Ne zamana kadar!

GİRİŞ: 12.10.2021 08:00      GÜNCELLEME: 12.10.2021 08:00
Rasthaber -  Rusya ve Suriye kaynaklarına göre 83 ülkeden 200 binden fazla “cihatçı” savaşmak için Suriye’ye girmiş.

Farklı tarihlerdeki konuşmalarıyla Başkan Obama, yardımcısı Biden, Katar eski Başbakanı Hamed Bin Casim ve Batılı bir çok yetkiliye göre bunların ezici çoğunluğu Türkiye sınırından Suriye’ye geçerek IŞİD, NUSRA ve benzeri örgütlere katılmış, Suriye devletine karşı savaşmış ve din adına her türlü cinayeti işlemişlerdi.

Bunların bir kısmı hala İdlib ve çevresinde barınıyor.

Bu yabancıların kaçta kaçı öldürüldü bilinmiyor ama PYD/YPG esir kamplarında kadın ve çocuklarla birlikte 70-80 bin IŞİD’çinin bulunduğu ve bunların yaklaşık 38 bininin yabancı olduğu söyleniyor.

Geçen süre içinde bir çok IŞİD’çinin Libya başta olmak üzere bazı Afrika ülkelerine başkaları da Pakistan ve Afganistan’a gittiği yazılmıştı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Cumartesi konuşmasında ABD’yi hedef alarak “YPG IŞİD’le mücadele etti’ diyorlar ama IŞİD’çileri önce bazı şehirlerden otobüslerle taşıdılar sonra uçaklarla aldılar, götürdüler Afganistan’a bıraktılar.  demişti.

Tepki olarak Amerikalılar da yakında Türkiye’nin IŞİD ya da İdlib’teki Nusra ilişkileri konusunda bir şeyler söyleyebilirler.

Adamlarda bu konularla ilgili her türlü bilgi vardır çünkü 2011 sonrasında Türkiye, ABD, Katar ve Suudi Arabistan Suriye konusunda birlikte hareket ediyorlardı.

Neyse biz dönelim kendi konumuza.

IŞİD’çilere bakmaktan ve esir kamplarını korumaktan sıkılan PYD/YPG Avrupalılara “Gelin kendi vatandaşlarınızı alın” diyormuş.

Kadınların büyük bölümü dul, hala IŞİD’çi ve çocuklarını öyle yetiştiriyormuş.

Bu yaşam biçimine karşı çıkan ya da inancından vazgeçmeye yeltenen olunca da kamptaki diğer kadınlar tarafından öldürülüyormuş. Batılı televizyonlarda bu kamplardaki yaşamla ilgili çok ilginç programlar yayınlanıyor.

Program için bu kamplara giden saçı açık ve pantalonlu BBC muhabiriyle hiçbir kadın görüşmemiş ve kampta dolaşan erkek çocuklar da kendileriyle konuşmak isteyen muhabire “Örtünmediğin için sen kafirsin onun için bizim seninle konuşmamız günahtır” diyorlardı.

Bu durum karşısında “insan hakları damarı kabaran” Avrupa ülkelerinin hükümetleri kadın ve çocuklara özel ilgi göstererek son bir yılda yüzlercesini sessizce alıp götürmüş.

Aynı ülkeler bu IŞİD’çilerin Suriye, Irak, Libya, Lübnan, Yemen hatta Türkiye’de öldürdüğü yüz binlerce insanı hiç umursamamıştı. Hatta bu IŞİD’çilerin kendi ülkelerinden yola çıkarak Suriye’ye gitmesine göz yummuştu.

Ama ortada bir sorun var çünkü IŞİD’çi her kadının en az 5-6 çocuğu var ve hemen hemen hiçbiri inancından vazgeçmiyor. Bu ülkelerde anayasa, yasalar, hukuk ve adil yargılama söz konusu olduğu için işler karışmış durumda. Yargılama sürecinde ülkelerine götürülen kadınların fiilen terör eylemlerine katılıp katılmadığı ile ilgili delil gerektiği için bu ülkelerin adli ve güvenlik makamları Şam’ın kapısını çalmaya başlamış.

Bir çok ülkenin Şam’daki büyükelçiliği kapalı olduğu için Batılı ülkeler İNTERPOL’den yardım istemiş.

Suriye’ye yönelik uluslararası ve bölgesel tezgahın bir parçası olarak Şam’daki ofisini 2011’de kapatan ve Suriye devletiyle ilişkisini askıya alan İNTERPOL hafta sonu Şam’daki ofisini yeniden açtı.

Böylece Batılı ülkeler Suriye devletinden bilgi isteyebilecek ve Suriye devleti de terör eylemlerine karışmış ve başka ülkelere kaçmış vatandaşlarının isimlerini İNTERPOL’a bildirerek bulundukları ülkelerden isteyebilecek.

Kim bilir bunların kaçı Türkiye’dedir.

Türkiye bunları verir mi vermez mi bilinmez ama İNTERPOL Şam’a yardımcı olmazsa Şam da İNTERPOL’a yardımcı olmaz.

O zaman da Batılı ülkeler kendi teröristleriyle eğlenir durur.

korkusuz

YORUMLAR

REKLAM