Hüseyni Kıyamın günümüze kadar canlı gelmesini sağlayan
ihlaslı matem ve yas merasimleridir; mümin anne-bacılarım pak gözyaşları,
gençlerin samimi ve ihlaslı sinezenleri, kanaat önderlerinin halkı doğru
yönlendirmeleri bu Kıyamın canlı ve dinamik kalmasını sağlamış ve tarihin her
döneminde zalim ve Tağutları korkutmuş, onların da zaman zaman bu merasimleri
yasaklamasına sebep olmuştur.
Günümüzde Hüseyni Kıyamın, zalim ve Tağutları korkutmayacak
şekilde tefsir edilmesi en büyük tahriftir.
Örneğin; Muharrem ayının barış, kardeşlik, vahdet diye
tanıtılması Hüseyni Kıyamı hattından çıkarıp liberalleştirmektir.
İkinci tahrif matem ve yasın merkeze konulup bilinçsizce
Kıyamın devre dışı kalmasına sebep olmaktır. Unutulmamalıdır ki matem ve yas
merasimler, sinezen ve mersiyeler Hüseyni Kıyamı anlamada birer vesiledir.
Matemler Kıyamın yerini almamalıdır.
Muharrem ayında yapılan Matem ve yas merasimlerinin
kurumların yarışı, teşkilatların reytingi ve tamahkarların rantına dönüşmesi
üçüncü en büyük tahriftir.
En büyük tahriflerden birisi de Hüseyni Kıyamın geleneksel
bir anma merasimine dönüşmesi, belli bir mezhebin rengini almasıdır.
Hüseyni Kıyamın tahrif sürecinde etkin olan faktörlerden
birisi de ithal alim ve meddah konusudur. Türkiye toplumunun sosyolojik
yapısına tamamen aşina olmayan bu değerli alim ve meddahlar kendi ülkelerinde
çok değerli hizmetler sunmuş olabilirler ama hem konuşmaların muhtevası hem de
şiir ve mersiyelerin içeriği toplumun yapısıyla uyumlu olmalıdır. Çoğu zaman
bunun tersi görülmektedir.
Diğer bir tahrif ise şudur; son zamanlarda bilinçli veya
bilinçsiz olarak yapılan reyting kokusu veren merasimlerdir. Sanatçıların müzik
eşliğinde muhlis müminlerle matem rituelleri gerçekleştirmesi, özellikle de
bayan sanatçıların kullanılması tahrifin boyutunu ortaya koyuyor.
Rabbani alimler, mutefekkirler, aydınlar ve dini hassasiyeti
olan mümin gençler bunların karşısında durmalıdır.