Görüldüğü gibi Türkiye ile ilgili bütün meseleler dönüp dolaşıp Ege ve Doğu Akdeniz’de düğümlenmektedir. Ukrayna savaşında Rusya’nın karşısında yer alan ve Türkiye’ye karşı ABD ve Yunanistan ile cephe kuran İsrail’de Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi tecrit etmek için taktikler tartışılıyor. Bir yandan Ankara ile normalleşme görüşmeleri sürdüren İsrail, diğer yandan “Türkiye’yi kontrol altına almak” amaçlı politikalar peşinde. Tırnak içindeki ifade, İsrail devletinin önemli uzmanlarından Efraim İnbar’a ait. Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü (Jerusalem Institute for Strategy and Security) Başkanı İnbar “ABD’nin Doğu Akdeniz’deki gündemi nedir” başlıklı yazıda ABD’yi İsrail-Yunanistan ittifakına daha kuvvetli destek vermeye çağırıyor (JSIS, 7 Temmuz 2022). İnbar şöyle diyor:
“Biden yönetiminin yaklaşımını bölgeye odaklaması gerekiyor. ABD anlaşılır nedenlerle dikkatini Çin’e çevirdikçe, Doğu Akdeniz bölgesi Amerika’nın daha da az ilgisini çekecek. Ancak artan enerji fiyatları, Amerika’nın daha geniş Ortadoğu’dan çıkışını yavaşlatabilir. ABD’nin Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail’in üçlü ittifakının değerini daha iyi anlamasını sağlamak için bu dönemden yararlanılmalıdır.”
Efraim İnbar, Ukrayna savaşının ardından Doğu Akdeniz’de ve Ortadoğu’da savaş olasılığının yüksek olduğunu ve ABD-İsrail-Yunanistan ekseninin savaşa hazır olması gerektiğini savunuyor:
“Ukrayna bize savaşın Avrupa’da bile hala bir politika seçeneği olduğunu, yanısıra Doğu Akdeniz ile Ortadoğu’nun Avrupa’dan daha savaşkan bölgeler olduğunu hatırlattı. Ne yazık ki, uluslararası hukuk ve garantilerin, yağmacı devletlerin saldırganlığını önlemede etkisiz olduğu da kanıtlandı. Bu durum, Atina-Kudüs-Lefkoşa cephesinde yer alan devletlerin yanılsamalara kapılmadan savaşa hazırlanmaları gerektiği anlamına gelir. İsrail model olmalı ve kendi kendine yeterlilik doktrini diğerleri tarafından örnek alınmalıdır. Her devlet savunmaya yatırım yapmalı ve askeri yeteneklerini ve caydırıcılığını artırmalıdır. Zayıflık her zaman saldırganlığı davet eder.”
Karadeniz’deki Ukrayna ile Akdeniz’deki Yunanistan’a ve İsrail’e ABD’nin stratejisinde aynı hedef doğrultusunda roller verilmiştir. Bu hedef, NATO’nun yeni stratejik kavramında da ifade edildiği üzere Avrasya’nın yükselişini durdurmaktır. ABD’nin Yunanistan’a yaptığı yığınak, Karadeniz’den başlayarak Kafkaslar’dan Umman Körfezi’ne ve Kızıldeniz’e kadar yürüttüğü Batı Asya politikasının merkezine Doğu Akdeniz oturmuş bulunmaktadır. Çünkü ABD, bu meseleyi Avrasya’da anahtar rolü bulunan Türkiye’nin zayıf karnı olarak değerlendirmektedir. Tehdidi bertaraf edecek strateji, Türkiye’nin gerçek müttefikleriyle tutarlı, sağlam ve kararlı işbirliği kurmasıdır.
aydınlık