Başlıkta yer alan “İsrail’in Kürt açmazları” başlıklı
niteleme, İsrail devletinin önemli politika oluşturma kuruluşlarından biri olan
Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (INSS: The
Institute for National Security Studies) uzmanı Gallia Lindenstrauss’a ait.
İsrailli uzman, Suriye’deki yeni durumun İsrail devleti için açmazlara neden
olduğunu savunuyor. INSS’nin Türk dış politikası uzmanı, bunları üç başlık
altında özetle şöyle sıralıyor:
1. ABD askerleri, Suriye’de PKK/YPG’nin güvencesi. ABD’nin
askerlerini çekmesi, Türkiye’nin PKK/YPG’ye operasyonuna karşı caydırcılığı
zayıflatacak. Bu durumda İsrail, PKK/YPG’ye destek konusunda daha fazlasını
yapmak zorunda kalacak. Ancak bu, İsrail’in Türkiye ile karşı karşıya gelmesi
anlamına gelir.
2. Esad sonrası dönemde Türkiye’nin Suriye’de sahip olması
beklenen büyük nüfuzu dikkate alınırsa, Tel Aviv’in PKK/YPG’ye verdiği destek
politikasının devamı, İsrail’in özel çıkarlarının bulunduğu güney Suriye’de
Türk askeri varlığının ortaya çıkması gibi istenmeyen bir sonuca yol açabilir.
3. İsrail, geleneksel olarak Suriye’de de bağlantıları olan Barzani liderliğindeki KDP’yi destekliyor. KDP ise PKK/YPG ile mücadele içinde. Tel Aviv’in PKK/YPG’ye destek politikası, KDP ile ilişkileri üzerinden inşa ettiği bölgedeki stratejik çıkarlarına zarar verebilir.
YENİ GÜÇ DENGESİ
İsrailli uzmanın tahlilinde ilginç bir nokta, Türkiye ile
İsrail ilişkileri konusunda Esad yönetiminin devrilmesi öncesi ile şimdiki
durum arasında yaptığı karşılaştırma. Lindenstrauss, şöyle diyor: “Suriye iç
savaşı sırasında İsrail’in Suriye’nin güneyine odaklanan çıkarları, Türkiye’nin
Suriye’nin kuzeyindeki çıkarlarıyla önemli ölçüde çatışmadı. Ancak Türkiye’nin
Suriye genelinde etkisinin artması bu dinamiği değiştiriyor.”
İsrailli uzman, ortaya çıkan yeni güç dengesi nedeniyle,
ABD’nin Suriye’den askerlerini çekmesi durumunda, İsrailli yetkililerin yaptığı
PKK/YPG’ye destek açıklamalarının muhtemelen söylemden öteye geçmeyeceğini
savunuyor. Hatta INSS uzmanı, İsrailli yetkilileri bu tür açıklamalar konusunda
daha dikkatli davranmaya çağırıyor.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: ABD’deki neo-con/siyonist
odak ile birlikte İsrail için stratejik hedef, Suriye’nin bölünmesi, Irak,
Türkiye ve İran’ın parçalanması ve bölgede Türk, Arap ve Fars milletleri
arasında kukla bir İkinci İsrail devletçiğinin kurulması. ABD’deki odak ile
İsrail, bu stratejinin gereği olarak, Trump yönetiminin Amerikan askerlerini
Suriye’den çekmesini önlemeyi öncelikli görev olarak değerlendiriyor. Buna
karşılık, ABD içinde bu stratejinin devamına itirazlar özellikle Trump’ın iktidara
gelmesiyle birlikte artıyor. ABD’deki Trump’ın iktidara gelişi ve genel olarak
dünya dengelerindeki değişikliğin yanı sıra Suriye’de ortaya çıkan yeni durum,
İsrail’de de bu stratejinin sorgulanmasına neden oluyor.
aydınlık