Rasthaber - İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’la görüşmeye giderken havaalanında açıkladı: “Başkan Trump’la yakın çalışarak, haritayı daha iyi bir şekilde, yeniden çizebileceğimize inanıyorum.” (AA, 2.2.2025)
Netanyahu’ya bu sözleri söyleten, elbette
doğrudan Trump’ın açıkladığı Filistinlileri Gazze’den sürme
hedefiydi. 27 Ocak’ta bu köşede “Trump’ın Gazze planı” başlığıyla
yazdım. Trump Gazze’deki Filistinlileri zorla Mısır ve Ürdün’e kabul
ettirip İsrail-Kıbrıs hattına dayanan yeni bir haritalama peşinde.
İSRAİL’İN ‘YENİ KOMŞU’ HEDEFİ
Ancak konu bununla sınırlı değil. ABD-İsrail’in yeni
Ortadoğu haritası, Suriye’yi de içeriyor.
İlk günden beri ısrarla vurguladım: Ankara’daki zafer havası
aldatıcıdır. Çünkü Beşşar Esad’ın temsiliyetindeki BAAS yönetimi,
Suriye’nin birliğinin garantisiydi. HTŞ ile toprak bütünlüğü olan ama siyasal
birliği olmayan bir Federal Suriye hedefleniyor. Bu Türkiye’nin çıkarlarına
aykırıdır. Suriye’de asıl kazanan İsrail’dir. İsrail Dürzilere ve
Kürtlere özerklik veren bir Federal Suriye için ABD ile birlikte
çalışıyor.
Bunları bu köşede defalarca yazdım. İşte Netanyahu’nun “yeni
harita” çıkışı ikinci olarak bununla, Suriye’nin parçalanmasıyla
ilgilidir. Çünkü İsrail, doğrudan Suriye Arap Cumhuriyeti ile komşu
olmak yerine Lübnan ve Suriye’deki Dürzilerle komşu olmak istiyor.
PYD/YPG’DEN AÇILIMA DESTEK
Ankara, ne yazık ki bu “yeni harita” sürecinden
yararlanabileceğini hayal ediyor. Öncelikle Suriye’nin kuzeybatısında
İdlib merkezli bir “nüfuz bölgesisi”ni kendisini bağlayabileceğini düşünüyor.
Ayrıca koşullar oluştuğunda Suriye Kürt bölgesine de hamilik
yapabilmeyi umuyor. (Fidan başta yetkililerin son dönemde hami, himaye
kelimelerini sıklıkla kullanmalarına dikkat.)
Yeni açılım, “Türkiye’yi Kürtlerle genişletme” amacı, Ahmet
Türk’ün “Irak ve Suriye Kürtleri tıpkı Osmanlı’daki gibi Türklerle
birlikte yaşamak istiyor” sözleri, Öcalan’la yürüttükleri
müzakere, o müzakerelerin dış ayağındaki gelişmeler...
Ankara’nın müttefiki Barzani, ABD’nin
planlamasıyla Ankara’nın hedefindeki YPG/SDG komutanı Mazlum Abdi ile
görüşüyor, Kürt birliği için pazarlık yapıyor.
Mazlum Abdi ise Öcalan’ın hangi
tarihte hangi açıklamayı yapacağını duyuruyor ve AKP-MHP’nin açılımına destek
veriyor. Abdi ayrıca Alman gazetesi Frankfurter
Allgemeine Zeitung’a “Bu sürecin olumlu etkileri olacak. PKK ile
anlaşacaklar” diyerek Ankara’nın yeni açılımına destek veriyor!
AÇILIMIN AMACI
Görüldüğü üzere Ankara, İsrail karşıtlığı
propagandası altında, İsrail’in Suriye’de istediği sonucun oluşmasına katkı
yaptı: HTŞ’nin önünü açarak Esad yönetiminin devrilmesini
sağladı. İsrail böylece Suriye’nin güneyini işgal etti.
Ankara şimdi de yine İsrail’e karşı konumlanma diye
sunarak, Suriye’nin kuzeyine dair planlamalar yapıyor. Ne yazık ki o planlama
da İsrail’in istediği yola çıkıyor!
Irak’tan sonra Suriye’de bir Kürt özerk bölgesinin resmiyet
kazanması, ABD-İsrail’in 40 yıllık hedefidir. PKK’ye karşı mücadele üzerinden
Türkiye’ye önce Irak’ın kuzeyindeki yapıyı resmen kabul ettirdiler, şimdi de
PKK’nin silah bırakması/ad değiştirmesi üzerinden Suriye’nin kuzeyindeki yapıyı
kabul ettirmeye çalışıyorlar.
İşte, açılımın dış ayağı özetle budur: Ankara’ya PYD
bölgesini kabul ettirmek. PKK’nin ad değişikliği ve silah bırakması
konusu ise iktidarın bunu içeriye pazarlayabilmesinin dayanağı içindir.
CUMHURİYET