Hedef Şaşırtma Yöntemleri

GİRİŞ: 02.03.2020 09:25      GÜNCELLEME: 02.03.2020 09:25
Rasthaber -  Sosyoloji Doçenti kadim bir dostumla, bölgesel konular kapsamında son gelişmelerle ilgili muhabbetimiz sırasında, sanki ABD ve İsrail bizim için büyük bir tehdit değilmişçesine ülkemizde sıkça dillendirilen ve hedef şaşırtmaya matuf, “ABD şeytan olduğu gibi Rusya da şeytandır. Bu da unutulmamalıdır” diye bir cümle sarf ederek Rusya karşıtı bir refleks ortaya koydu, aynı şeyi benim de yapmamı beklercesine. 

Mezhepçilik ve ırkçılıkları her şeyin önüne geçen, bu nedenle de kendisi gibi düşünmeyen ve inanmayan herkesi “vatan haini, devlet düşmanı, din karşıtı” gibi yaftalayan ve öteleyen, ötelemekle kalmayıp elinden gelse linç edecek bir gözü dönmüşlük hissi ile hareket edenlerin yaptığını yapıp, “ABD şeytan olduğu gibi Rusya da şeytandır” ifadesindeki Rusya’nın yanına İran’ı da iliştirmek gibi bir gaflete düşmedi. 

Eğer böyle bir gaflete düşüp “İran’da şeytandır” deseydi kendisine katılmam mümkün olmayacak, olmadığı gibi eleştiri ve itirazlarımı yapmaktan çekinmeyecektim. Sağ olsun dostum buna fırsat vermedi. 

*

İnsani ve İslami duyarlılıkla hareket eden ve bir akademisyen disipliniyle makulü yakalayabilen dostumun “şeytan” nitelemesi içine İran’ı da katmadığı için söz konusu ifadelerine katılmamam mümkün değil elbette. 

Çünkü şeytanlığı, eylem söylem ve icraatlarıyla oryaya çıkan herkes ve her güç bizim için güvenilmeyendir. Hatta verdiği zarar ve yaptığı ihlal oranında düşmanımızdır. Şeytan, doğası gereği şeytanlığını yapacağından güvenmemiz de imkânsızdır. 

*

Ancak nasıl ki insan suretindeki şeytanlar ve güçler, özellikle de Büyük Şeytan Amerika, düşmanlarını  tüm çevresinden koparıp yalnızlaştırarak kolay yenebilir lokma haline getirmek suretiyle etkisizleştirip kendisi için kullanışlı hale getirebiliyorsa, aynı şeyi hatta daha da ilerisini bu şeytani güçlerle mücadele konusunda bizler neden yapmayalım. 

Elbette yapmalıyız ama onlar gibi şeytani bir şekilde değil kendi ilkelerimize uygun olarak yapmalıyız.

Bu konuda önceliğimiz, bizim için en tehlikeli olan, bize dokunan ve müdahil olan, en çok zarar veren ve kötülük yapandan başlamak olmalıdır. Ki, böylece düşmanlarımızı kolaylıkla etkisiz hale getirebilelim. 

*

Bize musallat olan bir düşman varken, bu düşmana karşı caydırıcı bir strateji geliştirerek mücadele etmiyorken, bizden uzak olan, bize zararı da olmayan, bizim için tehdit oluşturmayan veya zararı az olan ya da hiç olmayan güçlerle mücadele etmek, büyük tehdidi ve düşmanı, daha tehlikeli olan şeytani güçleri korumak / kollamak ve daha fazla kötülük yapmasına çanak tutmak anlamına gelir. 

Ki, FETÖ ve benzer ABD kuklası örgüt ve yapılar, bu strateji ile efendilerini korumakta ve onlara karşı refleksler ve tepkileri bu şekilde kırmaktadır. Bunun adı ise tam olarak hedef şaşırtmaktır. 

*

Hedefi şaşan veya şaşırtılanların hedefine isabet ettirmesinin mümkün olmadığını söylemeye gerek yok sanırım.

Hedefi şaşan ve şaştığı için de yanlış yerlere atış yapanların çok olduğu bir dünyada hedefimizin hiçbir zaman şaşmaması duası ve umuduyla…

YORUMLAR

REKLAM