Yemen'den zaferin kokusu geliyor

GİRİŞ: 19.10.2021 05:26      GÜNCELLEME: 19.10.2021 05:26

Rasthaber -Yemen savaşında güç dengesi Ensarullah ittifakı lehine dönüyor. Suudiler savaşlarından hızlı bir çıkış yolu istiyorlar, ancak Husiler yarı yollu çözümlere razı olmayacak. Yaklaşık sekiz yıl direnmeyi ve kıtlığa neden olan bir kuşatmayı atlatmayı başaran ittifak, kendi tabiriyle 'düzeltilmiş' çözümleri reddediyor.

 Husi Ensarullah hareketini ve Sana'daki hükümetini en çok endişelendiren şey, ilerlemeleri ve geri çekilmeleriyle Mağrib için devam eden savaş değil, özellikle Yemen ile ilgili olarak İran ve Suudi Arabistan arasında devam eden müzakereler.

 
Husiler, Yemen'e gelirinin %70'ini sağlayan stratejik şehir ve petrol sahaları üzerinde kontrolü yeniden ele geçirmelerinin an meselesi olduğuna inanıyor. Harekete yakın kaynaklar Rai Al Youm'a, çevredeki alanların çoğunu alarak şehir merkezine giden yolu açan güçlerinin, yıl sonuna kadar Mağrib'e zafer kazanmış bir şekilde giriş yapmasını beklediğini söyledi. Ancak şehri savunan silahlı gruplarla, özellikle de “tekfirci güçler” olarak nitelendirdikleri silahlı gruplarla şiddetli çatışmaların devam ettiğini kabul ettiler.
 
Bu arada Ensarullah liderliğindeki ittifak, Mağrib'deki ilerlemelerini durdurmayı amaçlayan amansız Suudi hava saldırılarına yanıt olarak güney Suudi şehirleri Cizan, Necran ve Abha çevresindeki altyapı, havaalanları ve petrol tesislerine füze ve drone saldırılarını hızlandırdı.
 
Ancak Husiler, şimdiye kadar dört turu Bağdat'ta gerçekleştirilen ve önemli ilerlemeler kaydeden ve beşincisi yakında yapılacak olan Suudi-İran görüşmelerinden memnun değiller. Tahran'ın Yemen'deki savaşın anahtarlarını elinde tutmasını, bu konuda son sözün kendisinde olduğu veya Husiler ve müttefikleri adına konuştuğu izlenimini vermesini istemiyorlar.
 
Sana hükümetinden üst düzey bir yetkili, "İran, iki ülke arasındaki ikili anlaşmazlıklar ve Şeyh Nimr Baqır el-Nimr'in idamını protesto etmek için Suudi büyükelçiliğinin ateşe verilişinin ardından 2016'da kopan ilişkilerin nasıl yeniden kurulacağı konusunda Suudilerle müzakere edebilir." dedi.
 
İsminin açıklanmaması koşuluyla Rai Al Youm'a bilgi veren yetkili devamla: "Ama bizim adımıza Yemen hakkında konuşmamalı. Suudiler sanaa'ya doğrudan yaklaşmalı, arabulucular üzerinden değil" ifadelerini kullandı.
 
Bahse konu Ensarullah hareketinin yetkilisi, "İranlı üttefiklerimizin bu konuda açıklama sağlamasını istiyoruz" ifadelerini de sözlerine ekledi.
 
Tahran'ın Sana hükümetine mi yoksa Saada'daki Husi liderliğine mi bu tür açıklamalar sunacağını bilmiyoruz. Ama biliyoruz ki:
 
İran, Suudi Arabistan ile yeniden kurulan ilişkiler ve Riyad'daki büyükelçiliği ve Cidde'deki konsolosluğunun yeniden açılması karşılığında Yemen'deki stratejik ve ideolojik müttefiklerini terk etmeyecek. İki taraf arasında devam eden görüşmeler 'taktiksel' ve aralarındaki birçok farklılığa kapsamlı çözümler getirmesi pek mümkün değil. Onlar stratejik rakipler ve birbirlerine güvenmiyorlar. Bağdat görüşmelerinde varılan herhangi bir anlaşmanın, Riyad ve Tahran arasındaki önceki tüm yakınlaşmalar gibi geçici ve kısmi olması muhtemeldir.
 
Suudi Arabistan, mali ve ahlaki açıdan maliyetli Yemen bataklığından her şekilde hızlı bir çıkış yolu istiyor, özellikle ABD'nin iki yıl önce Trump yönetiminin hayati petrol tesislerine yönelik bir dizi füze ve insansız hava aracı saldırısının ardından Suudi yönetimine güvence vermek için konuşlandırdığı Patriot ve THAAD hava savunma sistemlerini geri çekmesinden sonra. Riyad'a çok da ilgi göstermeyen Biden yönetiminin, Afganistan'daki yenilgisi ışığında mevcut Suudi-İran diyaloğuna yeşil ışık yakması ve Doğu Asya'daki "Çinli öcü"ye odaklanmak için Orta Doğu'dan çekilme niyetini bildirmesi muhtemeldir.
 
Yemen savaşında güç dengesi Ensarullah ittifakı lehine dönüyor. Yaklaşık sekiz yıl direnmeyi ve kıtlığa neden olan bir kuşatmayı atlatmayı başaran ittifak, kendi tabiriyle 'düzeltilmiş' çözümleri reddediyor. Ablukanın tamamen kaldırılması, kapsamlı bir ateşkes ve Kararlı Fırtına Operasyonu'nun yol açtığı yıkım için Suudi liderliğindeki ittifaktan tazminat talep ediyor. İkincisi önemsiz bir mesele değildir.
 
Sürgündeki uluslararası kabul görmüş Yemen hükümetinin planlama bakanı, savaşın Yemenlilere 90 milyar dolardan fazlaya mal olduğunu ve ulusal para biriminin savaş öncesi değerinin çok az bir kısmına düşmesine neden olduğunu tahmin ediyor. Buna yedi yıldan fazla süren bombardıman ve ablukanın yol açtığı, çoğunluğu 360.000'den fazla Yemenliyi öldüren ve dört katını yaralayan kayıpları da eklemek gerekir.
 
Suudi-İran görüşmelerinin başlaması, Ensarullah'ı, erken bir Suudi tavizi olarak Sana hükümetinin şehir üzerindeki egemenliğinin tanınmasını sağlamak için Mağrib'i almaya daha kararlı hale getirdi. Husilerin beklediği büyük ödüle gelince - Suudilerin hükümetlerini tanıması ve tüm taleplerine uyması - bu ancak doğrudan Suudi-Husi diyaloğu yoluyla gelebilir.
 

Rai Al Youm

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM