Yeni neo-con Manifestosu

GİRİŞ: 30.01.2025 13:07      GÜNCELLEME: 30.01.2025 13:07
Rasthaber -  ABD Başkanlığı koltuğuna 10 gün önce oturan Donald Trump’ın dış politikada verdiği sinyaller, neo-conlar için alarm zilleri çaldırıyor. Etkili bir neo-con/siyonist olan Elliot Abrams’ın liderlik ettiği yeni bir raporda, Washington yönetiminin Irak ve Suriye’den askerlerini çekmemesi gerektiği savunuluyor.

“Yüzyılın Anlaşması: Ortadoğu’da Çözüm” başlıklı raporun yayınlanması, İsrail devlet televizyonunun Trump yönetiminden yetkililerin İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “ABD’nin askerlerini çekeceği” mesajını ilettiği yönündeki haberle aynı günlere denk geldi (AA, 29 Ocak 2025). Trump’ın ilk görev döneminde Venezuela ve İran Özel Temsilciliği görevlerinde bulunan, fakat bir Trumpçı olmayan Elliot Abrams, fanatik bir İsrail savunucusu. Trump’ın ilk görev döneminde belli bir noktada uzlaşmak zorunda kaldığı, fakat bugün sert bir mücadeleye giriştiği neo-con savaş ekibinin kıdemli üyelerinden. Özgeçmişi, İran-Kontra skandalından, Latin Amerika’daki katliamlarda üstlendiği role, Körfez Savaşı’ndan, Irak işgalini hazırlayan neo-con çete içindeki faaliyetlerine kadar, birçok örtülü operasyonda üstlendiği kilit rollere uzanıyor.

RAPORDA NELER VAR?

Ronald Reagan’dan bu yana Baba Bush hariç, her Cumhuriyetçi yönetimde üst düzey dış politika görevlerinde bulunan Abrams’ın öncülüğünde, Biden yönetimi sırasında kurulan Vandenberg Koalisyonu tarafından yayınlanan raporun ana odağında İsrail’in güvenliği bulunuyor. Raporda, İran’ın nükleer silah edinmesi, “Ortadoğu’daki Amerikan çıkarları için en büyük tehdit ve bölgenin güvenlik sorunlarının birçoğunun nedeni” olarak niteleniyor. Bunu önlemek için, “ABD’nin ulusal gücünün tüm unsurlarını kullanması” isteniyor. Raporda, İran’ın nükleer silah sahibi olmasının İsrail için bir varoluşsal tehdit olduğu, bunun yanı sıra “Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerin de kendi başlarına nükleer silah edinmesine” yol açacağı savunuluyor.

Raporda sıralanan tavsiyeler arasında şu başlıklar dikkat çekiyor:

Washington hem Irak hem de Suriye’deki askeri varlığını sürdürmeli.

Suriye’deki yeni yönetim sorumlu bir aktör olduğunu kanıtlayana kadar Amerikan yaptırımları sürdürülmeli.

İsrail’in kendini savunma kapasitesini artırmaya, HAMAS ve Hizbullah’a karşı askeri zafer kazanmasını sağlamaya ve bölge ile devam eden entegrasyonunu güçlendirmeye öncelik verilmeli.

Lübnan Silahlı Kuvvetleri’ne tüm yardımlar “Hizbullah’a karşı koymaya istekli olduğunu gösterene kadar” askıya alınmalı,

Çin’in Arap dünyasındaki bir numaralı ticaret ortağı olan BAE ile savunma ve istihbarat ilişkileri güçlendirilmeli; BAE’den, Çin ile yaptığı 5 G, askeri üs, savunma anlaşmalarını iptal etmesi istenmeli.

Suudi Arabistan ile askeri ve güvenlik işbirliği için, “Çin ve Rusya’dan uzaklaşması” şartı getirilmeli.

HAMAS’a destek veren ve İran ile işbirliği içinde olan Katar’dan ABD üssü ayrılmalı; Katar üzerinde baskı kurulmalı.

ABD İÇİNDE GÜÇ MÜCADELESİ

Rapor, Abrams’ın öncülük ettiği 198’deki Saddam Hüseyin’in devrilmesini hedefleyen Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi mektubuna benzetilerek “yeni bir neo-con manifesto” olarak nitelendi (Responsible Statcraft, 28 Ocak 2025). Söz konusu mektup, Amerikan devleti içinde görev yapmış neo-con/siyonist ekip üyeleri tarafından imzalanmıştı. Irak işgalini gerekçelendirmenin ötesinde bu amacı gerçekleştirmek için Amerikan devleti içinde bir mücadelenin başlangıcı olarak görülmesi gereken bu mektubun imzacıları, Oğul Bush’un başkanlığı sırasında yönetimde kilit roller üstlenmişti. Ancak bugün 1990’ların dünyası ve ABD’si yok. Rapor yazarları neo-conların da sızlandığı gibi, ABD’nin kilit müttefiği olarak görülen Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi devletler, Amerikan çıkarları aleyhine kendi menfaatlerini önceliklendiriyor, Rusya ile, Çin ile, İran ile bağımsız ilişkiler geliştiriyor. Trump’ın ise çoğunlukla bu gerçeğe göre politikalar geliştirme yöneliminde olduğu görülüyor. Trump’ın, bir numaralı önceliğinin İsrail’in güvenliği olmadığı, bölgedeki istikrarsızlığın ABD’nin gücünü boşa harcamasına neden olduğu, bu bölgede karşılıklı alışverişe dayanan uzlaşmaları sağlamak ve böylece esas olarak Çin ile rekabette üstünlüğe ağırlık vermek amacında olduğu görülüyor. Buna karşılık, bu ekibin üyelerinin Amerikan devleti içindeki gücü de yabana atılmamalı. Sonuç olarak, Trump’ın başkanlığı sırasında ABD devlet içindeki mücadelenin şiddetleneceği anlaşılıyor.

AYDINLIK

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM