Rıfat’ın 3 eşi, Emire Esad, Selma Mahluf, Lina El-Khayyir
Alevi, eşi Reca Bereket ise Halepli nüfuzlu Sünni Bereket Aşireti’ndendir.
Ribal, Rıfat’ın 13’üncü evladı. Rıfat Esad’ın 4’üncü eşi, Ribal’in annesi Liyna
El-Khayyir Suriye’nin köklü, nüfuzlu ve varlıklı bir Alevi aşiretinin kızıdır.
Rıfat Esad aynı zamanda 23 Ocak 2015’te vefat eden Suudi Kralı Abdullah’ın
da bacanağıdır.
Rıfat Esad’ın başta İspanya, Fransa, İngiltere ve vergi
muafiyeti ile paranın kaynağını sorgulamayan Lihtenştayn, Lüksemburg ve Curaçao
Adası (Karayip Denizi'nin güneyinde ve Venezuela'nın kuzeyinde yer alan bir
ada. Hollanda Krallığı'nı meydana getiren dört ülkeden biridir) bankalarında
birçok mülke ve farklı rakamların telaffuz edildiği bir nakit paraya sahip
olduğu iddia ediliyor.
1994’te açılan, İngiltere ile Fransa'yı denizden birbirine
bağlayan Manş Tüneli'nin hissedarlarındandı. Bu serveti bacanağı Suudi Kralı
Abdullah’tan aldığı borç sermaye ile oluşturduğunu iddia etmişti. İspanya ve
Fransa’da kamuya ait mal varlıklarını kötüye kullanma ve kara para aklama
iddialarıyla yargılandı.
İspanya, tüm mal varlıklarına, Fransa da bazı lüks mal
varlıklarına el koydu. Fransa'ya göre Rıfat Esad Fransa’da sahip olduğu tüm mal
varlığını, bazı iddialara binaen servetinin yarısını, Fransa’ya vermeyi kabul
etti ve Fransa da kendisinin ülkeden ayrılmasına izin verdi. Cezası
istinaftayken 2020’de Suriye’ye döndü.
Oğlunun iddiasına istinaden Rıfat Esad’ın 36 yıl sonra
Suriye dönüşünü Rusya’nın Fransa nezdindeki girişimleri sayesinde olmuş. Bir
başka iddiaya göre Rus gizli servisi Rıfat Esad’ın Fransa’dan çıkarılmasını ve
Suriye’ye dönüşünü, Beşar Esad’tan onay alındıktan sonra, Fransız
istihbaratıyla birlikte ayarlamış.
Henüz 9 yaşındayken sürgün edilen babası Rıfat Esad’a
refakat eden Ribal Esad babasıyla Şam’a dönmek yerine İngiltere’de kalmaya
karar verdi. Londra’da yaşamaya devam ediyor. Suriye Demokrasi ve Özgürlük
örgütü kurucu başkanı.
16 KARDEŞİN İHTİLAFI
Etme bulma dünyasında Rıfat Esad’ın abisi Suriye Devlet
Başkanı Hafız Esad’la yaşadığı rekabet, anlaşmazlık ve siyasi ihtilafın bir
benzeri Rıfat Esad’ın dört farklı eşlerinden olan 16 evladı arasında yaşanıyor.
Suriye Savaşı öncesi ve özellikle sonrasında kuzenleri Beşar
Esad’ın yanında yer alıp muhalif kardeşlerine karşı tavır alanlar oldu. Buna
mukabil, yurtdışında ikamet edip savaşın seyrine göre pozisyon alanlar veya
yaşadıkları ülkenin (özellikle İngiltere’nin) nüfuzlu çevreleri ile ilişki
tesis edenler oldu.
Bunların başında babasının finans gücünün önemli bir payını
idare eden ve nüfuzlu bir aşiret olan anne tarafının desteğini almış olan Ribal
Esad gelmektedir. Fransızca ve İngilizceyi ana dili Arapça gibi konuşabilen,
çok iyi derecede İspanyolca bilen ve İngiliz Kraliyet üyeleriyle de yakın
münasebetler kuran Ribal Esad siyasi, medya ve kültürel faaliyetlerde de hayli
aktif.
KUZENİN BAKIŞ AÇISI
Başta Müslüman Kardeşler Örgütü ve emsallerine karşıtlığıyla
biliniyor. Siyasi İslam yapılarının Suriye siyasi hayatında olmamaları
gerektiğine inanıyor.
BAAS nizamı ve Beşar Esad yönetimine de eleştirileri olduğu
gibi Suriye devrimin haklı gerekçelerle ortaya çıktığını ancak muhalefetin
çapulcu, eli kanlı katiller, İslam adına hareket eden çağdışı örgütler ve
yabancı devletlerin maşası olan ve Suriye’yi etnik ve mezhepsel olarak
bölenlerin güdümüne girdiğini iddia ediyor.
Ribal Esad, amcası Hafız Esad’ın meşhur ifadesi olan ‘adil
ve kapsamlı bir barış’ sözünü çok kullanıyor. Adil ve kapsamlı bir
barışın İsrail ile inşa edilebileceğine inanıyor. Bu çözümü
kabul etmesi karşılığında Suriye’nin laik karakterini koruyabileceğini, bölücü
ve siyasal İslamcı örgütlerin üstesinden gelebileceğini ve müreffeh bir
Suriye’nin inşa edilebileceğini iddia ediyor.
RUSYA VE İRAN KARŞITI
Bu çözümün Suriye nesnelliğinde ancak şu an alternatifsiz
olan devlet Başkanı Beşar Esad ile mümkün olabileceğini savunuyor.
İsrail ile adil ve kapsamlı bir barışın Filistin ve Lübnan’a
da istikrar ve ekonomik büyüme sağlayacağını, Suriye’nin güçlü bir çekim
merkezi olacağını, Arap devletleri arasında cazibe ve yatırım merkezi
olacağını, Avrupa devletleriyle münasebetlerini kuvvetlendireceğini, İngiltere
ve Trump’ın da Suriye ile normalleşmek istediğini, İran’a siyasi-askeri
bağımlılığın Suriye’ye pahalıya mal olduğunu, iddia edilenin aksine İran’ın
Suriye’ye yeterince yardımda bulunmadığını, Suriye halkının gaz ve petrol sıkıntısı
yaşarken bu yardımların İran’dan gelmediğini, Rusya’nın askeri envanterinde her
türlü savunma ve saldırı silahı varken ve bunları birçok ülkeye satarken
Suriye’ye vermediğini ve verdiklerini parasını isteyerek Suriye ekonomisi
üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğuna inanıyor.
Suriye’nin Rusya’nın tarihi arzusu olan Akdeniz’de olma
hayallerini gerçekleştirdiğini ancak buna mukabil Rusya’nın sadece kendi askeri
ve siyasi çıkarlarına uygun konularda Suriye’ye destek verdiğini, Suriye’nin
İran’ın siyasi-dini ideolojisinden uzak durması ve kendi zengin medeniyeti,
tarihi, dili ve laik yaşam tarzına uygun Arap Milli kimliğini korumayı seçmesi
gerektiğini telkin ediyor.
Ribal Esad’ın verdiği birçok mülakatta Türkiye’ye karşı
ciddi eleştirileri de oluyor. ÖSO gibi yapıların DEAŞ’tan farksız olduğuna
inanıyor. Bu tür Müslüman Kardeşler veya siyasal İslam doktrini ile donanmış
hareketlerin son merhalede DEAŞvari örgütlerin gelişmesine ve güçlenmesine
elverişli ortam hazırladıklarını iddia ediyor.
Türkiye ve İran ile stratejik işbirliği yerine, Netanyahu
sonrası İsrail’le ‘adil ve kapsamlı’ bir barış istiyor ve bunu Beşar Esad’a
öneriyor.
PEMBE DİZİ SENARYOSU
Ribal Esad amcası Hafız Esad’ın ‘’adil ve kapsamlı bir
barış’’ söylemine atıfta bulunurken Hafız Esad’ın bu adil ve kapsamlı bir
barışın ancak ‘toprağa karşılık barış’ formülü ile sağlanabileceğini unutmuşa
benziyor veya bu önemli ayrıntıyı saklıyor.
Zira BM kararlarında da, İsrail ile Suriye arasında ABD
inisiyatifi ve garantörlüğünde düzenlenen 1991 Madrid Konferansı'nda da
‘toprağa karşılık barış’ prensibi kabul edilmiştir.
Yani İsrail işgal ettiği başta Golan bölgesinden çekilecek,
4 Haziran 1967 sınırlarına saygı duyacak, o tarihten sonra işgal ettiği
topraklardan ve Kudüs’ten çekilecek buna mukabil Suriye, İsrail ile olan savaş
halini sonlandıracak ve İsrail ile barış anlaşması imzalayacak.
Şimdi bu gerçekleşmeden İngiltere Kraliyet ailesinin
sevgilisi Ribal Esad, İsrail ile barışı nasıl sağlamak istiyor? Buna bir yanıtı
yok. İsrail ile barışarak Suriye’de hayali bir pembe dizi senaryosu tahayyül
ediyor.
Ayrıca hangi İsrailli lider Golan’dan çekilmeyi kabul
edebilir? Hangi İsrailli lider Avrupa’dan, Rusya’dan ve ABD’den gelen
yüzbinlerce silahlı işgalci yerleşimciyi bedava musallat oldukları evlerinden,
arsalarından çıkarabilir? Ribal Esad’ın umudu bizim Kıbrıslı ‘Yes be
Annem’’ciklere benziyor.
Onlar evet derken Kıbrıslı Rumlar NO demişti. Şimdi Ribal
efendi de ülkesine ve Beşar Esad’a İsrail ile barışmaya 'yes de be kuzen'
diyor. Ribal Esad Avrupa’ya sığınan babasının akıbetinden hiç ders almamış.
Londra’dan uzaklaşıp bir an önce Şam’ın kucağına gelip bu
kabustan uyansa sağlığı için iyi olur. Ayrıca ‘’Alevi’’ Ribal El-Esad’ın
önerisi Hz. Ali’nin sözünde saklıdır ‘’Söylenen hak olabilir ama bununla
amaçlanan şerdir.’’
BARIŞ ANCAK TOPRAĞA KARŞI OLUR
İlaveten, varsayalım ki, büyük kazanımlar ne ise, Suriye
finans yardımları, siyasi tanınma ve ülkesinde egemenliği tesis etmek üzere
İsrail ile anlaştı. Varsayalım ki Ribal Esad’ın iddia ettiği üzere Beşar Esad
da artık Suriye’nin öncelikli çıkarları uğruna zengin Körfez ülkelerinin
dolarları ve Avrupa-Amerika hattına yakınlaşmak için İsrail ile anlaşmak
niyetinde olsun.
Önce Suriye diyerek, varsayalım ki stratejik müttefikleri
olarak kabul ettiği İran ve Lübnan Hizbullah’ından uzak durmayı yeğledi.
Filistinli örgütleri de rafa kaldırdı. Ve hatta Lübnan ve Filistin davasından
da vazgeçti. Hem Rusya hem de ABD’nin isteklerine de razı oldu.
Bu haliyle Suriye’de Beşar Esad ve BAAS iktidarını
sürdürebilir mi? Zaten İngiliz Kraliyet temennisiyle konuşan Ribal Esad’a cevap
Beşar Esad’dan geldi: “İsrail bünyedeki kanser virüsüdür. İlaçla iyileşemez.
Vücuttan söküp atılmalıdır.”
İsrail ile barış ancak toprağa karşılık olur. Savaş suçlusu
Netanyahu ve savaş kabinesinin cezalandırılmasıyla olur. İsrail halkı bunu
kabul etmeli ve Filistin’de işgal ve talan ile inşa ettiği İsrail’de Yahudi
halkın huzur içinde yaşaması için bu küçük bedeli ödemeye hazır olmalıdır.
aydınlık