Bizler Neyi İstiyoruz?

GİRİŞ: 18.09.2022 18:54      GÜNCELLEME: 18.09.2022 18:54
Rasthaber - Birileri bizi kaosa sürüklemek isterken bizleri ne bekliyor demekten de kendimizi alamıyoruz; Gerçekten bizleri ne bekliyor? Aslında bizde bir ata sözü vardır “görüne koy kılavuz istemez” kısaca; bilen, yaşanan olaylar, kendi halimiz, tutumuzu ve tavırlarımız bizleri nereye götüreceğini açıkça söylüyor fakat bizler bunu görmekte ve değiştirmekte acizlik yaşıyoruz. Çünkü bizler kendi doğal yapımızda değiliz ve gittikçe de uzaklaşıyoruz dolaysıyla kendimizi bir uçurum kenarına götürdüğümüzü göremiyoruz ya da görüyoruz fakat çözümü yanlış yerde arıyoruz;

Göremememizin en büyük etkenlerden birisi Ahlaki çöküntü bizler tam anlamıyla kor etmiş ve esir almış durumda sanki uyuşturucu (esrarcı) almış bir kişi gibi yaşadığımız açığı hissetmiyoruz iyileşmek için çözüm arayacağımıza uyuşturucu akmak için her şeyi yapıyoruz gibi.

Tabi ki Ekonomik çöküntü dahada Ahlaki çöküntüyü körüklemekte insanlar artık kendilerine her şeyi mubah kılmakta. Açgözlülük, yalan, fuhuş, fırsatçılık, zulme zalimlik vahşilik gün geçtikçe kendini katlaya katlaya arttırmakta “insanlık” hayvanlardan daha aşağı bir hal almakta.

Bu halimiz yasadığımız doğal afetleri de artırmakta çünkü bencilliğimizle ilk önce kendi insanlığımızı bozduktan sonra doğanın dengesini bozmaktayız ve yaşadığımız onca doğal afetlerle karşı karşıya kalmaktayız. Doğa her zaman kendine has düzeni içinde devir daim yapmakta fakat biz kendimizi bu düzen çerçevesinde konumlayacağımıza bu düzen karşı bencil tutumuzla yaşadığımız o kadar doğal affet sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktayız. Dolaysıyla biz bekleyen her şeyi kendimiz hazırlıyoruz sonrada ne olacak diye merakla bekliyoruz.

Bizlerin kavrayamadığı şey, neden bizler kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz? Neden bir insan kendini sıkıntıya, zora ve bir cendere içine sokar? Daha önceki yazılarımda bunu cevaplamaya çalışmıştım bunu en önemli sebebi insanın kendi düşüncesine aklına hâkim olamaması dolaysıyla birilerinin insan aklına & düşüncelerine hâkim olmasıdır. “Biz onları (inkâr ve isyanları nedeniyle) ateşe çağıran (zulüm ve kötülük) önderleri kıldık; kıyamet günü ise yardım görmeyeceklerdir.” (Kasas-41)

Fakat bizler bunu bilincinde değiliz çünkü Kendimizi nefsani olarak Ahlaki çöküntüyle basiretimiz körleştirmişiz, gören gözlerimiz gerçekleri görmekten aciz kalmış. Basiret gözümüz körelince tam anlamıyla çölde görünen SERAP gibi virtule (halüsinasyon) bir dünyayı bizler gerçekmiş gibi görmekteyiz ve inanmaktayız velhasıl yaşamaktayız dolaysıyla zihinsel ve akli yönde bizler METVARS dünyasına çoktan girmişiz. Bir örnek verirsek ineğin boynuna bağlanmış bir halka ve 1 metrelik bir halatla bir kazığa bağlanmış fakat çevresi yeşillik, ormanlık arzuladığı her şey mevcut ve bolluk içinde ama ipin mesafe dahili ise kurak ve sadece kum, inek kendisini gördüğü yeşilliklerle hayal kurup avutması gibi bir şey yaşanılan durum. Fakat ne yazık ki boynundaki halkaya bağlı olan o kısacık halattan bir haberdar çünkü insan o halkayı kendi isteğiyle bağlamıştır. Kuran terminolojisiyle sunu diyebiliriz; “İyi bilin ki, şu dünya hayatı boş bir oyalanma ve oyundan başka bir şey değildir.” (Ankebut -64) “İyi bilin ki dünya hayatı ancak bir oyundan, bir eğlenceden, bir süs ve gösterişten, aranızda bir övünmeden, mal ve evlatta çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki, onun bitirdiği ekinler çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kuruyuverir de sen onu sapsarı kesilmiş görürsün. Ardından da çer-çöp hâline gelirler.” (Hadid-20)

İnsanlık kendi kazdığı ve kurduğu uzağa düşen bir avcı misali gibi kendi kendini yok etmek için büyük çabalar sarf etmekte. Allah (cc), beleş ve cömertçe verdiği “Su, Toprak, Ateş ve Havayı” bencil egosantrik arzularıyla tek hâkim olmak hırsıyla insanlığa hükmetmek arzusu kendi ve neslini yok etmektedir. Ne yazık ki insanlarımız kurulan bu egosantrik düzene tabi olarak Aklini ve düşüncelerini bu güçlerine eline “hürriyet” “özgürlük” ve “insan hakları” adına teslim etmektedir.

Yukardaki kuran terminolojisiyle açıkladığımız “Biz, onları (seçtikleri isyandan oturu) ateşe çağıran önderler kildik”. Tam olarak şeytanında Allah katında yaptığı bu idi. Allah'ın emrine karşı geldi ve insana secde etmedi ve kendisini o yüksek mevkisinde etti ve Allah katından kovuldu. Şeytan ayni kendisinin yaptığını insana yaptırmakta ve insani Allah karşı isyankâr kılmakla kalmayıp kendine Köle ettirmekle de kalmayıp insanları birbirine zulüm ettirmekte kısacası bizleri insanlığımızdan çıkartmakta hayvandan daha aşağı bir mevkiye indirmekte. En kötüsü insanlara bunu bir guru & övünme, yücelik olarak sevdirmekte ve savundurtmakta.

Netice olarak bizi bekliye iki seçenek var, Ya Şeytanin savunduğu ve yönlendirdiği güruha dahil olmak ve neticelerine katlanmak. Ya da Allah'ın seçtiği pak Önder tabi olmak ve doğru yolda kalmak ve neticelerine sahiplenmek. Üçüncü bir seçenek yoktur.

Seçenek 1-) “Biz onları (inkâr ve isyanları nedeniyle) ateşe çağıran (zulüm ve kötülük) önderleri kıldık; kıyamet günü ise yardım görmeyeceklerdir.” (Kasas-41)

Seçenek 2-) “Ve içlerinden, sabrettiklerinden onları, emrimizle doğru yola sevk edecek rehberler tayin etmiştik ve onlar, delillerimize yakinen inanmışlardı.” (Secede-24), “Onları emrimizle insanlara doğru yolu gösteren imamlar kıldık. Ve onlara hayırlar yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Ve onlar, bize kulluk eden kimselerdi.” (Enbiya-73)

Not Erbain:

Her erbainde milyonlarca Müslümanı bir arada görmek gururlandırmakta ve onurlandırmakta çünkü bu İmam Hüseyin (as) & ailesine ve yârenlerin olan sevgini göstergesi olarak çıkmakta. Fakat bugün ümmetin haline baktığımızda dahada mikro olarak Irak'taki Müslümanların haline baktığımızda birbirleriyle bir araya gelemeyip kendi içlerinde bir birliği sağlayamamaları, Müslümanların düşman ve dost tanımlarını yapamamaları beni çok derinden düşündürüyor! acaba bu sadece bir kalabalıktan ibaret mi! hani imam Hüseyin çağıran sayısızca küfelikler gibi “sana biat edik gel başımızda imamız ol” diyerek ve sonradan dünyanın çekiciliğine itaat edip arkasından vuranlar ve onu yalnız bırakanlar aklıma gelmekte.

Mustafa Kemal TASPINAR

11 EYLUL 2022

 

YORUMLAR

EBU HUSEYIN 1 yıl önce
Gerçekten müslümanlar dünyanın çekiciliğine ruhlarını kaptirmasalardi peygamberimizi ölümünden bu yana hic bir sey ters gitmezdi. Kerbelada Yaşanalar da yaşanmazdı Güzel bir tesbit.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM