Velayetle Çocuk Yetiştirmek 2

GİRİŞ: 16.04.2024 13:10      GÜNCELLEME: 16.04.2024 13:10
Rasthaber -  Bismillahirrahmanirrahim

Kaç gündür Filistin’deki savaş devam ederken; elime ne zaman kalem alsam ‘Konuşması gerekenler zaten konuşuyor, en etkili ve masumene bir dille...’ düşüncesi aklımdan geçiyor; kalemi tekrar yere bırakıyorum.

Konuşmak zor bir eylemdir; Allah’ın peygamberlere taksim ettiği bir görevdir. Allah’ın Resulüne oku emrini birçok kişi ilim öğrenmenin ne kadar önemli olduğuna tefsir etse de; aslında Allah Resulüne sen oku, aleme bizim adımızla konuş diye emretmektedir. Yani biz sana izin verdik, sen bizim tebliğimizi iletebilecek temizliktesin...

Bizim gibiler ise yazdığında; ilk bu soruyu soruyor kendine; Ya ben? Konuşmayı kimin izniyle gerçekleştiriyorum? Ben bu görevi liyakatiyle yerine getirebilecek temizlikte miyim? Bir basiretsizliğin temeline neden olabilecek günahlarım; başkalarını da sıratıl mustakimden uzaklaştırma merhalesine dönüşebilir mi?

Özellikle bazı konuların toplumsal konular olması, onları kendi hayatınızdan örnekler vererek işlemenize ya da toplumdaki sapmaları başka örneklerle işlemeniz yolunu gerektirmektedir ki; bu bir ayetin ya da hadisin manalarının beyanı gibi değildir ya da siyasi konular gibi sadece ilahi düşünceyi tahlil etmek gibi bir olay değildir...

Hz Fatıma sa.’ın hayatına baktığımızda bir hadise dikkat çekici hadiselerden birisidir. Evine gelen  misafiri hatta çocuğunu sadece hz Ali as.’ın izni olduğu takdirde içeri almaktadır. Bu bazılarına oterite hz Aliydi, o yüzden onun iznini almaktaydı şeklinde bir intiba uyandırsa da; ev hali müşterek bir paylaşımdır, insan kime neyi ne kadar açacağının sınırlarını bilmelidir. Bu yüzdendir ki; bazı islam büyükleri kendilerine gelen ani bir misafirlik teklifini kabul etmemekteydiler. Mesela hatırladığım kadarıyla söyleşiler kitabında da; henry Corbin Allame Tabatabai ile randevusuz bir görüşme gerçekleştirmek istediğinde bunu Allame Tabatabai de kabul etmiyor... Bu ev mahramiyetinin eşlerin birbirlerinin izni olmaksızın başkalarına açılmaması ve bu prensibin islami olduğunu bize beyan etmektedir.

Velayetle çocuk eğitmek konusu; ev mahramiyetini başkalarına açmayı gerektirdiğinden bunun sınırını ayarlamanın zorluğundan dolayıdır ki; islamda çocuk eğitimi islam alimlerinin masumlardan sonra çok etkin olamadıkları bir alana dönüştü...

Ve gerek Mehdeviyet konusu ve gerekse çocuk eğitimi konusu sınırları olmayan konulardır ki; direkt velayetle çocuk yetiştirmenin en temel esaslarından birisi mahremiyettir diye konuya başlasaydım; bunu örneklemeler olmadan izah etmek mümkün olmayacaktı. Özellikle ne zaman bu konu gündeme gelse; bazılarının onlar iranlı diye tepki verdiğine şahit olduğumuz anlar oluyor ki; islamın hala kültürlerle iç içe olması bazı sınırların en aydın kimseler için bile gerektiği gibi tanınmamasını beraberinde getirmektedir.

Velayetle çocuk yetiştirmek konusu o kadar karmaşık bir konudur ki; insan ilk önce İmam Mehdiyi mi tanımalıdır, kendisini ya da çocuğunu mu tanımalıdır yoksa bunlar birbirinden bağımsız olgular değildir birlikte mi ele alınmalıdır? Ya da her konuda bir açıklayıcıya ihtiyaç duymakta mıyız, Allah’ın insanın fiillerini serbest bıraktığı alanlarda var mıdır?

İmam Mehdi’nin zuhur alametlerinden olan bir rivayette; İmam af’ın yarenlerinin bulutlar üzerinde ona doğru yolculuk edecekleri yazar. Bu zahiren gerçekleşecek mi bilmiyorum ama çocuk yetiştirenler ilk çocuğuyla  diğerlerindeki yöntem farklılıklarına, ettikleri hatalara baktıkların da değil başka insanlara, kendilerine bile o kadar zirveden baktıkları noktalar oluyor ki; ben İmam as.’ın askerleri için beyan edien bu rivayetin onların uzak görüşlülüğünü beyan etmek için olduğunu düşünüyorum. Kendisini, çocuğunu, toplumunu çağının muzdarip olduğu hastalıklardan uzak, semavi olacak şekilde yetiştirebilmek. Bu Velayetle çocuk yetiştirmenin en ileri hedefidir...

Bu önemli bir hedeftir; peki yetiştirdiğimiz çocuklar salihlerden olmazsa bu çocuk eğitiminde başarısız olduğumuzu mu gösterir? Ya da olmazsa olmaz bir konuysa; bazıları istedikleri halde çocukları olmuyor, bu onların eksikliklerini mi gösteriyor?

Hayır; imam ümmet olmadığında, ümmet ona biat etmediğinde de imamdı... Önemli olan bu amelin insanın kendisini de olsa bir yerlere getirmesidir. Sizde değişim gerçekleştirdi mi? Siz imanınızı, amellerinizi, amillerinizi bir değişime uğratabildiniz mi?

Mesela insanın ilk çocuğu olduğunda, bir an önce büyüsün istiyor. Ama yaşınız ilerlediğinde; bazı zamanları durdurmak, bir daha yaşamayacağınızı bildiğiniz için tadını çıkarmayı öğreniyorsunuz. Ya da insan ilk çocuğu olduğunda; çocuk ağladığında sussun ister. Bunun altında yatan nedenleri görmek önemlidir bir anne baba için... Başkaları beni tecrübesiz görücek o yüzden mi rahatsız oluyorum yoksa ona canım mı acıyor, merhamet duygumdan dolayı mı sadece rahatsız oluyorum? Bazen o ilk çocukta çaresiz hissettiğiniz halleri; ‘Allah ben elimden geleni yapıyorum, sen de bu halimi çabamı görüyorsun ve bu sadece sen bunu istediğin için oluyor.’ der, o anı, o teslimiyet duygusunu, sizin için başka zorluklarda da  ışık olmak üzere derin bir solumak istersiniz...

Ramazan bayramında; bazı alimler beyan ettikleri açıklamalarda şu noktalara dikkatleri çektiler. Bayram Allaha kulluğa başladığımız bir günde, ramazanın başladığı günde kutlanmıyor. Bir takım ameller sunduğumuzda, sevaplarını elde etmek üzere onu Allah dergahına saygıyla sunduğumuzda yani semerelerini elde ettiğimiz gün kutluyoruz. Birçoğumuz oruç tuttuk, kaçımız diyebildik Gazzelinin asıl sorunu açlık değil, insanların aç kalmasından ehemmiyetli sorunları var. Kendilerini hala duayla, şükürle Allaha yönelterek Allah’ın kulu olduklarına inanacak gücü kendilerinde bulabilmeleri veya tüm İslam Alemi onları sadece seyrederken; hala bir sahiplerinin olduğunu, değerli olduklarını hissederek kulluk bilinçlerini koruyabilmeleri...

Çocuk Terbiyesinde de, insanın kendi kulluk bilincini korumasında da en girif noktalardan birisi; insanın kendisini değerli hissetmesidir. Insan dua etmek istediğinde de; bir ses ona der ki sen kimsin ya Filistin için dua ediyorsun, bırak Filistinliler kendileri için dua etsin, bırak İmam Mehdi kendi temiz diliyle kendi zuhuru için dua etsin... Allah sen beni seviyorsun, benim seninle muhabbet etmemi istiyorsun; yoksa ben istemeden de herseyi benim için verirdin duygusunu değil bir yetişkin, bir çocuk da hissetmeli. İşledeğimiz günahlar şehid Mutaharri’nin deyimiyle; kendimizi günahkar, değersiz hissettirir; bu duygu büyüdükçe bu büyük bir tehlikeye dönüşür; zira en büyük günah olan Ümıtsizlik kapılarını açar.

Bizler de masumlar gibi değiliz, kendimizin de günah işlediği, çocuğumuzun da kendisini bu duyguyla tanışmasına sebep olduğumuz tenbihlerimiz, azarlamalarımızın olması belki de birçoğumuz için kaçamayacağımız şeylerdir. Ama bu günahlar, bu azarlamalar kerimliğimizden birşey almamalı...Ramazanın kerim olması da demek bu, yoksa bizi masum kılması demek değil, Allah’ın dergahına yönelecek hali bizden almaması. Allah ben günah elbisesini giydim ama sen bana başka yerlerde tövbe ve takva elbiselerini giydirdin diyebilecek şekilde ümit sahibi olmalıdır kul. Annem. Babam  bana şimdi kızdı ama aslında beni seviyorlar, diyebilmelidir bir çocuk...

Ziyareti Aşura’da ‘Annem Babam sana feda olsun...’ der. Günümüz toplumunda birçok anne baba var ki; dindar oldukları halde çocuklarını öyle çıkmazlara sokarlar ki; değil ahiret de bu dünyada pişmanlık içinde olmaları gerekir. Çocuğum ilk önce okusun, bir mesleği olsun, yavrum çocuk büyütmek çok zor bir görev; sen bir tane iki tane yap yeter.... Bir çocuk neyin öncelikli hedef olduğunu ölçüp tartabilecek kadar güçlü bir akıla sahip olamayabilir ama bir anne baba ‘Ben çocuğum okusun, mutlaka çalışmalıdır vs. ‘ istekleriyle nelerden mahrum ediyor çocuğunu bunun hesap kitabını yapabilmelidir.Bir anne baba neyi elden vererek, çocuğu neden mahrum ediyor; bunun ticaretini yapabilecek olgunlukta olmalıdır. Zira bu kuranın bize emrettiği en önemli emirlerdendir; ’ Fakat ne bu ticaretlerinden bir kazanç sağlamışlar, ne de amaçlarına ulaşabilmişlerdir.’ Bakara 16

Selam olsun anneliği peygamber mesleği olarak varis alanlara! Selam olsun ümmete annesiz büyüdükleri halde anneden de yakın olan bir mevzi; mevla olmayı başaranlara...

YORUMLAR

Suskun Biçare 5 ay önce
Yazınızın en önemli soru bölümüne "Allahumme Arrifni Duası" cevaptır aslında Önce Allah'ı tanıyacağız, sırasıyla da Peygamberimizi ve İmamı Zamanımızı. Yani önce tevhid, sonra Nübüvvet ve sonra da İmamaet öğrenilecek. Sonrasında Adalet ve mead. Sonrasında da Kur'an Ayetleri ve İmamlarımızın eğitim konusundaki hadisleri bizlere ışık olacak. Bu kadar basit. Eğer müesseseleşmiş kurumlar bu eğitimi veremiyorlarsa ve verememişlerse mesela İran oturup samimiyetlerini sorgulasınlar. Aksi halde çok basit konularda dahi cahil cahil konuşacağız (Örnek: Allah’ın insanın fiillerini serbest bıraktığı alanlarda var mıdır? sorusu gibi). Bu yüzden Allah bizlere acısın ve merhamet etsin de imamı Zamanımızın zuhurunu acil eylesin! İnşaallah zuhurda beda gerçekleşir de çabuk kurtuluruz!
Yetim Biçare 5 ay önce
Yazınız pedagojik formasyon esaslı ve çözüm odaklı olmasa da oldukça dağınık bir yazı olmuş. İlk yazıdaki gibi daldan dala atlayarak aklınıza gelenleri yazmışsınız. Yazınız kopuk ve plansız, sohbet havasında olmuş. Ayrıca yazınızın belki de konu ile en büyük alakası da yine bir soru olmuş: Velayetle çocuk yetiştirmek konusu o kadar karmaşık bir konudur ki; insan ilk önce İmam Mehdiyi mi tanımalıdır, kendisini ya da çocuğunu mu tanımalıdır yoksa bunlar birbirinden bağımsız olgular değildir birlikte mi ele alınmalıdır? Ya da her konuda bir açıklayıcıya ihtiyaç duymakta mıyız, Allah’ın insanın fiillerini serbest bıraktığı alanlarda var mıdır?

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM