İsrailli Generalin Trump Değerlendirmesi

GİRİŞ: 09.03.2025 21:06      GÜNCELLEME: 09.03.2025 21:06
Rasthaber -  ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelir gelmez giriştiği dış politika hamleleri, öncelikle geleneksel müttefiklerini sarstı. ABD ile Avrupa arasında Ukrayna konusu ve yeni gümrük tarifeleri başta olmak üzere NATO ve Avrupa’nın güvenliği ekseninde açılan makas, önümüzdeki döneme ilişkin yeni stratejileri zorunlu kılıyor. En az tartışmalı başlığı oluşturan fakat en fazla kafa karışıklığının olduğu konu ise Trump’ın İsrail politikası. Göreve gelmeden önce, Netanyahu’ya ateşkesi kabul ettirip, daha sonra “Gazze’yi Riviera yapma planı”nı açıklaması, Trump’ın tartışılmaz bir İsrail dostu olduğu yönünde propagandanın güçlendirilmesine vesile oldu.

‘TİCARİ DİPLOMASİ’

Fakat İsrail’deki birçok uzman bu yöndeki değerlendirmeye ihtiyatla yaklaşıyor. Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü İcra Direktörü emekli Tümgeneral Tamir Hayman da bu görüşte olanlardan. Hayman, Gazze’ye yönelik operasyonlarda da sahada görev yapmış bir askeri istihbaratçı. “Öngörülemez, Güçlü ve Yıkıcı: Ortadoğu’da Trump Etkisi” başlıklı analizinde Hayman,“ticari diplomasi” (business diplomacy) olarak adlandırdığı Trump’ın dış politikasını üç başlıkta inceliyor:

1. Yıkıcı girişimcilik: Gelenek ve normatif kısıtlamalar önemli değildir. Uzmanlar ve bilgileri ne etkili ne de önemlidir; tam tersine düşünceyi sınırlarlar. Deneyimli profesyoneller sadece yenilikçi girişimleri engellerken, fikirlerle dolu sınır tanımayan bir girişimci öngörülemez olduğu için korkutucudur.

2. Uluslararası ilişkilere ticaret (iş) odaklı bir yaklaşım: “Bu sadece iş” - başkalarının duyguları, miras, tarih, geleneksel normlar ve hatta ideolojik ilkelerin hepsi pazarlığa açıktır. Her şey takas edilebilir ve her şey maliyet-fayda analizine dayanır.

3. Saldırganlık: Dünya sadece güçten anlar. Güç, gösterilmediği ya da kullanılmadığı sürece anlamsızdır. Bu bakış açısına göre, ABD ancak elindeki kozlardan yararlanacağını gösterdiği takdirde güçlüdür. Gücün amacı, ille de çatışmayı kışkırtmak değil, daha uygun koşullarda istenen anlaşmayı sağlamak için karşıdakinin iradesini kırarak çatışmadan kaçınmaktır (INSS, 5 Mart 2025).

İsrailli General, Trump’ın “Gazze önerisi”nin bu çerçeve içinde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Trump’ın önerisinin, bir dil sürçmesi değil hesaplanmış bir hareket olduğunu vurgulayan Hayman, özellikle Arap devletlerinin bunu kabul etmeyeceğini vurgulayarak, bu önerinin hayata geçirilme şartlarının bulunmadığını belirtiyor. Trump’ın saldırgan önerisiyle, “Mısır ve Ürdün’ü öfkelendiren ve güvenliklerini tehdit eden radikal bir fikir sunarak, onları İsrail-Filistin çatışmasına katılımları için en az zararlı alternatifi aradıkları yeni bir gerçekliğe zorlamayı” amaçladığını kaydediyor.

TRUMP İLE İSRAİL POLİTİKALARI ARASINDAKİ ÜÇ TEMEL FARKLILIK

İsrailli general, birçok İsrailli sağcının, Trump’ın bu politikalarını fırsat olarak gördüğünü, “Gazze savaşını devam ettirilmesini sağlayabilecek, İran’ın nükleer programının yok edilmesini destekleyecek ve Filistin sorununu uluslararası alanda önemsizleştirebilecek” bir çerçeve olarak değerlendirdiğini belirtiyor. Fakat “bu sonuç garanti değil” diyor.

Hayman, “Değerlerden ziyade çıkarlara, ittifaklardan ziyade içe dönmeye (izolasyonculuğa) ve devletler arasında pragmatik, güce dayalı ilişkilere öncelik veren” Trump’ın dış politikasının ABD ile İsrail’in çıkarları örtüştüğü sürece sorun oluşturmayacağını belirtiyor. Fakat İsrailli general, dünyadaki ve Türkiye’deki çoğu uzmanın aksine Trump yönetiminin, güncel planda İsrail ile şu üç temel meselede farklı noktada durduğunu kaydediyor:

- Gazze’deki savaşın devamı yerine rehine anlaşmasının tamamlanmasını tercih ediyor.

İran ile “çok iyi bir anlaşmayı”, İran’ın nükleer tesislerine saldırı ve Ortadoğu’da yeni bir savaşa tercih ediyor.

İsrail’in Filistin meselesinde esneklik göstermesi gerekse bile, İsrail ile Suudi Arabistan arasında barışın sağlanmasını güçlü bir şekilde vurguluyor.

SÜREKLİLİK DEĞİL KOPUŞ

İsrailli generalin değerlendirmesinden de görülebileceği gibi, Trump’ın “öngörülemez, güçlü ve yıkıcı” politikalarını değerlendirirken, aşırıcı söyleme ya da biçime bakarak yüzeysel ve kestirmeci çıkarımlar doğru sonuca ulaştırmıyor. Yapılması gereken, Trump politikalarını daha genel çerçeve içinde analiz etmek ve bu politikaların görünmeyen yüzüne odaklanmak, daha doğru bir ifadeyle arkasındaki temel saikleri anlamaya çalışmak. Bu analizi yaparken en başa yazılması gereken olgu, Trump yönetimindeki ABD’nin çok kutupluluğa teslim olduğu gerçeğidir. Sonuç olarak, ABD politikalarında önceki yönetim ile bir süreklilik değil kopuş olduğu akılda tutulmalıdır. Bu durum ABD’nin, sadece Ukrayna ya da Çin ile ilişkilerinde değil İsrail ile ilişkilerinde de geçerlidir.

AYDINLIK

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM