Direniş, Şehit Nasrallah’ın Kalıcı Mirasıdır

GİRİŞ: 22.02.2025 19:41      GÜNCELLEME: 22.02.2025 19:41
Rasthaber -  Batı Asya Uzmanı Sadullah Zarei, Tesnim haber ajansına yaptığı açıklamada; Lübnan’ın eski Hizbullah Genel Sekreteri Şehit Seyyid Hasan Nasrallah ve onun yardımcısı Şehit Seyyid Haşim Safiyuddin'in cenaze törenine katılan Lübnanlı ve yabancı halkların varlığı, bu büyük şahsiyete olan saygılarını gösteriyor. Bu durum, bir direniş liderinin mücadelesinin meşru olduğunu, eylemlerinin insani bir yön taşıdığını ve onun mücadelesinin halklar tarafından kabul gördüğünü kanıtlar niteliktedir. Oysa ki Amerikan, Avrupa ve bazı bölge devletleri, Seyyid Hasan Nasrallah'ın ülkesi Lübnan'ı işgalden kurtarma ve Filistin'in özgürlüğüne katkı sağlama gibi insani eylemlerini terörist bir yönle ilişkilendirip, adını kara listeye almaya çalışmışlardır.

Bölgesel ve uluslararası saygı, Seyyid Nasrallah’ın mücadelesinin, tamamen meşru, insani ve kabul gören bir mücadele olduğunu ve onun şehadetiyle bu mücadelenin sona ermediğini, aksine devam edeceğini kanıtlayacaktır.

Bu uzman, Seyyid Hasan Nasrallah’a olan bölgesel ve uluslararası saygıyı, onun yolunun kabul edilmesi olarak değerlendirdi ve bu yolun sürdürüleceğini belirtti: "Bir yol kabul gördüğünde, onun devamı mümkündür. Bu devam, farklı biçimlerde olabilir, fakat kesin olan, yolun devam edeceğidir."

Seyyid Hasan Nasrallah’ın en önemli özelliklerinden birinin dürüstlük olduğunu belirten uzman, Nasrallah’ın bu yol uğruna hayatını feda etmesinin, onun dürüstlüğünü ve samimiyetini simgelediğini vurguladı. Kur’an-ı Kerim, doğru amaç uğruna şehitliği, kişinin samimiyetinin bir göstergesi olarak kabul eder.

Uzman, Seyyid Nasrallah’ın dünyasal bir hedefi olmadığını belirterek, onun şehit olmasının, ahirete yönelik bir hedef güttüğünü ve hayatını bu yol için feda ettiğini söyledi. "Kendi hayatını veren biri, dünya için hareket etmiyor; gücü ve üstünlük için değil, başkalarını kendisine kurban etmeden yolunu seçiyor" dedi. Bu, Seyyid Nasrallah’ın nefsani hedefler peşinde koşmadığının, sadece halkları ve ülkeleri özgürleştirmek amacıyla mücadelesini sürdürdüğünün bir göstergesidir.

Bu tür bir insan, insanların bilinçlerinde kalır, hatta bu insanlar düşman olsa bile. O büyük insanın hatırası, halklar arasında uzun süre devam eder. Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadeti, onun hayatının sonu değil, hatırasının çok uzun yıllar boyunca, belki de yüzyıllar boyunca Lübnanlılar, Araplar ve tüm dünyadaki özgür insanların zihinlerinde ve kalplerinde yer alacaktır.

Son olarak, bu uzman, Seyyid Nasrallah hakkında bir anısını paylaştı. "33 günlük savaştan sonra, Seyyid Hasan Nasrallah İran'a gelmişti ve bazı arkadaşlarla sınırlı bir toplantı yapmıştık. O toplantıda Seyyid Nasrallah'ın yönetimi, bilgeliği ve stratejisi konuşuluyordu. Bir anekdotu çok ilginçti; 'Bizim bir planımız yoktu, biz teslim olmuştuk ve bu savaştaki zafer, bizim Allah'a ve O'nun temsilcisi olan Velayet-i Fakih'e teslim olmamızın bir sonucuydu. Bu teslimiyet, tüm bu bereketi ve büyüklüğü yarattı ve siz buna Seyyid Nasrallah'ın stratejisi diyorsunuz. Bizim gördüğünüz şey, Seyyid Nasrallah'ın Allah'ın iradesine ve zamanın liderine teslimiyetidir.' Bu sözler bizi çok etkilemişti."

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM