Colani’nin Arabası

GİRİŞ: 14.12.2024 15:06      GÜNCELLEME: 14.12.2024 15:06

Rasthaber -   İlkelerin ayaklar altına alınması ve bunun istisna olmaktan çıkarak “reelpolitik” diye savunulması, devletlerarası ilişkilerin önündeki en önemli sorunlardan biridir.

Bunu terör örgütü HTŞ’nin Suriye’de iktidar “yaptırılması” nedeniyle söylüyoruz. HTŞ’yi resmi olarak terör örgütü kabul eden ülkeler, onun Şam’daki yasal hükümeti devirmesini istediler, bunun için askeri ve istihbari destek verdiler, yönlendirdiler. Şimdi de HTŞ’yle resmi ilişkiye geçiyorlar; üstelik HTŞ’yi hâlâ resmi olarak terör örgütü diye kabul etmelerine rağmen!

TERÖRÜN TANIMI SORUNU

Terör ve terör örgütü konusu devletlerarası ilişkilerin zaten iki temel nedenle sorunlu konusuydu:

1) Terör ve terör örgütü konusunda hem tanımda bir uzlaşı yok hem de çıkarlar gereği birinin terör örgütü kabul ettiğini diğeri kurtuluş örgütü sayıyor. Buna bulunan “kısmi çözüm”, BM’nin o örgütleri nasıl tanımladığıdır. Örneğin Türkiye için terör örgütü olan PKK, uzun süre müttefikleri ve komşuları tarafından terör örgütü diye kabul edilmemişti.

2) Terör ve terör örgütü konusunda ikinci sorun, devletlerin, BM tanımlaması oluştuktan sonra, terör örgütünün isim değiştirmesi üzerinden onunla ilişkiyi sürdürmesidir. Örneğin ABD, resmi olarak PKK’yi terör örgütü kabul ediyor ama PKK’nin değişmiş adlı haliyle, ülke kollarıyla ilişkisini sürdürüyor. Dahası, PKK’nin Suriye kolu PYD/YPG’yi “kara ordusu” yaparak, IŞİD’e karşı işbirliği söylemi üzerinden devletleşmesinin yolunu açıyor.

ÖNCE İLKE

Terör ve terör örgütleri konusundaki en temel ilke şu olmalıdır: Egemen bir ülkenin, kendi egemenliğini hedef alan bir örgütü terör örgütü kabul etmesi halinde, o örgüt başta komşuları olmak üzere tüm diğer ülkeler tarafından da terör örgütü kabul edilmelidir.

Ancak tersine, devletlerarası güç ve çıkar çatışması nedeniyle, genelde devletler komşusunun terör örgütü kabul ettiğini, komşusunu zayıflatacak bir araç gördüğü için “kurtuluş örgütü” sayar ve destekler. İlke ortadan kalkınca herkes herkese karşı bir terör örgütü besler!

Bu kısırdöngüden en çok kazanan ise terör örgütlerini etkileme ve kullanma potansiyeli olan en güçlü devlettir; emperyalist ABD’dir.

PKK, IŞİD, HTŞ

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan önemle belirtiyor: “DEAŞ’ın (IŞİD), PKK’nin orada (Suriye’de) hâkim olmaması önceliklerimiz arasında” (AA, 13.12.2024).

Güzel, peki IŞİD ve PKK terör örgütü de HTŞ değil mi? Halbuki HTŞ Türkiye’nin resmi olarak terör örgütü kabul ettiği bir örgüt. Bu durumda MİT Başkanı İbrahim Kalın, HTŞ lideri Colani’nin arabasında ne arıyor?

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise Ankara’nın terör örgütü PKK karşıtı tutumuna karşı şu argümana sarılıyor: “SDG (PKK’nin Suriye kolu PYD/ YPG’nin omurgasını oluşturduğu örgüt) IŞİD’den gelen tehdidin baskılanması konusunda ve aynı zamanda Suriye’nin doğusunda çok sayıda IŞİD teröristinin gözaltı merkezlerinde tutulmasında son derece yetkin terörle mücadele ortağıdır” (Amerika’nın Sesi, 12.12.2024).

Yani ABD, Türkiye’nin terör örgütü kabul ettiği PKK’yi, yine hem ABD’nin hem Türkiye’nin terör örgütü kabul ettiği IŞİD’e karşı mücadele eden bir örgüt olarak savunmakta; hatta bunun üzerinden PKK terör örgütünü, “terörle mücadele ortağı” diye payelendirmektedir!

DİREKSİYONDAKİ 10 MİLYON DOLAR

İngiltere Savunma Bakanı John Healey, HTŞ’nin resmi “terör örgütü” statüsünün önemsiz olduğunu belirterek, görüşeceklerini söylüyor (Sputnik, 12.12.2024). Ki askeri ve istihbarat düzeyinde Washington da Londra da Ankara da ne yazık ki terör örgütü HTŞ’yle zaten görüşüyordu. İdlib’de “kurtuluş hükümeti” kurmasını kabul ettiler, Esad’a karşı mücadele edebilmesi için her açıdan desteklediler.

ABD “resmi olarak” 9 yıldır terör örgütü kabul ettiği HTŞ’nin lideri Colani’nin başına 10 milyon dolar ödül koymuştu. Ancak uygulamada Colani’ye milyonlarca dolarlık silah sağladılar. Türkiye resmi olarak 2018’den beri HTŞ’yi terör örgütü kabul ediyor. Ama uygulamada iktidar HTŞ’nin İdlib’de büyümesine “göz yumdu”, Şam’a yürümesine “yeşil ışık yaktı” ve şimdi de liderinin arabasına biniyor!

Terör ve terör örgütleri konusundaki ilkesizlik üzerinden komşular komşularıyla emperyalistlerin yararına uğraşmaya daha bir süre devam edecek ne yazık ki...

cumhuriyet

 

YORUMLAR

Haci Bayazit 12 gün önce
Alemlerin sahibi Allah(c.c)ın alemlerin emniyeti islamın fitratına yatkın yarattığı dinin ve neslin güvencesi akıl sahipleri. Bir savaşta İmam Ali(a.s)a komutanları neden hücum emrini vermediğini beklediğini sorarlar. Allah(c.c)ın emri Peygamber efendimizin Vasi/Velayeti ilanı ile dinin kemale erip sağlam kulpa bağlandığı dolayısı ile Allah(c.c)ın kulları üzerinde nimetini tamamladığı İmam Ali(a.s), onlardan bize bizden onlara dönecek olanları bekliyoruz,der. Ehli Vicdan sahipleri vicdani/merhamet ve marifet melaikelerinin uyanması İmam Hüseyni meşrebine bağlı gelişir. İmam Hüseyin(a.s) meşrebi her iki alemin merhamet ve marifet ilminin kaynağıdır. Alemlerin sahibi Allah(c.c)Batini ve Zahiri ilmi birbirinin içerisine gizleyip yaratmış; hesabın görülmesi Hakkın/helalin/mazlumun onurlanıp batılın/haramın/zalimin cezalanması için. Alemleri dua/din ahlak maneviyat ve doğruluk/adalet üzerine yaratan Allah’ın aleme koyduğu Doğanın İlahi/Tunç Yasasıdır. Allah(c.c) hiçbir olayı tesadüf yaratmaz. Erdoğan da zaman zaman Derviş anı göründüğünden İl Başkanı iken bir damla rahmet isabet etti; M.Görüş, özünde İmam Ali(a.s) Velayetine karşıdır… islamda İmam Ali(a.s)ın Velayetine tağbi olmayan eninde sonunda güce yönelir islamdan sapıtır… bundan dolayı M.Görüşü sosyal ve siyasi alandan berteraf etmesi için… lakin şeytan da Erdoğan’a yaklaştı biraz bunlar ile güçlen sonra bir çelme takar düşürsün telkini ile ABD/İsrail koltuğu altına itti… böylece ABD/İsrail, Erdoğan’ın yerli işbirlikçi ortağı/insi/sürücüsü olarak bölgeye geldi. Allah’ın hesabı gereği Erdoğan tarihin yüklediği misyonu 20 yılda 800 milyar ihaleden 200 milyar rüşvet alarak, küresel sermayeden yüksek faiz ile aldığı grediyi taşınmaza yatırıp ülkenin tapusunu taşınmazlar ile tefecilere devrederek yerine getirdi; islamın en büyük düşmanı siyasal İslamcılığı kıyamete kadar tarihe gömdü… Melun şeytan da doğası gereği görevini yerine getirdi, Suriye de önce Erdoğanı düşürdü üzerine ABD ve İsraili düşürdü. İşgalci İsrail’in Suriye ye girmesi gücünü bölmesi süfyaniyi açık etmesi islam coğrafyasında halkın uyanması için şart idi; süfyanin kazanası olmaz. Hüseyni direniş cephesinin üzerindeki dini ve tarihi yük; Küresel ısınmanı ile Kutuplarda ki Buzların erimesinin önlenmesi; Hüseyni direniş cephesinin dünya’yı maneviyat ve adalet asrına hazırlamasının mücadelesi ile insanları günah/ateş taşımaya hazırlayan Gadiri Humda Biat ederek Sakife’de bozan süfyani engeli berteraf ederek gelişir ve Allah’ın vadi gereği engellenemez... alemlerin emniyeti islamın köklerinin nem aldığı Irak Suriye Filistin ile mukaddes toprakların özgürlüğünü sağlamak‘dır. Allah’ın sonsuz rahmet merhamet ve sabrı direniş cephesi ile üzerinize ve üzerimize olsun. Haci Bayazit 14.12.2024

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM