Koronadan Dersler Alabilir miyiz?

GİRİŞ: 29.03.2020 18:58      GÜNCELLEME: 29.03.2020 18:58
Rasthaber -  Allah ın Adıyla,
Pandemi kelimesi korona virüsü ile hayatımıza giren yeni kelimelerden birisi, yani (eski Yunanca'dan παν pan tüm + δήμος demos insanlar), bir kıta, hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel addır.  Bununla birlikte korona yada(corona, covid-19 ) da şu anda en çok karşılaştığımız kelimelerdir. 
Tabi korona kelimesini duyunca yine kaçıncı vaka yada kaçıncı ölü acaba diye hemen arkasından merakla kulak asarız.
Bu pandemi virüs ile alakalı sosyal medyada birçok şeyler yazıldı, çizildi; yalan doğru ama her yazılan ve çizilen genelde bu virüsün içeriği, korunma yolları, ürkütücü, korkutucu yanları tehlikesi...vs anlatıldı paylaşıldı, bunların hepsi yerinde...
Tarihtede zaman zaman korona gibi pandemi sayılacak salgın virüsler olmuştur. Bütün bu salgın hastalıklardan hangi toplumlar ne kadar ders almış tam bilmiyoruz ama bildiğimiz o ki bazı bireyler ders almış olsalar bile topluca toplumların, milletlerin tam olarak ders aldığını  söyleyemeyiz.
Peki biz günümüz insanı yada toplumları muhatabı olduğumuz bu salgın hastalıktan ne kadar ders aldık yada hangi dersleri almalıyız ?
Yani ölümü bu kadar burnumuzun ucunda hissetiğimiz bu günlerde yaşadığımız olaylardan, ne kadar etkilendik demiyorum zira öyle veya böyle  etkilenmeyen yoktur. 
Ne kadar veya hangi dersleri almalıyız konusuna değinmek istiyorum.
Mesela tedbir için #evde kal#ı nasıl pozitif hale çevirdik? Ya da nasıl çevirebiliriz? 
 Elimizdeki telefonları biraz olsun elimizden bırakıp ailece beraber sohbetler ettik mi? Ya da topluca namaz kılıp dua ettik mi?
Zira Peygamber efendimiz (sav) buyuruyor ki, “her derde deva ve dua vardır”. 
Ya da ibadetlerimizde biraz daha ilerleme, artma oldu mu?
İlim kazanma adına elimize bir kitap alıp okumaya başladık mı?
Evdeki kardeşler birbirilerini tanıyıp “ooo ne kadar iyi bir abim, ablam varmış” ya da “ne kadar güzel kardeşim varmış” dedirtebildik mi çocuklarımıza?
Kahvehanesi kapandığından dolayı eve kapanan baba ile çocuklar arasında olumlu bir iletişim oldu mu? Huy, suy, karekter olarak da tanıştılar mı?
Ya da kahvehane, bar kültürü ile hayatını şimdiye kadar idame ettirmiş insanlar, yaa ölüm de varmış, ölümden sonra sorgu sual var, bu sorulara hiç hazırlık yaptık mı deyip uyananlar oldu mu?
Yani Namaz, Oruç, Hac, Zekat...vs var, onlarla bir tanışalım belki ölünce lazım olur, diyenimiz oldu mu?
Veya ev hanımlarımız, yıllarca evi otel gibi kullanan, yaşamı kahvehane kültürü olmuş eşlerini “iyi çok șükür bir şekilde  eşim evde, onu evde tutmayı nasıl başarabilirim, evi eşime nasıl sevdirebilirimin” yollarını metotlarını aradılar mı ? 
Ya da telefonumuzun rehberini karıştırıken bile olsa karşımıza çıkan amcamız, dayımız, akrabalarımız veya tanıdık dostlarımızın bir hal hatırını sorayım diye düşündük mü? 
Özellikle de haberleşmenin bedava olduğu bu zamanda! Ya da evde “vakit geçmiyor” can sıkıntısından şikayet ederken!  
Başımıza gelen bu belayı, bu ve benzeri örneklerle hayra çevirmek mümkündür.
Zira, “ Hoşunuza gitmeyen birçok şey sizin için hayırlı ve hoşunuza giden bir çok şey sizin için kötü olabilir...” 
Ayeti kerimesinden nasiplenmek  ümidi ile …
Mehmet Yüksek

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM