İhanetin Kıskacındaki Aleviler

GİRİŞ: 16.04.2022 17:11      GÜNCELLEME: 16.04.2022 17:11
Rasthaber -  Aleviler olarak bulunduğumuz yer ve süreç, medet umduğumuz  güvendiğimiz yer değil. Hayatın ne getireceği, ne katacağı muğlak olmakla birlikte eski uyuşukluğumuzdan ve yetersizliğimizden bıktığımız kesindir. Bunun sonucu olarak henüz bulamadığımız umudu aramaya devam edeceğiz.

Öyle ki değişen ve gelişen dünyada Aleviliği ve Alevileri sadece tarihte kalmış bir olgu, grup olarak görmek olanaksızlaşmış ve ihanetlerin kıskacına sıkıştırılan Alevilerin bu zulüm ortamından ve tanımlama bulanıklığından kurtularak kendi saflığına ve duruluğuna kavuşacağı günlerin şafağında oldukları açıktır. Tarihi metinler, sosyoloji, psikoloji, arkeoloji ve coğrafi bilimler ışığında ön yargılardan uzak araştırmalar gerçeği bulmamızda asıl kaynaklar olacaktır.

Alevileri inançsız, İslam’ la alakası olmayan sapık mezhep veya farklı bir din gibi tanımlamaların öteden beridir var olduğu bir gerçektir. Alevilerle ilgili yapılan bu   gibi tanımlamaların kökeninde siyasi, ideolojik ve ekonomik çıkar gruplarının olduğunu ve tarihin derinliklerinden günümüze aktığını bilmeme saflığına düşmeden ve yine İslam’ın içine, dışına, sağına,  soluna

Arkasına, önüne koyma çalışmaları devam ede dursun, bunları tanıyarak büyüdüğümüzü, Alevilerin de kendine has özel hazinesinin   olduğunu unutmamalıyız.

Yüzyıllardır asimilasyona tabi tutarak ve aklı bypas edilmiş, bilinci bulanık tipler yetiştirerek bu işi bitirmeye çalışanlar, maalesef bu başarısızlıklarının yasını tutacaklardır. Zulüm ve ihanet zamanları arasına sıkıştırılmaya çalışılan Aleviler, günümüzde de çağdaşlık adına, hukuk devleti adına yapılan, uygulanan yasa ve  Sünnileştirmeye dönük politikalarla Ebu Suudi efendilerini ne kadar çok sevdiklerini, aratmaz olduklarını bir anlamda gösteriyorlardır. Adına Diyanet denilen

Devasa kuruluşla da, bu asimilasyona dinsel zemin, veya Kur-an-i kılıf uydurularak pekiştirilmeye ve kesin çözüme gittiklerini biliyoruz.

Aleviler bir muğlaklık içerisinde, yaratılan dumanlı ve puslu havada önlerini görmede zorlanıyorlar. Ayrıca yaratılan kavram ve kültür cehenneminde kendine gelemiyor. Elbette bu yaratılan olumsuzluklar bir projenin basamaklarıdır. Çünkü Alevilerin içerisinde o kadar çok el dolaşıyor ki, bilmek mümkün değildir. Bir anlamda R.HULL ne kadar doğru söylemiş. “Çevrelerine uymak için kendilerini yontanlar, tükenip giderler.” Kendimizi ifade edemeyişimiz, değerlerimizi sahiplenemeyişimizin bizi getirdiği nokta burasıdır.

Sonuç olarak, bize gömleğimizin ilk düğmesini yanlış iliklemişler. Bunun farkına varıldığını sanıyorum. Bu büyük bir adımdır bizim için. Bundan sonraki hamlelerde de Ehli Beyt ve On iki İmamlarımızın  nurlu yolunda mektebi bilgilerle aydınlanmaya çalışacağız. Yaratılan o dumanlı ve puslu havada rehberimiz ve aydınlatıcımız İmamlarımız olacaktır.Buna inanıyorum.

 

Rıza Bakırlı

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM