Rasthaber - Soğanın 30 TL'nin üzerine çıkması üzerine Tarım ve Orman
Bakanlığı bir basın açıklaması yaptı ve özetle soğan üretiminin geçen yılkı
rakamların üzerine çıkarak 2 milyon 350 bin ton olarak gerçekleştiği belirtti. Bunun ülke ihtiyaçlarını fazlası ile
karşıladığı yeterlilik oranının %114,7 olduğunu ve ülkemizin coğrafyasının
uygunluğu sebebiyle farklı zamanlarda farklı bölgelerde olmak üzere sürekli
ekim yapma imkânı olduğu turfanda soğan üretiminin de önemli bir ölçüde var
olduğu ve hasadına da bu günlerde başlandığı açıklamalarını yaptı.
Yani soğan üretiminde geçen yıla oranla artış var. Bu demektir ki fiyat bu
kadar pahalandığına göre stokçuluk yapan birileri var.
Soğan piyasasında bir sorun olduğu gerek muhalefet ve gerekse iktidar partisi
yetkilileri tarafından inkâr edilmeyerek bu konuda her iki tarafta açıklamalar
yapma gereği duyuyorlar. Elbette bu partilerin taraftarları ve seçmenleri ise
yaklaşan seçimler dolayısı ile gerek sokaklarda gerekse Sosyal Medyada bu
meseleyi tartışarak birbirlerini suçluyorlar.
Tabi bu suçlama halk tarafından olduğu gibi zaman zaman ciddi makamlarda
bulunan siyasetçiler tarafından da birbirlerine karşı yapılıyor.
AKP'li vekil Metin Külünk attığı twit ile kim tarafından ne zaman çekildiği
belli olmayan ve bir konteynıra soğan çuvallarının boşaltıldığı ve videoya
eklenmiş bir sesin bunun Maltepe Migros olduğunu söylediği kısa videoyu
paylaşarak altına şu yorumları yazdı:
"Seçime 1 ay kala eline soğan alıp koca ülkeyi terör örgütlerine teslim
etmeyi kafasına koymuş bir zihniyetin arkasında çöpe tonlarca soğan dökenler mi
var?
Muhalefetin eline verilen soğan ile çöpe dökülen soğanlar aynı kişilere mi ait?
Demek ki soğan tamamen bir operasyonmuş. Soğan koca ülkeyi teröristlere teslim etmenin
kod adıymış. Bu millet çöpe soğan dökerek piyasada fiyat yükseltip sonra da onu
muhalefetin eline verenleri de unutmayacak."
Gibi bir açıklama yaparak soğan krizini tamamen kendi
üzerlerinden atıp muhalefeti suçlayan açıklamalar yaptı.
Varsayalım bu görüntüler gerçek olsa da ülke ekonomisini yıllardık etkileyen ve
ciddi krizlere sebep olup fiyatları aşırı artıran soğan krizinin bir marketin
üç beş çuvalı çöpe(!) dökülmesinden kaynaklandığına iddia eden bir siyasetçinin
bunu sosyal medyada paylaşması ancak insanları etkileyerek manipülasyon yapmak
niyetinde olduğunu gösterir.
Bundan iki sene öncede bu kiriz daha ciddi bir şekilde yaşanmıştı ve o zaman
piyasada soğan bulmakta da zordu. İktidar o zamanda aynı şekilde muhalefeti
suçlamıştı. Sonra hesapta krizi çözmek için soğan ve patateste gümrük vergisini
ve KDV'yi bir aylığına (şubat ayına geldiği için 28 gün) kaldırdı. Bu piyasaya
soğan arzının sunulabilmesi için tüccarları soğan patates ithalatına sevk etmek
için gerekli bir şeydi. Ama süre yetersizdi. Çünkü ithalat yapmak isteyen
tüccarların ithalat iznini en az üç ay önceden alması gerekiyordu. Bu yüzden
başvuruların büyük bir çoğunluğu ret edildi. Ama durumu önceden bilen ve malını
yurtdışında stoklayan belki tırlarla yükleyip gümrük kapısına kadar gelen bir
takım zevat tam da AKP hükümetinin bu vergi indirimlerini yaptığı kısa bir süre
içinde tüm ithalatı yaptılar ve zaten çeşitli spekülâsyonlarla yükseltilmiş
fiyatlardan piyasaya soğan patates sunarak büyük vurgunlar yapmışlardı. O zaman
yaygın bir şekilde gelen haberlerde ise IŞİD'in Suriye'de yerli halkın soğan
patates tarlalarına el koyduğunu ve yapılan hasattan elde edilen ürünlerin
Türkiye'ye belli kesimlere çok ucuza gönderildiği anlatılıyordu.
Tıpkı Irak ve Suriye petrollerinin çalınıp damadın mahdumun petrol şirketleri
ile Türkiye'de getirilip oradan da İsrail'e satılması gibi. Geçen haftalar
Türkiye ile Irak arasında açılan davada uluslararası tahkim mahkemeleri tespit
edilen bu durumlar nedeniyle Türkiye'yi mahkûm etti ve bir rivayete göre 1,4
milyar dolar ceza kesildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez her ne
kadar buna iddiayı yalanlamak amacıyla basın açıklaması yapmışsa da sadece
rakama itiraz ederek bunun henüz belli olmadığını ama aleyhimizde bir karar
olduğunu doğruladı.
Aynı şekilde bu soğan patates hırsızlığının da benzer durumun olup Türkiye'ye
ceza gelmesi ihtimali yüksektir.
Türkiye'de soğan üreticileri ve toptancıları isim isim bellidir. Devletin
bunları tek tek belirlemekte muktedirdir.
Hal böyleyken Bunu yapmayarak muhalefeti bu konuda suçlayarak manipülasyon
yapmaya çalışan AKP'liler bildikleri bir şeyin üzerini örtüyorlar demektir.
Kasıtlı olarak bu isimler açıklanmıyor olabilir çünkü bunlar AKP'nin imkânları
ile var olan yandaş toptancılardan başkası değildir.
Yirmi bir yıldır sermayenin akışı ve iktidara yakınları ve yandaşları yönüne
doğru olmuştur. Muhalefetten olup güçlü sermaye sahiplerini saymaya kalksan bir
elin parmaklarından fazla etmezler. Onlarında yandaş sermayenin hâkim olduğu
piyasalarda hareket kabiliyetleri sınırlıdır.
Soğan üretilmesi muhafaza edilmesi en kolay olan bir sebzedir. Her mevsimde her
toprakta her coğrafyada kolaylıkla yetişiyor. Ülkenin tarihi geçmişinden bu
yana var olan ihtiyacından fazlaca üretildiği konusunda da kimsenin itirazı
yok. Ama fiyatların bu kadar artması ciddi bir spekülâsyon ve stokçuluk
yapıldığının göstergesidir.
Bu iktidar bu kadar kolay elde edilen bir üründe böyle bir krizin oluşmasından
birinci derecede sorumludur. Stokçuluk suçtur ve ahlaki olarak mahkûm edilmiş
bir eylemdir. Zamanında bu ülkede stokçuluk yapan esnafın linç edildiği
durumlar da yaşanmıştı.
Devlet onu yöneten iktidar partisi ülkede kolluk güçlerine sahip denetim
kabiliyeti olan olayları ve kurumları kontrol edip hakkında bilgi sahibi
olabilen tek güç ve tek siyasi erktir. Bu spekülâsyon ve stokçuluk eğer
iktidarın kontrolünde değilse yandaşların bilinen eylemlerine göz yumulmuyorsa
bunu tespit etmek yukarda da belirttiğim gibi çok kolaydır ve bunu yapmak bu
iktidarın işidir.
Buna rağmen iktidar mensupları bunu yapmak yerine bunu siyasi rant için
kullanmayı yeğliyor ve muhalefetin üzerine atarak halkın nazarında anlamsızca
onları suçlamaya çalışıyor ise işini yapmıyor ve hatta bir şeyler saklıyor
demektir.
FATİH BİLGİN