Bu ateşkesin olumlu ve muhtemel olumsuz sonuçları birkaç
açıdan değerlendirilebilir:
1- İran eksenli Direniş Cephesi hep birlikte önemli bir
zafer kazandı. Gazze direnişi İran, Yemen, Hizbullah, Haşd-i Şabi ve Filistinli
direniş gruplarının dayanışma ve ortaklaşa saldırıları sonucu kazanılmıştır.
2- Dünya kamuoyunda, onlarca yıldır mazlum ve soykırıma
uğramış bir halk olarak tanıtılan Siyonist çetelerin cani yüzü ortaya çıktı ve
dünya halkları bu işgalci rejimin gerçek mahiyetini tanıdı ve böylece Holokost
efsanesinin Siyonist rejim lehine kullanma tarihi sona ermiş oldu.
3- Yenilmez askeri güç olarak tanıtılan İsrail'in şişirilmiş
bir balon olduğu ortaya çıktı ve sahte
yenilmez güç tabusu yıkıldı. ABD'nin doğrudan yardımı olmadan bu sahte rejimin
ayakta kalamayacağı açıkça anlaşıldı.
4- İşgalci rejimin Filistinlilere yönelik soykırımına rağmen
bu rejimle diplomatik ve ticari ilişkilerini sürdüren rejimler rüsva oldu ve ne
kadar münafık, iki yüzlü oldukları Müslüman halklar nezdinde ortaya çıktı.
5- Gazze'de işgalci rejimin tüm cinayetlerini destekleyen ve
soykırıma sessiz kalan Batının gerçek yüzü, Batı uygarlığının insan haklarını
savunma, uluslararası hukuka saygı iddialarının gerçek mahiyeti ortaya çıktı.
6- İsrail'in Hizbullah karşısındaki yenilgisini gizlemek
için yapılan Lübnan ateşkesi gibi Gazze ateşkesi de hiç kuşkusuz İsrail’i
kurtarmaya yöneliktir. Ancak ilkinde Suriye'yi HTŞ terör çetesi ve İsrail'e
peşkeş çeken ABD, şimdi başka komplo planları peşinde olacaktır. Ayrı bir
ifadeyle İsrail'in yenilgisinin üzerini örtmek için bölgede yeni uğursuz
planları hayata geçirmek isteyecektir.
Bu muhtemel şeytani planların başında İran'a yönelik
yaptırımlar ve baskıları artırmak; Yemen'de Ensarullah hükümetini yenilgiye
uğratmak veya en azından uzlaşmaya zorlamak için kuşatmayı artırmak, baskı
uygulamak, içeride kendilerine bağlı gruplar aracılığıyla iç çatışmalar
çıkarmak ve Suudileri doğrudan veya dolaylı olarak Yemen'e müdahaleye sevk
etmek; Batı Şeria'yı işgal altındaki topraklara ilhak etmek; Golan tepeleri ve
Suriye'de işgal edilen yeni stratejik bölgeleri HTŞ'ye yasallık kazandırmak
karşılığında İsrail'e katmak; İsrail
terör çeteleri rejiminin varlığı ve güvenliğini sağlamak için Abraham
anlaşmasını tüm bölge ülkelerine dayatmak; ve Irak'ta Haşd-i Şabi'yi
dağıtmak bu doğrultudaki muhtemel komplo
planlarındandır.
Suriye'yi HTŞ çetelerine sunan küresel güçler ve bölgedeki
işbirlikçileri son zamanlarda iştahları kabarmış olarak ve sözde zafer
sarhoşluğuyla Direniş Cephesi hakkında ileri geri konuşsalar da bu arzuları
kursaklarında kalacaktır.
Çünkü;
Direniş geçici bir
heyecan değildir. Direniş Müslüman halkların inancından kaynaklanan bir diriliş
düşüncesidir, mekteptir, vazife idrakidir.
Direniş mefküresi silahla, yaptırımla baskıyla ortadan
kaldırılamaz.
Direniş mektebi Büyük
Şeytan ABD ve bölgedeki dostları, müttefikleri ve kuklalarının isteği veya
baskısıyla sınırlanamaz ve yenilemez.
Gazze'de on binlerce masum insanı katliama uğratmak,
Lübnan'da çağrı cihazlarını infilak ettirerek binlerce sivil insanı sakat
bırakmak ve direniş komutanlarını şehid etmek için terör operasyonları
düzenlemekle Direnişi yenilgiyi uğratacaklarını sananlar çok geçmeden yanlış
hesaplar içinde olduklarını göreceklerdir, inşallah.
Ziya TÜRKYILMAZ