin Kerkük’ten ve
aralarında Sincar’ın da bulunduğu Musul’a bağlı bazı bölgelerden Barzani
peşmergelerinin çıkarılmasında tayin edici rolü oldu. Bu durum, Barzani ile
çelişme halindeki PKK ile Haşdi Şabi arasında fiili bir ittifak durumu yarattı.
2016 yılında yasayla resmi olarak Irak Ordusu’nun bir parçası haline getirilen
Haşdi Şabi’nin yöneticileri, Irak’ta hakimiyet alanını genişletmeye çalışan
Barzani yönetimini, bölgede yerel tabanı bulunmayan PKK’ya göre daha büyük
tehdit olarak görüyor.
2020 yılında Irak merkezi yönetimi ile bölgede hak iddiası
olan kuzeydeki Bölge Yönetimi arasındabir anlaşma imzalanarak Sincar’ın
denetiminin Irak merkezi yönetimin güçlerine bırakılması kararlaştırıldı.
Anlaşmayı Türkiye de destekledi. Fakat bu anlaşma tam olarak uygulanamadı.
HAŞDİ ŞABİ İLE GÖRÜŞMELER
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 22-23 Ağustos 2023’teki geniş
kapsamlı Irak ziyaretinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Dışişleri ve
Savunma Bakanları ve kuzeydeki bölgesel yönetim yetkililerinin yanısıra, ülke
siyasetinde etkin olan siyasal grupların liderleriyle de görüşmüştü. Fidan’ın
görüştüğü liderlerden birisi de Haşdi Şabi lideri Falah el Fayyad idi. 19
Aralık 2023’te Irak ile Türkiye yönetimleri arasında Ankara’da yapılan güvenlik
toplantısında Irak heyetinin içinde olan Fayyad, 19 Şubat 2024’te de Ankara’ya
gelerek Fidan ile görüştü. Erdoğan’ın Irak ziyaretinden önce 14 Mart 2024’te
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı
İbrahim Kalın ve İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu’nun bulunduğu heyet,
Bağdat’ta Iraklı muhataplarıyla bir toplantı düzenledi. Toplantıya Irak
tarafından Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı, Ulusal Güvenlik Müsteşarı,
İstihbarat Teşkilat Başkanı Vekili ve IKBY İçişleri Bakanı ile birlikte Haşdi
Şabi Komisyonu Başkanı da katıldı. Toplantı sonunda ortak bildiri yayınlandı.
Bu bildiriyle, Irak PKK’yı yasadışı örgüt ilan etti.
FETÖ’CÜLERİN TELAŞI
Türkiye’nin Irak ile, özellikle de Haşdi Şabi ile
ilişkilerinde olumlu bir rotaya girmesinin, FETÖ’cüleri
telaşlandırdığı görülüyor. İsveç’in başkenti Stockholm’de üslenen FETÖ’cülerin,
uydurmalara dayanan kışkırtma yazıları yayınladığı site bu gelişmelerden
rahatsız olmuş. Nordic Monitor adlı sitede “Türkiye Irak’ta İran destekli Şii
milis güçlerle işbirliği yapacak” başlığı ile yer alan yazıda ilginç bir
değerlendirme dikkat çekiyor: “Tahran kritik bir anda beklenmedik bir kart
oynamazsa, Türkiye’nin tampon bölgesi, İranlı grupların konuşlandığı ve
Suriye’nin batısından uzanan İran koridoruyla birleşecek”.
Görüldüğü gibi, FETÖ’cülerin karın ağrısı, İran ile
Türkiye’nin ortaklık kurması.
Sonuç olarak, şunu söyleyebiliriz: PKK’nın Irak’ın
kuzeyinden temizlenmesi, Türkiye için olduğu kadar Irak, İran ve Suriye’nin de
menfaatinedir. Rusya’nın menfaati de aynı doğrultudadır. İş, bunu resmen ve
fiilen hayata geçirmektir. İran ile Türkiye’nin ortaklığını sağlamak ve
Ankara’nın Washington ile yumuşamaya bel bağlayan politikaları nedeniyle
Moskova’da oluşangüvensizlikleri ortadan kaldırmak için için Suriye’de bir an
önce adım atmak gereklidir. Ankara’nın Bağdat ile olumlu bir rotaya girmesi önemlidir
ama tek başına yeterli değildir. PKK’ya nihai darbenin vurulması, Ankara ile
Şam’ın ortaklığıyla sağlanabilir.
aydınlık