Dünyanın sonu mu!

GİRİŞ: 23.09.2022 08:33      GÜNCELLEME: 23.09.2022 08:33
Rasthaber -  Rusya Devlet Başkanı Putin önceki gün yaptığı konuşmada Ukrayna’daki durumu değerlendirerek İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez kısmi seferberlik ilan etti ve ‘batının saldırganlığına karşı her türlü silahı kullanacakları’ tehdidinde bulundu.

Her türlü” demek nükleer füzeler demek.

Putin’den sonra konuşan Savunma Bakanı Şoygu ‘300 bin yedek askeri silah altına alacaklarını’ söyledikten sonra “Ukrayna’da Batılı ülkelerin tümüyle savaştıklarını” anlattı ve ilginç bir bilgi verdi:

Tepemizde 70 askersel ve 200 sivil amaçlı uydu 150 NATO’cu danışmanın yönettiği Ukrayna ordusu için çalışıyor”.

Şoygu “Bu bir üçüncü dünya savaşıdır” demek istiyor.

En az 30 milyon insanını kaybederek önce Fransız Napolyon sonra da Alman Hitler’in ordusunu kış savaşlarıyla hezimete uğratan Ruslar şimdi de üçüncü büyük savaşa hazırlanıyor.

Bu savaş; Ukrayna’yı bahane ederek Rusya’yı parçalayıp haritadan silmeyi amaçlayan ABD ve onun teslim aldığı Batılı ülkelere karşı bir ölüm kalım savaşıdır.

Bu saatten sonra herkes her şeye hazırlıklı olsun.

Uzaktan gazel okuyan” ABD; son Ukraynalı hatta son Avrupalı ölünceye kadar savaşacağına göre her an her şey olabilir.

Her şey her an olabileceğine göre bu her şeyden etkilenecek ülkelerin başında coğrafi konumu ve çelişkili dış politikasından dolayı Türkiye gelir.

Ukrayna’ya İHA ve SİHA veren ancak zaman zaman bu savaşta Putin’in haklı olduğunu söyleyen Erdoğan’ın yönettiği Türkiye hem NATO ülkesi hem de depolarında Rus S-400 füzeleri bulunduruyor.

Dün yaptığı yeni açıklamayla Türkiye Kırım’da olduğu gibi bu hafta yapılması beklenen referandumla Donbas’ın Rusya’ya katılımını kabul etmeyeceğini söylüyor.

Olayın başka bir boyutu daha var.

Erdoğan Yahudi kökenli Zelenski ve Tel Aviv’nin desteklediği İlhan Aliyev’in arabuluculuğu ile Putin’le arası kötü olan İsrail ile müttefik olma yolunda azim ve kararlılıkla yürüyor.

BM Genel Kurulu için NewYork’a giden Erdoğan Yahudi lobi örgütlerinin yöneticileri, Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Lauder ve son olarak İsrail Başbakanı Lapid’le görüştü. Bu hafta Tel Aviv’e yeni büyükelçi atayacağı konuşulan Erdoğan’ın Ekim’de yapılacak seçimlerden sonra İsrail’e gideceği söyleniyor. Geçtiğimiz Mart ayında İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u Ankara’da misafir eden Erdoğan’ın Aralık’da bir grup Haham’la Ankara’da buluşması çok daha enteresandı. “Arap Baharı” ile birlikte ‘dünya İslamcılarının lideri’ gibi davranın Erdoğan’ın İsrail’le din eksenli yakınlaşması daha da enterasan.

Daha enterasan olanı ise İsrail, BAE, Suudi Arabistan ve Mısır’ın isteği üzerine Hamas ve Müslüman Kardeşler’e verilen desteği askıya alan Erdoğan’ın İsrail’le yeniden dost ve müttefik olma çabası aynı Erdoğan’ın Esad’la barışma söylemlerine denk düşmesidir.

Oysa Esad’ın yani Şam’ın en büyük düşmanı sık sık Suriye’yi bombalayan İsrail’dir. Çünkü Tel Aviv’e göre Suriye ve İran olmasaydı İsrail’in korkulu rüyası Lübnan Hizbullah olmayacaktı. 11 yıldır ılımlı-ılımsız yüz binlerce yerli ve yabancı teröristle Suriye meşgul edilirken 40 yıldır batının yaptırımlarıyla savaşan İran zaman zaman iç ayaklanma provalarıyla hırpalanmak isteniyor. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Genç bir kadının giyiminden dolayı ahlak polisi tarafından gözaltına alınması ve karakolda ölmesine tepki olarak insanlar sokaklara döküldü ama bu durumlara alışık güvenlik güçleri duruma hakim gibi görünüyor.

Rusya ile başladığım bu yazı farklı ülke ve bölgelere uğrayarak İran’a kadar uzandı.

Özeti; silah stoklarını eriten ve yeni silahlar için fabrikalarını aralıksız çalıştıran geleneksel emperyalist ülkeler düşmanlık, gerginlik, kavga ve savaş saplantılarından vazgeçmeyecektir.

Vazgeçmeyecekleri için de her türlü karanlık ve kanlı tezgahın içinde olacaklardır.

Özgürlük, demokrasi, insan hakları, kadının özgürlük ve mutluluğu umurlarında değil, hiçbir zaman olmamış ve olmayacaktır.

İki dakikalığına Kanlı Arap Baharı’nda olup bitenleri hatırlayın.

Özellikle ABD ve müttefikleri tarafından kurulup desteklenen IŞİD, NUSRA (daha önceleri Kaide ve Taliban) ve benzerlerinin din adına yaptıklarını!

Dünya medyasının ve egemen sosyal medya platformlarının vahşeti sansürsüz aktarmamalarını da.

Herkes karanlık hesap peşinde.

korkusuz

YORUMLAR

REKLAM