Hikâye Buradan İtibaren Başladı

GİRİŞ: 10.10.2024 13:29      GÜNCELLEME: 10.10.2024 13:29
Rasthaber -  1-İşgalci Kudüs rejiminin en ünlü askeri komutanlarından biri olan Moşe Dayan, Filistin'in işgalinde ve bu toprakların mazlum halklarının vahşice katledilmesinde etkin bir rol oynamıştır ve kan dökmesi, işlediği suç ve cinayetler ve özellikle de Filistinli kadın ve çocukların katledilmesiyle tanınıyordu.

Fransız gazetesi Expression, Siyonist rejim yetkililerinden naklen şunları yazdı: ‘General Moşe Dayan, İsrail liderlerinin, diğerlerinin onları, herkese pervasızca saldıran, ısıran ve öldüren “kuduz bir köpek” olarak değerlendireceği bir yöntem benimsemesi gerektiğine inanıyordu!’

Moşe Dayan, İkinci Dünya Savaşı sırasında isabet eden bir kurşun nedeniyle sol gözünü kaybetti ve ömrünün sonuna kadar siyah göz bandı taktı ve yapay bir göz ya da güneş gözlüğü takmak istemiyordu ve aynı bakış açısına dayanarak, korkutucu bir yüze sahip olmakta ısrar etti!

2- Trump yönetiminin Birleşmiş Milletler'deki temsilcisi Nikki Haley, görevden alınmasının ardından verdiği röportajda şunları söyledi: ‘Trump bana kendisini ne yapacağı belli olmayan bir başkan olarak tanıtmamı ve hedeflerine ulaşmak için hiçbir kırmızı çizgi tanımadığını vurgulamamı tavsiye etti!

Eski ABD Başkanı Richard Nixon da (Vietnam Savaşı sırasında) bu numarayı kullanmakta ısrar etti ve şunları söyledi: ‘Ben bu olguya “Deli Adam Teorisi” diyorum!’ Nixon, Vietnam savaşçılarına şunları söylemeleri gerektiğini söyledi: Nixon sinirlendiğinde kimse onu durduramaz ve parmağını nükleer bomba düğmesine basar, işte o zaman Ho Chi Minh'in (eski Kuzey Vietnam Cumhurbaşkanı) iki gün sonra barış anlaşmasını imzalamak için Paris'e koşacağını göreceksiniz!

3-Merhum İhsan Taberi (eski Sovyet Bilimler Akademisi'nin Marksizm'in önde gelen 5 teorisyeninden biri), İmam Humeyni’nin (r.a) vesilesiyle İslam’ı kabul ettikten sonra şöyle demiştir: ‘Nixon’un ve öncesinde 15. yüzyılın önde gelen İtalyan siyasetçisi Niccola Machiavelli’nin “deli adam” teorisi, İmam Humeyni (r.a) tarafından yakıldı ve yok edildi.’

Rahmetli Taberi, 1962'de Amerika ile Sovyetler Birliği arasında Küba'da yaşanan krize değinerek şunları söyledi: ‘Amerika Birleşik Devletleri başkanı John Kennedy, Sovyetler Birliği lideri Nikita Kruşçev'i ABD için tehdit olan Küba'dan orta menzilli füzelerini toplayıp çıkarmazsa Sovyetler Birliği'ne saldıracağı yönünde tehdit ettiğinde Kruşçev bu tehdide direnmedi ve Amerika'nın yasa dışı olan bu talebini kabul etti. Ama İran'da ABD büyükelçiliği ele geçirildi ve Amerikalı diplomatlar esir alındı ve İmam Humeyni (r.a) müzakereler için İran'a gelmek üzere olan Carter'ın temsilcisi Ramsey Clark’ı Türkiye semalarından geri döndürdü ve şöyle dedi: ‘Şartlarımız belli, müzakere yok.’

Merhum Taberi, İmam Humeyni'nin bu vizyonunun siyaset dünyasını değiştireceğini ve dünyadaki mevcut blokları çökerteceğini vurguladı.

4-İmam Humeyni (r.a) kararlılıkla “İsrail yeryüzünden silinmelidir” buyurmuştur, hem de Siyonist rejim gücünün zirvesinde, dünyanın dördüncü en güçlü ve yenilmez ordusu, bölgenin en iyi gücü, en iyi bilgi ve güvenlik sistemine ve aynı zamanda Amerika ve Avrupa ülkelerinin mali, siyasi, silah ve teknolojik desteğine sahip iken ve yine Haziran 1967'de 4 güçlü ülke olan Mısır, Suriye, Ürdün ve Irak'a karşı yapılan savaşın galibi, Mısır, Ürdün ve Suriye olmak üzere üç ülke topraklarının önemli bir kısmını daha önce işgal edilen Filistin topraklarına katmışken.

Bahsedilen özelliklerdeki bir İsrail rejiminin karşısına çıkmak herkesin gözünde imkansız görünüyordu. Bu nedenle İmam'ın “İsrail yüzeyinden silinmelidir” önerisi, devrimci duygulardan doğan ve gerçeklikten uzak bir slogan olarak değerlendirildi! Ancak bu arada başka bir görüş birçok uzmanın dikkatini çekti. Oda şu:

5-Abba Aban, Dışişleri Bakanlığı, Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı gibi hassas kilit görevlerde bulunan Siyonist rejimin ünlü stratejistlerinden biriydi ve İslam İnkılabının zaferi sırasında İsrail'in Birleşmiş Milletler'deki daimî büyükelçisiydi. Abba Aban, İslam İnkılabının zaferinden 5 gün önce, 6 Şubat 1976’da verdiği bir röportajda şunları söyledi: ‘İran'da yaşanan ve gerçekleşmek üzere olan olay gerçekleşirse bölgede bir deprem oluşacak ve her şeyden önce İsrail'i yıkılma tehdidiyle karşı karşıya bırakacaktır.’

6-Müstekbir güçler ve yöneticiler, İslam'ın başlangıcından o güne kadar İran'da oluşan şeyi ve yapılanları biliyorlardı ve tüm güçleriyle buna karşı çıktılar. Abba Aban da pek çokları gibi bu olguyu biliyordu. Pak Muhammedi İslam’ı yönetim alanından çıkarmak ve bir kenara atmak istiyor ve zulüm karşısında durmanın İslam'ın temel özelliklerinden biri olduğunu, eğer bu düşünce egemenlik koltuğuna oturursa, bunun ilk etkisinin elbette ki bölgedeki müstekbir güçler ve onların kukla hükümetleriyle karşı karşıya gelmek olacağını biliyorlardı.

İmam (r.a) asırlardır süregelen sapkınlık ve tahrifatın tozunu saf Muhammedi İslam'ın üzerinden kaldırmış ve unutulmuş bu ilahi hediyeyi, ilk zamanlarda olduğu gibi egemenlik koltuğuna yerleştirmiştir.

Hikâye bu noktadan sonra başladı ve müstekbir güçlerin yarattığı sahte bir rejim olan İsrail, Şah'ın kukla hükümetinden sonra, İmam'ın (r.a) sözlerine dayanarak ortadan kalkması gereken ilk kukla hükümet olduğunu açıkça biliyordu. Bu görüş, devrimin bilge ve cesur lideri tarafından, örnek bir incelik ve unutulmaz bir ciddiyetle ve inançla takip edildi ve izlendi.

7-Şimdi etrafınıza şöyle bir bakın ve bölgenin mevcut koordinatlarını ve Siyonist rejimin bugünkü ruh halini, İmam’ın (r.a) İsrail'in yeryüzünden silinmesi emrini verdiği zamanla karşılaştırın. Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya vb. Siyonistler nerden nereye geldiler, nerden nereye getirildiler değil mi?! İsrail, İslam inkılabının zaferinden sonra girdiği her savaşta yenilgiyle karşı karşıya kaldı ve bugün sadece Siyonist rejimin barbar liderleri değil, onların destekçileri de bu rejimin çöküşünü kesin olarak görüyor. İmam’ın (r.a) peşinde olduğu ve onun bugünkü halefinin de takip ettiği şey meyvesini verdi ve hem sahada hem savaş alanında hem de dünya halklarının kamuoyunda rakibin düşüş çanları çalıyor… Amerika'da, Avrupa'da ve dünyanın her yerinde büyük kitlelerin, öğrencilerin ve akademisyenlerin İsrail'e ölüm sloganı atacağına kim inanırdı?

Hüseyin Şeriatmedari

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM