Ey İnsanlar! Muhakkak Ki Size, Rabbinizden Hak Gelmiştir

GİRİŞ: 06.06.2022 21:33      GÜNCELLEME: 06.06.2022 21:33
Rasthaber -  BismillahiRahmanniRahim

“De ki: “Ey insanlar! Muhakkak ki size, Rabbinizden hak gelmiştir. Her kim (hakka uyarak) hidayet bulursa, kendi lehine hidayet bulmuştur. Kim de (haktan yüz çevirerek) sapıtırsa, kendi aleyhine sapıtmıştır. Ben (sizi sapıklıktan korumak ve hidayet üzere olmanızı sağlamak zorunda olan) bir vekil de değilim.” (Yûnus 108)

 

Yaşadığımız şu zaman diliminde akıllara durgunluk verecek anlaşılması güç halleri normal gibi yaşıyoruz sanki mantığımız ve düşünme yeteneğimizi yitirdik. Kendilerini seçilmiş gören yönetimler “akli başında” insanların yaptıklarını görünce hiç şaşırmamak elde değil. 

Bazı gerçekleri tekrarlayalım;

1-) “Demokrasi, şeytanın insan eliyle şişirttiği en büyük yalan balonudur.” 

2-) “İnsan hakları”, beyaz kolonyal sülüklerin insanları “sömürmek & köleleştirmek” için uydurdukları duygu sömürüsü yapan alçak bir tuzaktır.

3-) Her türlü ana Medya & Show, İnsanların bencil ve histerik arzularını körükleyerek insanlıktan çıkaran şeytanin insanları yalana çağırdığı bir hoparlörüdür.

4-) “Modernite & özgürlük” yalanı güzelleştirmede kullanılan kamuflaj makyajdır.

5-) “Bilim & teknoloji” insanları yanlış yönlendirmek için kullandıkları bir silaha dönüştürülmüştür.  

6-) Dincilik, insanların zaaflarından faydalanmak için kullanılan duygu sömürsün dönmüştür.

Bu hatırlatmadan sonra, ABD, ekonomik & sosyal olarak çokmuş bir halde yıkımın doğru giderken kendisini kurtarmak ve dünyanın en güçlü devleti sembolünü ayakta tutmak ve kendi çıkarını korumak için dünyayı kaosa sürüklemekte ve yanında kendilerine “uygarlık”, “medeniyet beşiği” diyen yaşlı Avrupa'ya diz çöktürerek yanına almakta.  Bu kaynar sütte kendin kurtarmak isteyen kurbağaların hikayesine benzemekte; “Bir kurbağanın, diğer kurbağaların eforlarıyla oluşan kaymak üzerinden kendini kurtarma” planına benzemekte. “Batarsam hep batacağız ya da ben kurtulursam sizde kurtulursunuz” ABD’nin yaptığı da aynen budur.

Bu durumda karşımıza 2 sonuç çıkmakta;

1-) Batı (Avrupalılar) gerçekten aptallar ve ABD’nin bu oyununu görmüyorlar, ABD’ye ölürcesine inanıyorlar.

2-) Batı (derin devletleri) halkalarının zulüm görmesi ve sefil olması pahasına rağmen ABD'nin oyununu bilerek ve isteyerek oynuyor. 

İkinci şıkta karşımıza çıkan şu oluyor; ABD’nin derin devleti ve Batılı ülkelere hükmeden derin devletler direktiflerinin aynı yerden alıyor, anlamına geliyor. İngiltere derin devleti (Kraliyet ailesi) Avrupa ülkelerini dolaylı olarak domine ediyor.

İngiltere'nin Avrupa birliğinden çıkışını en önemli sebebi; İngiltere kendisini kıtalar ülkesi olarak Avrupalılardan üstün ve aynı seviyede görmüyor olmasındandır. GB kraliyeti, Kanada ve dünyanın birçok ülkesini direk olarak ya da dolaylı olarak kendi hakimiyeti altında tutması ve bu ülkeler kraliyet ailesine direkt veya dolayı yolla biat etmiş olmasıdır.  “Kral & kraliçe” onların karlı ve kraliçesidir. Eğer siz, İngiliz, Kanadalı veya kraliyet ailesine bağlı bir ülke vatandaşı olmak istiyorsanız, kraliyet ailesin ölümüne biat etmeniz resmi olarak şarttır. Eğer biat etmezseniz o ülke vatandaşı olamazsınız. Dolayısıyla ülkemizde İngiliz vatandaşı & Kanada vatandaşı politikacılar var ise bu kişiler İngiliz Kralın (kraliçesinin) emri olmadan Türkiye'nin faydasına katiyen bir hamle yapamazlar ki yapmıyorlar fakat Türkiye’yi batıracak her türlü hamleleri yapmaya da mecburlardır. (Siyonist kulüplere biat edenlerde aynı statüye benzer statüdedir)

 

Dünyamız bilinçli ve hesaplı bir kaosa sürükleniyor bunu hepimiz görüyoruz fakat hiçbir şey yapamıyoruz. Özelikle yaşlı Avrupa'nın Amerika'ya teslimiyeti, göstermelikte olsa “insancıl” prensiplerinden ödün vermesi onlarında gerçek yüzünü göstermekte “yok birbirimizden farkımız fakat biz onların anasıyız”. 

Biz Müslümanlara gelince, Hep suçu karşımızdakiler de arıyoruz, yok Amerikalılar, yok İngilizler yok Siyonistler, vs. bizler bunları tanıyoruz, biliyoruz her gün TV ekranlarda yaptıkları zulmü çarşaf-çarşaf haberini veriyoruz.  FAKAT, kendimize hiçbir leke sürdürmüyoruz! Bizlerin bu günkü yaşadığı sıkıntıların ana suçlusu BIZLERIZ. Çünkü bizler, kendi egosantrik arzularımıza kendi çapında ilah edinerek ne adaleti gözetiyoruz ne hakkaniyeti gözetiyoruz tam aksine aç gözlülüğü, kibiri bir marifet sayıyoruz ve de bunu çocuklarımıza bir marifetmiş gibi öğretiyoruz. “Sakın dürüst & iyi niyetli olma seni aptal yerine koyarlar” diyerek kötülüğün bir virüs gibi yayılması sağlanıyoruz. Bencil & histerik & mütekebbir arzular üstünlük oluyor dolayısıyla kendi kazdığımız kuyuya kendimiz düşüyoruz. Bunu en basit örneği, bugünlerde yaşadığımız krizi kendilerine fırsata çeviren insanlara & toplumlara yaptıkları haksız ve histerik zulüm, ne petrol fiyatının suçu nede Yahudilerin suçu, krizi kendi çıkarları için kullanıp halka zulüm yapmalarını emreden o elitlere biat etmelerinin sonucu krizi fırsata çevirmek adına kendilerine verilen emri çıkarlarının tatmin için uygulamalardır. 

Bunu nerden anlıyoruz? 2008 petrol varil fiyatı: 165,48$ ve 2012 yıllarında petrol varil fiyatı: 121,63$ iken o zaman benzin 1 litresinin fiyatı ve 1 Ekmeğin fiyattı ne idi? Bugün yaşadığımız bu kriz “enflasyon” o zaman neden yaşamdık, ülkemizde ve dünya genelinde böyle bir sıkıntı neden oluşmadı?

Krizin alt yapısını Ahlaki çöküşle başlattılar, insanları kendi kimliklerinden, örflerinden kültürlerinden uzaklaştırıp, kimliksiz ne olduğu belirli olmayan tek tip yapıya soktular, lükse, zevke, israfa, fuhşa alıştırdılar, bizi hiçbir ayarı olmayan bencil, histerik, açgözlü, israfçı, yalama olmuş cıvata yaptılar. Pandemiyle (korkuyla) insanlara ayar çektiler arkasından özel seçilmiş bir savaşla insanlara yeni format atıyorlar.  Müslüman ülkelerindeki savaşlarla insanların göç etmesini sağlayarak coğrafik yapıyı değiştiriyorlar ve ülkelerin ekonomik ve sosyal ahlaki çöküşlerini sağlıyorlar. 

Amerika, Ukrayna- Rusya'yı savaşıyla bir taşla birkaç kuş avladı, ABD’nin NATO'nu patronu olduğunu AB'nin büyükleri Almanya & Fransa'ya kim olduğunu tekrar hatırlattı. Rusya'nın ekonomik büyümesini önüne geçti, insanları yeni bir şekil almasını sağlayacak alt yapıyı oluşturuyorlar. Klimatik ısınmaya gelince; insanların aşırı derecede enerji sarf etmesi ve kullandığımız Gps (küresel konumlama sistemi), Gsm (Mobil iletişim küresel sistem), 5G, HAARP projeleri ve karbondioksit gaz salımı ve diğer elektromanyetik dalgaların dünyamızı Elektro-dalga fırınına çevirdiler. 

Dünyamız şu an yaşadığı tek bir kriz var, bizeler lanse ettikleri krizler aslında ana krizin neticeleri. 1- ) Ahlaki & İnsani kriz = (Enerji Krizi- Gıda Krizi- Sağlık Krizi- Ekonomik Kriz)

Bu krizlerin hepsi birbiriyle bağlantılı çünkü bunlar “doğal insani tedarik zincirini” oluşturan halkalar ve bu krizler bilinçli şekilde yaptıklarımız neticesinde oluşan krizler yani birilerinin isteyerek oluşturduğu & planladığı & yönettiği ve bizlerinde aç gözlülüğümüzle (egosantrik arzularımızla) destek verdiği krizlerdir. Asil itibariyle doğal yaşam tedarik zincir hiçbir zaman farklılık göstermez bu ilahi bir kanundur. İnsan kendi egosantrik arzularıyla bu ilahi tedarik zincirini kırması krizlerin patlak vermesine yol açar ki en nihai sonuç ise kıyamettir. "İnsanların elleriyle işlediklerinden dolayı karada ve denizde fesat baş gösterdi. Allah işlediklerinden bir kısmını onlara tattırıyor, umulur ki dönerler." (Rûm: 41)

İnsanlık Ahlaki çöküşü iki şekilde yaşar; 1-) Fakirliğinin sebep dolduğu ahlaki çöküş 2-) Lüks yaşama arzusunun verdiği ahlaki çöküş. Ahlaki çöküşün önündeki en önemli engel ilahi (Tevhit) inancıdır, dolasıyla insanlardaki ilahi inancı zayıflatmak, yok etmek, insanlık kimliğinin yok olmasıdır ki şeytan & şeytani güçlerin ilk hedefleri ve büyük ölçüde de başardıkları bir hedeftir. Enerji, gıda, sağlık ve ekonomik krizler insanlardaki ahlaki çöküşün gerçekleşmesiyle kendiliğinden otomatik oluşmuştur. 

Netice olarak; Avrupa derin devleti ve ABD’nin derin devleti ayni yapıdır. Hedeflerin ABD’nin çöküşünü yavaşlatarak tekrar güç kazanmasını sağlamak için devletleri fakirleştirmek arkasından halkların sefil olmasını sağlamaktır. Böylece ülke halklarını isyana sürükleyerek dünyayı tek elden yönetmek, yönlendirmektir. Fakat ulaşmadıkları ve satın alamadıkları tek şey insanların kalbinde olan fıtratı ilahi inanç (sevgi & rahmet), onu için uyduruk birçok inanç çıkarmalarına rağmen ilahi inanç kendini korumuş, tekrardan filizlenmiş ve büyümektedir. Dolayısıyla İnsanlar yaşam tarzlarını ya İlahı inanç üzeri yapacak ya da Şeytanin onlara sunduğu virtuel (sanal) inanç üzeri yapacaktır. "İçlerinde zayıf sayılanlar (tâbi olanlar, peşlerine takıldıkları o) büyüklük taslayanlara: 'Siz olmasaydınız biz inanmış olacaktık.' derler." (Sebe: 31) "Büyüklük taslayanlar ise zayıf sayılanlara (kendilerine tâbi olanlara) 'Size hidayet geldi de sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, kendiniz suçlu idiniz' derler." (Sebe: 32), "Zayıf sayılanlar (tâbi olanlar) da (peşlerinden gittikleri) o büyüklük taslayanlara 'Hayır, gece gündüz bizi aldatıyordunuz. Bize Allah'ı inkâr etmemizi, O'na ortaklar koşmamızı emrediyordunuz.' derler." (Sebe: 33),” Bunlar azabı gördüklerinde pişmanlıklarını içlerine atarlar, ettiklerine içleri yanar." (Sebe: 33). Fakat bu pişmanlıkları kendilerine hiçbir fayda vermez çünkü artık hesap zamandır nihai denetleyicini raporları değerlendirme zamandır.

Allah, iman edenlerin Velisidir/dostudur. Onları (küfrün, şirkin) karanlıklarından (tevhidin ve imanın) aydınlığına çıkarır. Kâfirlerin velileriyse/dostlarıysa tağuttur. Onları (iman ve tevhidin) aydınlığından (küfrün ve şirkin) karanlıklarına çıkarırlar. Bunlar, ateşin ehlidir ve orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara-57)

Mustafa Kemal TASPINAR

5 HAZIRAN 2022

 

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM