Suriye: Bu ev kimin olmalı?

GİRİŞ: 07.08.2025 22:06      GÜNCELLEME: 07.08.2025 22:06
Rasthaber -  Suriye evinin yeni emlakçısıyım ve hatta yeni sahibiyim iddiasında olan on ipte cambaz emlakçı Ahmed Şara, önden ödeme de almış. Tüm bu ülkeler Suriye için hak sahibi olduğunu iddia ediyor. Ama ve lakin Şara, Suriye’yi hiç birine teslim edemiyor. İpler cambaz emlakçının boğazına, ellerine, ayaklarına ve hatta hassas uzuvlarına dolanmış. Zira eski-yeni hak sahiplerinin yerine getirilmesi pek mümkün olmayan talepleri var. Eski “ev sahibi” Esad da, “Ben evi satmadım. Kimseye de satış vekâleti vermedim. İradem dışında ve benden habersiz satışa çıkarılmış.” diyor. ABD, “Eski ev sahibi evi gayrimeşru kullanıyordu. Evini açtığı veya evi istila etmiş kuvvetler ülkemin çıkarlarını tehdit ediyordu. Bu gayrimeşru evin yıkılmasında en büyük pay sahibi benim. Evin yıkılmasında bana yardımcı olan SDG ve ÖSO’nun emeğini heba edemem. Kurulacak yeni evde bunlara da pay verilmeli. Asgari müşterekte evin en az bir odası müstakil kullanma hakkıyla bu emektarlarıma tahsis edilmeli. Ticari, askeri, güvenlik çıkarlarım baki kalmak kaydıyla, ev beni tehdit edemeyecek konuma getirilinceye ve bu keyfime uygun koşullar hâsıl oluncaya kadar yerimden kıpırdamam.” diyor.

‘EVİN BAHÇESİ BENDE OLMALI’

İsrail, “Eski ev sahibi evini gayrimeşru kullanıyordu. Evini açtığı veya istila etmiş kuvvetler ülkemin çıkarlarını tehdit ediyordu. Bu gayrimeşru evin yıkılmasında en büyük pay sahibi benim. Yeni ev sahibi vaatlerini yerine getiremiyor. Antlaşmaların muhtevasına uygun davranamıyor. Hakkımı alabileceğim merci olmadığı için hukuku kendi gücümle tesis ediyorum. Zor kullanmak zorundaydım. Bu evin bir daha beni tehdit edebilecek konuma gelmemesi için gerekirse evsiz boş bir araziye dönüşmesini sağlarım. Yeni bir ev kurulacaksa da evin bahçesi tüm Golan bende kalmalı. Su kaynağı ve güvenlik stratejilerinde önemli bir yer işgal eden Şeyh Dağı (Hermon) da kontrolümde olmalı. Yeni evin bana düşman misafirlere kapalı olması gerekir. Eski-yeni ev sahibin tacizlerine maruz kalan Dürzileri heba edemem. Ayrıca İsrail’i sadece bu evin arka ve Güney cephesinden koruyamam. Komşu evlerden gelecek olası yeni tehditleri de karşılamam için nüfuz alanımı Fırat’ın Doğusu, Irak hududu ve hatta gerekirse daha uzak evlere kadar uzatabilmeliyim. Yetmez ise Suriye’deki haklarımın tehlikeye düşmemesi için Lübnan, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’den de saldırırım.” diyor.

KÖRFEZ: BİZİM DE HAKKIMIZ VAR

Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de iddiaları var. Katar, BAE, “Eski evin yıkımında en büyük parayı biz koyduk. İnşa edilecek yeni eve onlarca milyar dolar harcadık. Yıkılması için mahalli yabancı işçiler, ustalar getirttik. Taşımacılığını bile biz yaptık. Yıkımda kullanacakları tüm araçları biz temin ettik. İstenilen her şeyi fedakârca yaptık. Evin eski sahibiyle aramızdaki yakın bağlara ve dostluk sofrasına bile ihanet etmeyi göze aldık. Ama artık evi sadece kenardan, uzaktan seyredenler olmak istemiyoruz. Suudi Hanedanlığına verilen öncelik bizi rahatsız ediyor. Katar olarak içimize atabiliriz ama BAE olarak Türkiye’nin evde daha fazla hak sahibi olmasına gönül razı olmaz. Evin mimarisi, peyzajı bize ait olmalı. Yoksa yeni evin imar parasını, hatta doğalgaz da vermeyiz. Azerbaycan’dan aldığınız doğalgazın ücretini de ödemeyiz.” diyorlar.

Suudi hanedanlığı, “Eski evi yıkan da yeni evi kurabilecek en büyük hak sahibi benim. İsrail’in hak sahipliği iddiası, hakkını arayış biçimi, ABD’nin çömez elçisi Thomas Barrack’ın Lübnan ve Suriye evi hakkında ortaya koyduğu söylemler ve eylemler, Türkiye’nin biz varken bir Arap ülkesinde ev sahibi olmaya çalışması ne demek ya Haccı? Müslümanların da Arapların da hamisi de ağabeyi de kurtarıcısı da biziz. Biz ev sorununu herkesin hayrına olacak şekilde çözmek için Lübnan iç savaşını bitiren LÜBNAN TAİF antlaşması benzeri bir SURİYE TAİF mutabakatı hazırlıyoruz. Taif Antlaşması, Lübnan da farklı dinler, mezhepler, sol-sağ örgütler arasında yıllarca (takriben 1975-1990) süren ve on binlerce insanın hayatına, milyonlarca Lübnanlının göç etmesine sebep veren iç savaşı bitirmeyi ve Güney Lübnan’ı işgal eden İsrail’in evden çıkmasını amaçlayan bir antlaşmadır. Lübnan evinin yeniden imarını Suudi parası garanti etti. 22 Ekim 1989’da bizim evde (Suudi Arabistan) Taif kentinde kabul edildi. 5 Kasım 1989’da Lübnan Parlamentosu tarafından imzalandı. Antlaşma, Lübnan’ın ‘Arap kimliğine ve aidiyetine’ sahip bir ülke olmasını hedefledi. Evet, bu antlaşma belki iç savaşı bitirdi ama bir Lübnan milleti, ordusu ve devleti yaratamadı. Lübnan devletini Marunî Katolik, Sünni, Şii, Alevi, Dürzi, Ermeni, Ortodoks Hristiyan makamlara böldük. SURİYE TAİF Antlaşması da bu maddeleri ihtiva edecek. Ama mevcut yıkık, dökük, odaları işgal altında, her odaya kendi askeri, bayrağı, imamı ile birlikte yerli yabancı asker, istihbarat, lejyoner savaşçı, kölemen sokmuş bu çorba evden de bir cacık olacaksa ancak bu formül ile olur. Sonra Ya Rabbi şükür der belki kervan yolda dizilir mi düzülür mü umuduyla yeni evi inşa edebiliriz. Yoksa siz sağ biz selamet der Suriye evinini yakan ateşin hepimizi yutmasını bekleriz.” diyor.

RUSYA: YAŞANANLARI ÖNGÖRMÜŞTÜK

Rusya, “El-hak doğrudur; Eski evin korunması için çok ısrar ettim. Zira yıkılırsa yerine yeni bir evin kurulamayacağını, kurulsa bile abuk sabuk bir eve benzeyeceğini öngörmüştüm. Ancak herkes eski evin yıkılmasında ısrarcı olunca, eski evin sahibi de evi ıslah ve restore edemeyince elimi çektim. Eski ev bizi çok yordu, yıprattı. Ayrıca başka sahalardaki evlerle uğraşmak zorunda kaldık. Hangi eve öncelik tanıyalım diye seçim yapmak zorunda kaldık. Suriye evini feda ettik ama yıkılırken evin deniz manzarasını kopartabildik. Halen denize bakan balkonu kullanabiliyoruz. Yeni emlakçı bize karşı önce biraz ayak sürümekteydi. Yanına aldığı çömez ve hadsiz emlakçılarla elimizde kalan balkona taşkınlıkta bulundular. Ama sarhoşluğu geçti aklı başına geldi ve Moskova evimizi ziyaret etti. Kendilerine yeni evin Moskova ev tarzına benzemesi gerektiğini telkin ettik. Eski ev sahipleriyle görüşmenin onların tecrübelerinden yaralanmaları gerektiğini söyledik. Eski evin askerleri ve subaylarını tekrar orduya alınmalarının önemini vurguladık. Sahip olduğumuz eski ve yeni tüm haklarımızı iade etmelerini müflis bir emlakçının hemen yapamayacağını anlayışla karşıladık. Suriye evinin farklı odalarına eşit muamele yapılmasını ve haklarının iade edilmesi gerektiğini telkin ettik. Bunları yaparlarsa emlakçının günahlarını affedebileceğimizi ve yolumuza bakacağımızı söyledik. Bunlar yerine getirilmez ise yeni evlerle uğraştırarak bizi eski evden uzaklaştırdıklarını sanıyorlarsa yanıldıklarını, tüm gücümüzle tekrar eski eve dalacak kudret ve kabiliyette olduğumuzu da belirttik. Tüm evi kurtaramazsak bile emlakçıya yani evini deniz manzarası olmadan pazarlamak zorunda kalabileceğini hatırlattık. Tüm söylediklerimize onay verdiler, kabul ettiler.” diyor.

‘SURİYE EVİNDE FRANSIZ BAYRAĞI’

Fransa, “Suriye evi ve dahası Lübnan ve Doğu Akdeniz atalarım haçlıların, Napolyon’un, Fransa Cumhuriyetinin Lavantası yani Levantı. Ondan vazgeçmek Eyfel Kulesi olmadan yaşamak gibidir. Kürt de bizim, Alevi de bizim. Bizi oraya taşıyacak her kayık mubahtır. Fransa olarak Doğu Akdeniz’e, Lübnan’a Suriye’ye Fransız ve uzak olan herkesten daha ilgili olmak hakkımız. Suriye evinde bir Fransız bayrağı olmalı.” diyor.

TÜRKİYE: KOMŞU KOMŞUNUN KÜLÜNE MUHTAÇ

Türkiye de, “Tüm diğer hak sahiplerinden daha fazla hak sahibiyim. Evin komşusu olarak hayrı da şerri de bana yansır. Komşu komşunun tuzuna muhtaç. Eski evin yıkılmasını önlemek için de yıkılmasında da en büyük bedeli, fedakarlığı, emeği, işçiliği, ustalığı, malzemeyi sağlayan benim. Yeni Suriye evinin mimarisi de peyzajı da, odalarını da ben tanzim etmeliyim. Bu evin eski sahipleri atalarımdı. Orda yaşayan yüzbinlerce gardaşım var. Bu evin tüm giderlerini karşıladım. Evin ahalisini evimde barındırdım. Sırtımda taşıdım. Suriye evini konuşuyoruz ama bizim evi de sahtekar, cambaz, harami, işgalci emlakçılar kiraya, satışa çıkarmış. Suriye evini bahane ederek bana komşu olmaya çalışan sahte belgelerle eve musallat olmaya çalışan müfteri ve münafıklarla sahadaki çetelerinin asıl amacı benim güzel evimi ele geçirmek.” diyor.

Sahi bu Suriye evi kimin olmalı? Nasıl olmalı? Ama en önemlisi evinizi on ipte oynayan bir cambaz emlakçıya teslim etmeyin.

aydınlık

YORUMLAR

REKLAM