Rasthaber - Bismillahirrahmanirrahim „Kevser`inin yanındayım ey dost ama susuz, sen yanımdasın ben ise ayrılığından huzursuz.“ İmam'ın (ra) bu dizeleri mevlası İmam Mehdi'yi (af) bekleyen herkesin gönlündeki sözlere tercümandır adeta. Birçoğumuz içimizden geçirmişizdir ‘Bu gaybet dönemi neden bu kadar uzun sürdü, bu kadar mümin insan geldi geçti hala 313 kişi tamam olmadı mı ki; İmam Zaman'ın (af) zuhuru hala gerçekleşmedi?’ diye... Bundan birkaç yıl öncesinde; diri diri yakılan, yurtlarından zorla çıkarılan Arakanlıların medyaya yansıyan halleri vicdanımı o kadar rahatsız etmişti ki; ‘Neden hala gelmezsin ey İmamı Zaman (af)!’ diye pankart açıp sokağa oturmak gelmişti içimden. Yıllardır birçok savaşı yaşamış, üzerine hergün bombalar dökülen, binbir zorluk arasında yaşam mücadelesi veren müslümanların halini düşündüğümde; ‘Allah’ım kendim için istemiyorum, zuhura benden daha fazla ihtiyacı olan müslüman kardeşlerim için istiyorum.’ Diye dua etmiştim o gün içimden. Aradan geçen o birkaç yıl içerisinde başımdan geçenler bana; emperyalist devletlerin gölgesi altında yaşayan, düşmanın gerçek yüzünü o başına bomba dökülen müslümanlar kadar tanımayan bizlerin zuhura herkesten daha çok ihtiyacı olduğunu göstermişti. ‘Zuhur niye gerçekleşmiyor?’un hakikati ‘İmam (af) kimin İmamıdır?’ sorusunu irdelediğimizde daha iyi anlaşılmaktadır. Zira bizim zuhurdan ne beklediğimiz; nasıl bir İmam beklediğimizle ilintilidir. 1. Birinci İhtimal; İmam Mehdi (af) tüm beşeriyetin İmamıdır. Yani doğulunun-batılının, müslüman-kafir herkesin İmamıdır. İslam alimleri yıllardır beklediğimiz İmamın vasıflarını anlatırken; onu Resulu Ekrem'in (saa) torunu, adaleti, Allah’ın dinini yeryüzünde hakim kılacak ilahi bir önder olduğunu beyan etmişler ve bizler de hep böyle bir İmamı beklemişizdir. Ama ya batılılar nasıl bir İmam bekliyorlar? Biz müslümanlar, batılılar nasıl bir İmam’ın (af) arzusundalar diye onların edebiyat ve sanat eserlerini okurken hiç düşündük mü? Bir zamanlar Avustralya yerlilerinin birbirleriyle konuşmadan iletişim kurdukları Marlo Moorgan’a ait “Bir Çift yürek“ diye bir kitabı okumuştum. Bu kitabı okuduğumda İmamı Zaman zuhur ettiğinde bu kitapta anlatıldığı gibi birbirimizle konuşmadan sadece gönül diliyle konuşsak, kaçımızın birbirinin yüzüne bakacak hali kalır diye düşünmüştüm. Zuhur gerçekleştiğinde insanlar birbirlerinin halinden konuşmadan anlayacak dersek eğer; daha çok bekleyecek zamanımız var diye düşünüyorum, bilmiyorum haksız mıyım? 2. Bir ihtimal var ki; bu da İmam (af) yıllardır zulüm altında yaşayan mustazaf halkların yaşadıkları zulme son verecek, zuhur ettiğinde hiçbir fakir kimsenin kalmayacağı, taşı altına çevirme gibi birçok mucize gösterecek İmam'dir (af). Onu bekleyenler İmamlarını olağanüstü vasıflarıyla tanıyacaklardır ve İmam (af) onlar için mucizelerin İmamıdır. Ama hz Mehdi’nin (af) zuhur alametleri ve vasıflarına dair anlatılanlar hakkında düşünüldüğünde; basit bir örnek olarak, birçok İslam alimi İmam Mehdi'yi (af) anlatırken; halkların konuştuğu tüm diller de konuşabilecektir diye tanıtmaktadır İmam Mehdiyi (af). Oysa tarihe baktığımız da Allah Resulu’nun başka bir ülkeye mektup yazdığı zaman o ülkenin dilini bilen kimselerden yardım aldığı yazmaktadır. Ya İmam'ın (af) tüm dilleri bilmesiyle, onların konuştukları lisanlara değil de ilimlerine hakim olması kastedilmişse? Ya İmam (af)‘ın mucizeleri dedesi Resulullah gibi; sadece kendisini inkar edenler için gerçekleşirse? 3. ihtimal olarak İmam (af) kendisini, Kuran’ın açıklayıcısı ve uygulayıcısı olarak tanıyanların İmamıdır. Bazı dua kitaplarında halk ‚Şu duayı şu kadar okursanız İmam Mehdi as.‘ı veya Peygamber (saa)‘i rüyanızda görürsünüz.‘ diye hep onların fiziksel nitelikleriyle tanımaya teşvik edilmiştir. Oysa biz masum bir İmama hayatımızın hangi alanında ihtiyaç duyuyoruz ilk önce bunu irdelemeliyiz. ‚Allahumme arrifni nefsek, fe inneke tuarrifni nefsek, lem arrif Rasulek…‘ Allah’ım bana herşeyden önce nefsimi, ihtiyacım olan şeyi, beni uğruna yarattığın hedefi tanımaya muvaffak kıl; yoksa Resulünü tanıyamam… Hüccetini de tanıtmazsan dinimden saparım. Yani düşmanın safına girerim. İnsan düşmanı bilmeden, dostu bilemez, zira bazen birileriyle mudara etmek zorunda kalmamız onları bize dostmuş gibi gösterebilir ama düşman her zaman bizden uzak olandır. Bugün İmam, İslam’a düşmanlık edenlerin karşısında durduğu kimsedir. ‘Sen onları secde izlerinden tanırsın.’ Fetih 29 Yani sen onları itaat ettikleri imamlarıyla tanırsın. Bugün Velayeti Fakih bizler için secde izimizi belirgenleştiren, İmamı Zaman gölgesidir ve zaman sadece secde izimizi, kime ne kadar itaat ettiğimizi ortaya sermektedir. İmamı görmek onu tanımaya vesile değildir. İmam-ı Zamanı(af) tanımak, zuhurun gerçekleşmesi; İslami bir devlete ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak ettiğimizde gerçekleşmiştir demektir. Allahumme accil li veliyikel ferec…