Kudüs özgür olacak…
*
Kudüs’te Cuma namazı kılacağız.
Hep birlikte; bütün mezhepler aynı safta. İmam’ın mezhebini sormayacağız. Hepimiz Kudüs için çocuklarını şehid vermiş analara tabi olacağız… Onların elini öpecek, Kur’an’ın düsturunu dinleyeceğiz: “Tefrika düşmeyin”
Kudüs’te fitnecilere yer olmayacak. Yüreğinde az da olsa Müslümanlara öfke kalmışların Kudüs’ü kirletmesine izin verilmeyecek.
Kudüs, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmazsınız” hadisiyle ümmeti test edecek.
Kudüs kendini “politik rant” olarak kullanmak isteyenlere kapısını açmayacak;
Kudüs “ben Müslümanlardanım” diyen ve sözünün gereğini yerine getiren her Müslümanı bağrına basacak. Öfkesinin, hizbinin, iddiasının, markasının aracı olarak kullanmak isteyenlerin yüzüne bakmayacak.
Kudüs özgür olacak…
Kudüs’te Cuma namazı kılacağız.
İmamın mezhebini sormayacağız. Dilini ve ırkını sormayacağız.
Yalnız, affedenler, ön safta olacak; sabredenler, güzel söz söyleyenler, adalet kaygısı taşıyanlar ön safta olacak. Arabulucular ön safta olacak.
Kudüs özgür olacak…
Kudüs’te Cuma namazı kılacağız…
***
Kudüs özgür olacak, Kudüs’te Cuma namazı kılacağız.
İmamın mezhebini sormayacağız; dilini, ülkesini, ırkını, partisini, soyunu sormayacağız.
Kabza tutan ellerine bakacağız. Kazma tutan ellerine bakacağız. Elleri en çok nasır tutanlar ön safta olacak. Tünellerin altından gizlice geçirenler ve boynunu eğerek arka safa duranlar ön safta olacak. Merhametle ağlayıp, adaletle vuranlar ön safta olacak.
Kudüs özgür olacak…
Ne imamın, ne cemaatin mezhebini sormayacağız.
Yalnız, taş atanlara selam duracağız, borulardan füze yapanlara selam duracağız. Tünel kazanlara, silah taşıyanlara, pusu kuranlara selam duracağız.
Merhametle ağlayıp, adaletle vuranları omuzlarımıza alacağız.
Rachel’i unutmayacağız;
Mads Gilbert’i, Julia Boutros’u unutmayacağız. Birlikte direndiğimiz herkes için bir şarkı yapacağız. Bu sefer biz söyleyeceğiz…
*
Kudüs özgür olacak…
Kimsenin rengine bakmayacağız,
Mezhebini sormayacağız,
Müslümanca konuşacak, her dilde anlaşacağız.
Yalnız, Halid el-İslambuli’nin ismini Kudüs’ün giriş kapısına yazacağız.
Mescid-i Aksa’nın üstünde bir Seyyid Kutub bayrağı dalgalanacak…
Ve biz biliyoruz;
Tünellerden gizlice geçirenler, gizlice vuranlar, gizlice ağlayanlar o gün kendilerini yine gizleyecek.
Arka saflarda onları arayacağız…
