Rasthaber - Allah’ın Adıyla

Evrende insanlar ikiye ayrılır. İnsanı kamil  mahlukatın en şereflisi olan Müslüman inan sınıfı temsil eder. Mahlukatın en aşağısı  insan ise inanmayanı temsil eder. Bu zıtlık hak ve Batıl Davasıdır. Müslümanlar Yaradan’a Kulluk bilinci ile Şeytanın kölesi inanmayanlarla yeryüzünde savaşmaktadır.

İnanmayan Müşrikler tek sınıf oldukları için yeryüzünde besin Gıdaları fitne, katliam, zulümdür. İnan Müslümanlar iki sınıfa ayrıldığından İnanmayanlara karşı daima savunmada kalmaktadır. Münafıklar inan insanların en zor sınavıdır. Münafıklar yüzünde İnanların Düşmanı tanıması zorlaşmaktadır.

Küfür iman mücadelesinde iman eden Müslüman hiç bir  Mazerete sığınmadan iyiliği emir, kötülüğü men bilinci ile inanmayanların hidayeti için savaşa mecburdur.

İnanmayan insanlar batıl dinlerine hizmet için ırkçılık, Mezhepçilik, meşrep ve kukla liderlerle parçala böl mantığı ile İnanlara saldırıları doğaları gereği kesintisiz devam etmekte’dir.

Bu hak batıl savaşında vuran ve vurulan Müslümanlardır, Tetiği çektiren el ise Müşriklerdir. Avrupa Parlamentosunda bile geçmeyen İstanbul sözleşmesi Halkı Müslüman, lideri Müslüman olan Türkiye’de zorlanmadan geçmiş, acı olan ise sözleşmenin savunucusu iffetli Müslüman liderin kızı ve onun öncüsü olduğu kadem derneği olmuştur.

Büyük şeytanın ayağı ve eli Amerika sömürü için Dünya’ya, insanlığa huzur vermeyen kanser uru olmakla kalmayıp bir adım ötesi kan emici vampir Siyonist İsrail ve bu şeytanın Kalbi/ beyni İngiltere  ile yollarına devamdalar.

Beklenen ve özlenen Adalet Güneşin doğacağı şafağın muştusu inanların savunucusu General Kasım Sülaymani’nin ve İran’ın nükleer programının mimarlarından Muhsin Fahrizade’nin Müşriklerce öldürülmeleri savaşın şiddetini göstermektedir.

Düşman bellidir, kara yüzlü şeytanlar karanlıklarda maşa tutarak savaşırken şimdi tüm gövdesi ile savaşa katılmaları Düşmanın yenilgisinin delilidir.

Yıllardır Emperyalizm ile iç içe yaşayan Müslümanlar neyin kendi işleri neyin işbirlikçilerin işi olduğunu karıştırmalarıdır. İnanlar saflaşmanın temel unsurları ile öze döndüklerinde kimin dost kimin düşman olduğu anlaşılacaktır. 

Düşman çok açık ve nettir. Düşmanı bulanıklaştırmaya yarayan her düşünce, eylem, davranış, Düşmana yaramaktadır.

Hak Batıl savaşın en yoğun var olma mücadelesinin olduğu bu günlerde Laik ve Müslüman kavgasında Laiklik  kavgasına cephane/yardım taşıyan anlayışlar laikliği ülkemize lütufmuşçasına altın tepsi ile sunan emperyalizmin işine yaramaktadır. Amerika’nın Irak ve Suriye’de Müslümanları mezhep ile bölmeleri neticesi Müslümanların birbirini öldürmeleri ile sonuçlandı. Her iki kesimin söylemleri nefreti büyütmekle kalmayarak Amerika’nın ekmeğine yağ olmuştur.

İslam ülkelerinin kaosa girmesi emperyalizmin işine yaramaktadır. Allah sevgisi mükemmelliğin zirvesidir. Sevgi ile Müslümanlar birbirlerine karşı vahdet, merhamet ile kaynaşmaları sonucu hatalar azalacağında güvenilir emin insan makamına ulaşım Allah sevgisidir. 

Müslüman ülkelerin strateji üretmeleri yeterli değil, Şirketlerin, sivil Toplum kuruluşların, ülke politikalarına  yön verebildiği bu zaman diliminde dış politikalar değişmektedir.

Güçlü görünen ülkelerde her şey güllük gülistanlık değil,  Amerika  gelir dağılımında dünyanın en kötü ülkeleri içinde ilk dördüncü sırada yer almaktadır.

Müslüman ülkelerin Küresel Gericilik, Ortaçağ düşünce sistemi olan BATI hukuk mekanizmalarını arkalarına almaları sonucu doğrudan yada dolaylı olarak ağır baskı yöntemlerine başvurmaları İslam kimliğinde uzaklaşmaları neticesi iç ve dış düşmanların silahları olanTeleviziyonlar,Radyolar,Gazeteler,kitaplar,üniversiteler,Sivil Toplum kuruluşları Düşmanla birlikte ülkelerini yıkmak için kılık değiştirerek bu savaşta emperyalizmin yanında yer almalarına sebep olmuştur. 

Algı yönetimini ustaca kullanan müşrikler hedef ülkelerdeki elemanları, Kurdu- kuzu, Çakalları –Aslan, kötüleri –iyi yutturmaları onlar için kolaydır, Müslüman ülke halklarının yatak odalarına kadar girdikleri ve her şeyi dinledikleri için, dünya çapında ödül verdikleri yazarlar masallar uydurmada zorlanmazlar.

ülkelerinin savaş plânlarını demokrasi ve hukuk namına ortalığa saçan gazeteciler, Müslüman gibi görünüp Müslümanları arkadan vururlar.

Yozlaşmış Demokrasi gericiliği desteklemektedir.

Asıl tehdit, iç ve dış düşmanların toplam güçleri değildir. Allah sevgisi ile yürekten bağlılıkla mücadele ile aşılabilir. asıl tehlike müşrikler tarafında dayatılan laikliğin beyinlerde oluşan köle düzeni demokrasiye teslimiyet duygusudur. Köle olduğunu bile bilmek bir bilinç sorunudur.

İnancına ihanet etmeyen her insan zorluklara direnç ışığı bulur. Bu ışık ağır işkenceler, ceza evlerine konulmaları, canlarını adamaları neticesinde bile asla yok olmaz. Toplumsal bilinç arttıkça,  iman ışığı güneş gibi parlamaya devam eder.

SELAM OLSUN DAVASI İSLAM OLAN İNANLARA.

Salihyakup