Her zamanın da şartlarına
göre imtihanları vardır. Her insan kendi zamanın imtihanıyla sınanır. Herkes
kendi zamanında ne ile imtihan edildiğini bilmesi gerekir.
İmtihanların en zoru Fitneler
ortaya çıkınca olur çünkü hem imtihanlar çoğalır hem de çeşitlenir.
Şüphelerin çoğaldığı,
yanlışın doğruya karıştığı dönemde doğruyu teşhis etmek bir muamma olur
düğümlenir beyinlerde. Bu düğümü bilgi ve basiret çözer.
Sorun sadece bununla da
kalmıyor şüpheler bertaraf edilip gerçekler bilindiği zamanlarda “Sorumluluk
üstlenmek” ateşten gömlek olur. Bu gömleği giymek cesaret ve yiğitlik ister.
Rebezeye sürülmeyi göze
alarak hakkı haykıracak Ebuzer ancak bu sorumluluğu üstlenebilir.
Velayetin yanında durmak
tekmelenip dövülen Ammar Yasir olmayı göze almaktır. Yalnızlığını gidermek için
velayetin yüzünü güldürmek için yalnız kalmayı göze alan Malik Eşter olmak demektir.
Mikdat, Cafer, Hücr ve daha niceleri gibi.
Bu inkılapçı ve
velayetçiler hep vardı, hep azdı, hep yalnızdı. Ama hep muzafferdi çünkü hakkı
söylemekten hiç korkmadılar, dostun düşmanın kınamasından hiç yılmadılar, dini
ve mezhebi kendilerine maske yapmadılar. Kendilerini dine, velayete siper
ettiler.
Bunların karşısında tarih
boyunca hiç eksik olmayan maslahatçılar hep vardı; sorumluluktan kaçan,
korkaklığına maske yapan, hem de avamdan değil, kendisini kanaat önderi kalbur
üstü görenler. Kalburdan elendiklerinin farkında olmadan.
Daha kötüsü, kendisini
mektep olarak gören alim ve kurumların kendilerine gelecek zarar ve darbenin
mektebe geleceği algısını oluşturmalarıdır. Maalesef basiret ve cesaretten
yoksun sorumluluktan kaçan alimler tarihte olduğu gibi günümüzde de
kaybetmişlerdir.
Basiret, feraset, cesaret
sahibi velayet hattındaki gençler, aydınlar, eli kalem tutan müminleri tebrik
etmek gerekir.
Fitne ve şüphelerin
ortaya çıktığı zamanlar gerçeği teşhis edecek bilgi, basiret ve ferasetiniz
yoksa, gerçekleri bildiğiniz halde tepki koyacak cesaretiniz yoksa, sorumluluk
alıp hakikatleri haykıracak beyan edecek gücünüz yoksa peygamberin varisi
olmayı bırakın. Ebuzer’den, Ammar’dan, Malik’ten bahsetmeyin.
Gittikçe derinleşen ve
önü alınmazsa daha da kök salacak fitne karşısında susmak masalahat ise susun. Sırtını
dayadığı güçler tarafından daha da kök saldıktan sonra bu fitne karşısında yine
maslahat gereği teslim olacaksınız.
Maslahat diye sizi buna
sürükleyen maslahat, bir gün maslahat diye sizin de üstünüzü çizecek.
Şunu herkesin bilmesini
isterim ki velayetçiler var oldukça bu mektep hep var olacaktır çünkü kaybetmekten
korkacakları ne bir makamları var, kaybederek üzülecekleri ne mal ve
oyuncakları var. Neleri varsa hepsini velayete feda ediyorlar. Kaybedecek bir
canları var onu da velayet yolunda seve seve vermek için sıralarını bekliyorlar.
Vesselamu aleykum ve
rahmetullahi ve beraketuh