Kültürel tıkanıklık,
toplumu zinde ve dinamik tutmakta yorgunluk ve çaresizlik inkılabın 4. On
yılında daha fazla bir hissedilmeye başlandı; ahlak, maneviyat, yaşam tarzı,
giyim-kuşamda öğretilerin tahriflerle doldurulmasının yanı sıra itikadi yozlaşmanın
da başladığı görülmektedir.
İmam Hamenei bu
tıkanıklıktan kurtulmanın reçetesini de yine o Velayi ferasetiyle sunuyor.
İstikbarın başlattığı kültürel savaşta da öncülük ederek genç nesli tehdit eden
kültürel saldırılara karşı mücadele formülünü beyan etmektedir.
İmam Hamenei, bu kültürel
tıkanıklığı gidermek, yumuşak savaşta başarılı olmak için “CİHAD-I TEBYİN”
projesini sunmuştur.
Tebyin cihadı ne
demektir? Kur’an’ı, dini,
ilahi maarifi zamanın dili ile yeni metotlar ve güncel araçlarla beyan etmek
için mücadele vermektir. İlahi maarifi dünyaya tanıtmada cihad yapmaktır. Beyan
cihadı, tebyin seferberliğidir.
Cihad-ı tebyin, İlahi
maarifi toplumların anlama kapasitesi, idrak seviyesi ve ufkunun büyüklüğü
oranında beyan etmektir.
Cihadı tebyin; insanların
düşünmesini sağlamak için hakikatleri beyan etmek, tahrif olmuş hakikatleri
hurafelerden arındırıp ıslah etmek, söylenmemiş hakikatleri beyan etmektir.
Dini öğretileri
kaynaklarda olduğu gibi naklederek onları insanlara ulaşmasını sağlamak TEBYİN
değildir.
Bu öğretilerin geçmişte
yapılan beyan ve tefsirleri aynı şekilde insanlara aktarmak da TEBYİN değildir.
Tebyin‘ın birinci adımı, dini maarifi zamanın gereksinimine, ihtiyacına göre
yeni bir tefsir ve yorum sunmaktır. İkinci adımı ise insanların tefekkür ve
düşünmelerini sağlamaktır. Bunun için çekici bir dille
açıklamak, cezb edici bir yolla beyan etmektir.
Cihad-ı Tebyinin önemi
Cihad-ı Tebyin cihadın kısımlarından biridir.
Nefisle cihad, cihad-ı ekber, düşman ile silahlı cihad cihad-ı esğer, ilmi
cihad gibi cihadların yanı sıra İmam Hamenei’nin tabiriyle Cihad-ı Tebyin
“Cihad-ı Kebirdir“.
Cihad-ı Tebyinin önemi hakkında şöyle buyuruyor: “Cihad-ı
Tebyin bir farizedir, kesin ve aciliyeti olan bir farizedir. Ehil kişilerin
üzerinde çalışması gereken bir zarurettir”.
Cihad-ı Tebyin hakikatler üzerinde yapılması
gerekir; birçok hakikatlerin açıklığa kavuşturulması gerekir.
İnsanları doğru yola, aklaniyetin olduğu,
insanları düşünmeye yönelten yola hidayet etmek gerekir. Cihad-ı Tebyin ile
bunu gerçekleştirebiliriz.
Cihad-ı tebyin düşmanın hilelerini etkisiz hale
getirir. Bundan dolayı herkesin sorumluluk üstlenmesi gereken bir vacib-i
aynidir.
Bu gün savaş insanların düşüncelerinde
başlatılmıştır; insanların beyin ve akılları savaş alanı olmuştur. Hak-batılın
yer değiştirmesi, doğru bilinenlerin yanlış, yanlışların doğru olarak empoze edilmesi
insanların beyinlerinde yapılan savaş sahnesinde yapılıyor.
Cihad-ı tebyinden bahs edildiğinde bilinmesi
gerekir ki bir mücadele, bir fikri savaş söz konusudur; düşmanın fikri
bombardımanı ile karşı karşıyayız demektir. Hakikatleri tahrif etmek, hak-batılın
yerini değiştirme, doğruyu yanlış, yanlışı doğru göstermeye çalışmaktadır.
Tebyin cihadının
metodolojisi
Tebyin cihadı, mücadele
metodunu beyan eden bir projedir. Dini öğretilerin hakikatlerini zamanın
gereksinimine göre tanımak ve beyan etmek, beyan edilmemiş nice dini
hakikatleri açıklama projesidir.
Cihad-ı tebyinde ahlaki
ilkelere riayet edilmeli, söz sağlam olmalı, kamil bir aklaniyet olmalı,
istidlallı ve basiretli olmalı.
Sağlam sözler atifi
duygularla yoğrulmalı, insanın atifi duygularından yararlanılmalıdır.
Dolayısıyla Cihad-ı tebyinde halkın içinde olmalı, halkla birlikte mücadele
alanında olmalıdır.
Var olan zengin dini
öğretileri ve söylenmemiş hakikatleri yeni metodoloji ile düşmanın yumuşak
savaştaki saldırılarına karşı cihad etmektir.
Hakikatleri insanların
düşünmelerini sağlayacak çekici bir dille açıklama özelliği olmalıdır. Cezb
edici bir yolla beyan edilmelidir.
Güncel ve modern teknoloji
vesilelerini kullanmalıdır.
İmam Hamenei Uzmanlar
Meclisine ( Meclisi Hubregan) yapmış olduğu konuşmasının bir bölümünde şöyle
buyuruyor:
“Düşmanın başlattığı
yumuşak savaşı karşısında durmanın tek yolu “Tebyin Cihadı‘dır“. Dil ile
cihattır. Yumuşak savaşta güncel savaş taktikleri ve araçları kullanılmalıdır.
Soğuk savaşta eski silahlardan yararlanamayacağı gibi yumuşak savaşta da
zamanın silahlarıyla donanmak gerekir. Elbette Minber ve meddahlık gibi bazı
eski vesilelerin etkisi inkar edilemez ve yeri doldurulamaz/alternatifsizdir.
Tebyin-i cihatta yeni
söz söylemek, (yeni fikirler sunmak) gerekir. Çekici ve cezzab metotlar ile
olmalıdır. Yumuşak savaşta en etkili silah İslam’ın yüce maarifini yeni
metodoloji ile beyan etmektir.
- Marifet alanında,
İslami hayat modelinde, İslami hakimiyetin özelliklerini beyan ederken; halka
dayalı olduğu, halkın etki ve rolü, bu maarifin dini ve itikadi olduğu,
eşrafiliğin ve israfın olmadığı, zülüm etmediği ve zulmü kabul etmediği
anlatılmalıdır. Dünya için söylenmemiş sözler vardır, bunların cezzab ve tatlı
boyutları beyan edilmelidir.
Halkın düşünmesi sağlanarak
ilerlemenin ve tekamulünün yanlış yollardan ayrılması gerektiği, gidilecek
doğru yolun tebyin edilmesi gerekmektedir. Tebyin cihadı doğru yapılmaz veya
ihmal edilirse dünya ehli dini de kendi hevesleri ve şehvetleri için bir araç
olarak kullanacaklardır”.
Cihad-ı tebyin eden
şahısın temel özellikleri
- Hakikatleri beyan
etme yeteneği: Hakikatleri
beyan etme alanı bilinmeli ve o alandaki öğretiler akli ve nakli delillerle
beyan edilmelidir. Hem maarifi anlama ve beyan etme yeteneği olmalı hem de düşmanın
saldırı alanı tanınmalıdır. Cihad-ı tebyin yapacak şahıs “İlmi ferasete” sahip
olmalıdır.
- Basiret; hakikatleri zaman ve mekanın gereksinimine göre
dış dünya ile tatbik etme yeteneğidir. Basiret, cihadı tebyinin olmazsa
olmazıdır; zulme karşı olmak, düşmanı tanımak, uyanık olmak, batıl akımı
tanıma, dünyayı ve gelişmeleri doğru analiz etmektir.
Dünyada var olan
düşüncelerin hangisi haktır, hangisi batıldır. Cihad meydanlarının hangisi
önceliklidir. Düşman bütün cephelerde savaş başlatmış; askeri alanda, ekonomik
alanda, kültürel alanda, siyaset alanında. Bir mümin basiretiyle bunların
hangisinin kendisi için öncelikli olduğunu tesbit etmesi gerekir.
- Cesaret; cihad-ı tebyinde diğer mücadele alanları gibi
cesaret gerektiren bir cihaddır. Hakikati beyan etmenin bir bedeli olacaktır.
Hakikati beyan etmek tehlikeli ve düşman tarafından takibe, baskıya, işkenceye,
hapise hatta terör edilmeye kadar varacak bedelleri vardır. “En büyük cihad
zalimin karşısında hakkı söylemektir” hadisi bu gerçeği beyan ediyor. Hakikat,
sözde maslahata kurban edilmemelidir.
- Düşmanı tanımak; Rehber buyuruyor: “Düşmanın dini ibadetlerle
bir sorunu yoktur, düşman istikbara karşı direnen inkılabi İslam’ı tahrif etme
peşindedir”. Yani düşmanın saldıracağı alanı tanımak, düşmanın savaş ve
saldırı strateji ve metodunu tanımak en önemli konulardan biridir. Düşman ve metodolojisi
tanınmalıdır; düşmanın hedefi, stratejisi ve metodolojisi tanımadan başarılı
olunamaz.
İmam Hamenei’nin,
kültürel ve ilmi tıkanıklığı giderme doğrultusunda buyurdu “cihad-ı tebyin
seferberlik” strateji ve projesi sadece İran için geçerli değildir. Bütün Müslüman
toplumlarında uygulanması gereken bir kurtuluş reçetesidir.
Bu cihad-ı tebyin
seferberliği yeni bir hareketin, yeni bir uyanışın fitilinin ateşleyebilir.
Özellikle genç neslin için İslam kültür ve medeniyetini oluşturmada büyük bir
adım olacaktır.