Rasthaber- 7 Ekim Aksa Tufanı’ndan sonra herkes FİLİSTİN konusuna döndü. Bizde bazı karanlık noktaları gidermek için bu konuda bir makale yazmayı düşündük.
Filistin, yunanca kökenli olup Filistinlilerin yaşadığı ülke
demektir. MÖ 5. YY ‘da bu ismi aldığı düşünülmektedir. Yunanlıların bu ismi
verdiği sanılmaktadır. Bugün ise Suriye ve Mısır arasındaki topraklar Filistin
olarak geçmektedir.
Bir dönem MÖ 972- 932 Süleyman as peygamber hâkimiyetinde,
bir dönem MÖ 539’ da 2 asır Pers hâkimiyetine girmiştir. Yine bir dönem Roma
hâkimiyetine girmiş MÖ 63.
Emeviler. Abbasiler Memlükler ve Osmanlı hâkimiyetinde bir
dönem yaşamış olduğu tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Hatta bazı sahabelerin
burada öldüğü rivayet edilmektedir.
Zeyd b. Harise, Cafer b. Ebu Talip, Abdulllah b. Reveha,
Haris b. Nunam, Usame b. Zeyd, Ikrime b. Ebu Cehil gibi sahabeleri örnek
verebiliriz.
Biz daha çok Osmanlı dönemini ele almak istiyoruz.1516
Mercidabık muharebesi sonucunda Yavuz döneminde Osmanlı hâkimiyetine girdi ve
400 yıl bu hâkimiyet altında yaşadı 1917 yılına kadar.
400 yıllık Osmanlı döneminde Osmanlı, Yahudilere toprak
sattı mı satmadı mı veya Araplar sattı mı satmadı mı? Seklindeki sorular
devamlı gündemde kalmış, genellikle Osmanlıcı tarihçiler Osmanlı devletini
suçsuz çıkarmaya ve Osmanlının bir dahili olmadığı yönünde görüş
belirtmişlerdir.
Ama ne yazık ki bağımsız ve objektif tarihçiler bunun böyle
olmadığını aksi yönde olduğu şeklinde görüş belirtmişlerdir.
Enver paşa ve partisinin birinci EMPERYALİST savaştan
yenilerek çıkmasından sonra Osmanlı hızla toprak kaybetmiş elimizde bulunan
Hicaz, Suriye, ırak toprakları elimizden çıkmıştır.
1917 yılında yanlış askeri taktik neticesine Irak’ta bulunan
100 bin askerimizin alman kurmayların ısrarı üzerine İran’a çekilmesi ile ırak
ve Filistin kaybedilmiş. Bunlar İngiltere ve Fransa’nın mandaterliğine
bırakılmıştır.
1917’den günümüze Filistin bölgesel bir savaşın ve
uluslararası krizin kaynağı olmuştur. Aslında yine bu yıllarda İngiliz
Dışişleri Bakanı olan Arthur Balfaour’un Dünya Siyonist örgütü liderlerinden
Lord Rotshchild’e yazdığı bir iki cümlelik mektubu ile Yahudi devleti kurma
çabaları desteklenmiştir ilk olarak. Daha önce Suriye 1916 yılında Sykes –Picot
anlaşması ile Fransa’ya bırakılmıştı. Bölge tamamen İngiltere ve Fransa’nın
mandaterliğine bırakılmış, İngiltere devleti ise bu bölgeyi Şerif Hüseyin ve
oğulları olan Kral Abdullah ve Kral Faysal ‘a taksim etmiştir. Kudüs ise Kudüs
Müftülüğü adında Hacı EMİN EL –HÜSEYNİ’YE tevdi edilmiştir.
1871 yılında Lazkiye de doğan ve Mısır’da Ezher
Üniversitesinde eğitim gören İzzedddin el-kassam ise devrimci ve silahlı bir
yöntem benimseyerek Fransızlara karşı direniş başlatmıştır.1921 yılında idam
karar verilince Hayfa ya gitmek zorunda kalmış ve burada dini eğitim
vermiştir.935 yılında İngiltere tarafından öldürülmüş, bugünkü direnişin öncüsü
olarak tarihe geçmiştir.
İngiltere’nin yönetimi ve desteği ile 1917 ‘den 1922’e ya
kadar 5 yıl içinde 25 bin Yahudi Filistin’e göç etmiş ancak Filistin ‘e Yahudi
göçünü yasaklayan Abdülhamit döneminde ise 33 bin Yahudi’nin göç ettiği tespit
edilmiştir.
Abdulhamid, Dünya Siyonist örgütü lideri Theodor Herzl ‘le
yaptığı 1901-902 yılarında yaptığı iki görüşmeden sonra 1904 yılında 33 bin
Yahudi in göç etmiş olması dikkat çekicidir.
1892 yılında da Rusya’dan 5 bin Yahudi’nin Filistin
yerleştiği kaynaklarda rastlanmaktadır.
Siyonizm kavramı ilk kez 1885 yılında Viyanalı Yahudi yazar
Nathan Birnbaun tarafından kullanılmış, bu kavramda eski ahitte geçen Siyon
kelimesinden türetilmiştir.
Kendisi aslında ateist olan Theodor Herzl ise 1896 yılında
Yahudi devleti adlı kitabı yazarak Siyonizm’in siyasal teorisini ortaya
koymuştur.
Kısacası Siyonizm, 29 Ağustos 1897 ‘de İsviçre’nin Basel
kentinde Theodor Herzl tarafından eyleme, 2 Kasım 1917 ‘de ise Balfaour
Deklarasyonu ile de hayalden gerçeğe dönüşmüş, milliyetçilik ideolojisi gibi
bir ideolojiye dönüşmüştür daha çok.
Osmanlı devleti, Rothschild ailesinden ilk krediyi 1853
yılında Abdülmecid döneminde aldı, daha sonra ise Abdülhamid döneminde 5 Mart
1891 ve 14 Mayıs 1894 yıllarında iki defa borç ilişkisine girilmiştir.
Abdulhamid döneminde iki büyük Yahudi göçü Filistin ‘e
olmuş, bu göçler sayesinde Yahudi nüfusu ikiye katlanmış, Yahudiler müteşekkir
olduklarını beyan etmişlerdir.
Ayrıca 1867 yılında çıkarılan İstimlak –i Emlak kanunu ile
de Siyonistlerin toprak alması kolaylaştırılmış olduğunu tarihi kaynaklardan
anlıyoruz. Osmanlı bürokratları ve Arap aşiret liderleri de bu satışlara
iştirak etmiş ne yazık ki!
Sonuç olarak tarihi efsanelerden değil kaynaklarından
öğrenmeliyiz, yoksa bir kavme zarar vermiş oluruz. Objektif ve tarafsız olarak
meseleler bakmak durumundayız. Daha detaylı bilgi için Kayıp Direniş adlı
kitaba başvurabilirsiniz.
1923-1948‘te başka bir yazımızın konusu ve araştırma konumuz
olsun inşallah. Bu devlete kimler destek verdi?
Bağımsız ve Özgür Filistin devleti için.
Selam ve dua ile
Nadir CANPOLAT
18/02/2024