Yine NATO, Yine Karadeniz

GİRİŞ: 16.04.2023 11:58      GÜNCELLEME: 16.04.2023 11:58
Rasthaber -  Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitri Kuleba’nın “Karadeniz’i Baltık Denizi gibi bir NATO denizi haline getirmenin zamanı geldi.” açıklaması dikkatlerin yeniden Karadeniz’e çevrilmesine neden oldu. Kuleba, “Ortak Rusya sorununa birlikte yanıt vermeliyiz. Örneğin uzmanların Ukrayna’nın hava ve füze savunma sistemlerini, Karadeniz ve Baltık Denizi’ndeki NATO müttefiklerininkilere entegre etmesi fikrini destekliyorum.”

İşin gerçeği, Washington’un kuklası bir yönetimden gelen bu açıklama, ABD’nin NATO vasıtasıyla Karadeniz’de Türkiye’nin ulusal güvenlik çıkarlarına karşı eylemlerini yoğunlaştırdığının yeni bir göstergesi. 

NATO ASKERİ KOMİTE BAŞKANI ROMANYA’DAYDI

Kuleba bu sözleri, Uluslararası Kırım Platformu’nun 12-13 Nisan günlerinde düzenlediği Karadeniz Güvenlik Konferansı’nda söyledi. Toplantı, NATO’nun Karadeniz kıyısındaki en önemli üssü olan Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlendi.

Aynı günlerde, NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Rob Bauer, Romanya’daydı. 11-14 Nisan günlerindeki ziyaretinde Bauer, Romanya Genelkurmay Başkanı ile görüşmesinden sonra “Güvenliğimiz için kritik bir zaman ama önemli bir mesaj gönderiyoruz: NATO burada. NATO uyanıktır.” diye konuştu.

Amiral Bauer, Romanya’daki NATO Çok Uluslu Savaş Grubunu ziyaret etti. Bu Savaş Grubu, Ukrayna’ya yönelik Rusya’nın operasyonundan sonra Karadeniz’de bir NATO ağırlığı oluşturmak amacıyla 1 Mayıs 2022’de resmen kuruldu. Fransa liderliğindeki birlik, Fransız, Hollandalı, Belçikalı, Lüksemburglu ve Rumen askeri personelinden oluşuyor.

ABD’NİN BASKISI, TÜRKİYE’NİN DİRENCİ

Ukrayna krizinden çok önce Karadeniz’i NATO gölü yapma projesi ABD ve NATO’nun gündemindeydi. 1990’lı yılların sonundan itibaren ABD, Türkiye’ye Karadeniz’de güvenliğin anahtarı olan Montrö Sözleşmesi’ni NATO lehine gevşetmesi için baskı yapıyor. Ancak Türkiye, ABD’nin bu baskısına direniyor.

Türkiye’nin girişimleri ile 2001’de, Karadeniz’de barış ve istikrarın sağlanması çerçevesinde bölgesel işbirliği faaliyetlerinin arttırılması amacıyla, Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu-Blackseafor adlı uluslararası deniz barış görev gücü kuruldu. Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya, Türkiye ve Ukrayna Blackseafor’un kuruluşunda yer aldı. Blackseafor, Türkiye’nin NATO dışında yürüttüğü ilk uluslararası harekatıydı. Ankara, Blackseafor’un ardından kurduğu ve Rusya’nın da ortak olduğu Blacksea Harmony (Karadeniz Uyum Harekatı) ile ABD’nin Karadeniz’e girişini engelledi. Bu süre içinde Rusya Türkiye’yle birlikte hareket etti. Türk Ordusu, Amerika’nın bölgesel krizleri Karadeniz’e taşıma gayretlerini bu iki harekatı kullanarak engellemişti.

NATO GÖLÜ MÜ, TÜRK-RUS BARIŞ DENİZİ Mİ?

Bu köşede daha önce yer vermiştik. ABD’nin eski Avrupa Kuvvetleri Komutanı ve NATO Başkomutanı, Türk düşmanı olarak bilinen James Stavridis, Rusya’yı “köşeye sıkıştırmak” için Ukrayna savaşında Karadeniz’de yeni bir cephe açılmasını savunmuştu. Stavridis, “Çok geniş olan Karadeniz’in büyük bölümü uluslararası sulardır. NATO savaş gemileri, Ukrayna’nın karasuları ve 200 millik münhasır ekonomik bölgesi de dahil olmak üzere neredeyse istedikleri yere seyahat etmekte özgürler. Bu suları Rusya’ya teslim etmenin bir anlamı yok. Bunun yerine, Ukrayna savaşında bir sonraki büyük cephe olmalarını sağlayalım.” (Bloomberg, 9 Mayıs 2022)

Bölgeyi ve Türkiye’yi yakından tanıyan Stavridis’in bu yaklaşımı, kişisel bir değerlendirme olmaktan çok NATO’nun harekat planı olarak okunmalı. Karadeniz’de mevcut statükonun NATO lehine değiştirilmesi, güncel ABD planlarında en hassas noktayı oluşturuyor. Çünkü Karadeniz’de Türkiye-Rusya ortaklığıyla devam ettirilen barış düzeni, NATO metinlerinde baş tehdit olarak gösterilen Rusya ve Çin’e yönelik Atlantik hedefleri için engel oluşturuyor. Bu planda en kritik kısım Türkiye’nin bağımsız politikasının bertaraf edilmesini sağlamak üzerine kurulu. ABD, bu planın hayata geçirilmesiyle, Türk-Rus barış denizi olan Karadeniz’in savaş ve istikrarsızlık alanı haline getirilmesini sağlamak istiyor.

AK Parti Hükümeti, hem Gürcistan’ın hem de Ukrayna’nın NATO’ya katılımını, genel olarak örgütün doğuya doğru genişlemesini destekleyerek Türkiye’nin ulusal güvenlik çıkarlarına aykırı bir politikayı uyguluyor. Karadeniz’in, NATO gölü olması, Türkiye’nin menfaatlerine aykırıdır.

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM