Dengeleri kimin ve nelerin değiştirdiği iyi okunur, dengeleri neyin değiştirdiği dikkatli analiz
edilirse dengelerin kimin lehine kimin aleyhine değişeceğini tahmin etmek de
zor olmaz.
Bundan sonra Batı Asya’da dengeler silahların gölgesinde,
siyaset mühendisliği belirleyecektir.
Ülkeler, gruplar,
ideolojik ve küresel yapılar bu siyaset mühendisliği dairesinde ve gölgesinde
kendisine yer bulacaktır.
İstikbar güç veya Sulta sistemi bölgede yeni dengeler kurmaya çalışırken
Direniş Cephesi de kendi dengesini
oluşturacaktır kuşkusuz.
Direniş bölgedeki
askeri ve silahlı gücünu korumakla
birlikte bölge halklarını, yeni siyaset mühendisliği ile yönlendirmeye
çalışacaktır.
Bölgedeki bu karşılaşmada
siyaset mühendisliği güçlü olan kazanacaktır. Halklar siyonist cepheye
karşı her ne kadar silahlı direnişi sürdürse bölge halkları „Barışı“ zafer
olarak algılar, „Savaşı“ değil.
Lübnan’da direniş cephesi askeri olarak güçlü olsa da
şimdilik ülke içinde siyaset mühendisliğine önem verecektir. Lübnan üzerindeki
eski siyasi hakimiyeti tekrar inşa etme yolunu seçecektir.
Irak direniş cephesinde her hangi bir değişiklik yok, siyasi
mühendislik yapmak önce zaten zordu şimdi daha da zorlaşmış gözüküyor.
Suriye’de sular durulmadan bir tahminde bulunmak zordur;
siyasi istikrarsızlık, bölünmüşlük, toprak bütünlüğünün kaybolması siyaset
mühendisliği yapmayı imkansız kılıyor. Bu gidişatla Uzun yıllar Suriye
kendisini toparlayamaz görünüyor. Genç ve gelecek neslin bir ideolojiye sahip
olması gerekir. Uğruna direneceği bir hedef olmalıdır.
Direnişin siyaset mühendisliği ilmek ilmek işlenmelidir.
-Zalim sulta sistemi ile bölgedeki müttefikleri ve
kuklalarının gerçek çehresi ortaya çıkarılmalıdır.
-Halkların uyanması sağlanmalıdır.-Ülkesel ve bölgesel
çıkarlar özellikle de ekonomik, maddi dünyevi menfaatler öncelik olmaktan
çıkarılmalıdır.
-Küresel vizyon ve küresel siyaset sahibi olmak yeni
„siyaset mühendisliği“ için elzemdir.
Yeni bir siyaset mühendisliği olmadan halkların uyanışını
sağlamak imkansızdır.
Direniş cephesi halkları avutmak yerine küresel siyaset
mühendisliği ile iki önmeli ilkeyi halklara vermelidir; gelecekten ümitli olmak
ve sabır ile hedefe doğru ilerlemek.
Sabır stratejisi ve stratejik sabır siyaset mühendisliğinin
olmazsa olmazıdır. Gelecekten ümitli olmak ve basiretle hareket etmek sabrın
temel ilkesidir.
İmam Hasan (as) savaş meydanında fitnenin merkezine karşı
mücadele verirken komutanların baskısıyla barış yapmak zorunda bırakıldı. Daha
sonra İmam’ı (as) barışa zorlayanlar barışın yanlış olduğunu anladılar „neden
barışı kabul ettin“ diye İmam’ı (as) suçladılar.
Ama İmam Hasan (as) sahada kaybedileni siyaset mühendisliği
ile siyasi zafere dönüştürdü. Yani dayatılan
barışı çok kısa zamanda siyasi zafere dönüştürdü.
Buna da tahammül edemeyip itiraz edenlere şu cümleyi
buyuruyordu:
"Benim sizin aranızda konumum hz. Hızır'ın (as) Hz.
Musa'nın (as) yanında konumu gibidir“, buyurup şu ayeti okudular:
قَالَ اِنَّكَ لَنْ تَسْتَط۪يعَ مَعِيَ صَبْرًا
وَكَيْفَ تَصْبِرُ عَلٰى مَا لَمْ
تُحِطْ بِه۪ خُبْرًا
Hz. Hızır (as) hz. Musa’ya (as) “Doğrusu sen benimle
beraberliğe asla sabredemezsin. Bilgice kavrayamadığın bir şeye nasıl
dayanabilirsin?” Kehf/67-68
İşte günümüzde siyaset mühendisliği masum imam’ın (as)
yaptığı gibi basiret, sabır ve gelecekten ümitli olmak ile gerçekleştirilecek
bir stratejidir.
Şeyh Sabahattin Türkyılmaz