Ama yaşanan gerçekler hiçte öyle olmadığını ortaya
koymaktadır.
Çünkü korkak olan zalimlerin en büyük destekçisi bencil,
çıkarcı, iyi niyetli ama akılsız ve basiretsizlik, korkak ve tırsak insanlarla;
zalim ve mazlum, hak ile batıl, haklı ile haksız arasındaki farkı fark
edemeyenler, birde bu ikisi arasında çekimser olan bişi ve toplumlardır.
İşte zalim taifesinin en büyük şansı da bu tarz birey ve
toplumların varlığı ve çokluğudur.
En büyük özellikleri ise çok korkak olmalarına rağmen,
korkaklar ve benciller güruhundan aldıkları destekle, cesaret gösterisi yapmayı
çok iyi becermeleridir. Yani blöf yapmayı…
Onların tek cesaret kaynağı insanların korkuları olduğundan
her zaman blöf işe yaramakta ve sonuç vermektedir.
Halbuki kontrol mekanizması özgür akılda olan cesaret ve
kararlılık, zalimlerin en büyük korkusu ve kabusudur.
Tarihi, bizlere bu yönde çok fazla örnek ve veri
sunmaktadır.
İnsanlık aleminin kanayan yarası Kerbela süreci bunun en
somut göstergesidir.
İçinde kadınların ve bebeklerin de olduğu 100 kişiye karşı,
tam teçhizatlı binlerce askerin yer aldığı bir ordu ile saldırmak korkaklığın
en büyük alametidir.
Bu savaşı yöneten zalimin de ne kadar korkak, tırsak ve aciz
olduğunun en net, en somut göstergesidir.
Hakeza 100 kişi ile binlerce kişilik bir orduya karşı koyan
Kerbela kahramanlarının ne kader cesur olduğunun da göstergesidir.
Kahramanlığın maksimum örnekleri olan tüm peygamberler (saa)
ve ilahi varisleri imamlar (as) başta olmak üzere full özgür akıl, full cesaret
ve full kararlılıkla zalimlerin yüreğine korku salan, zalimlerin kabusu olan
kahramanlara, yer yüzünün asil insanlarına selam olsun.
HveK