"Ebu Amşe" olarak bilinen Muhammed el-Casim,
"Süleyman Şah" tugaylarını yönetiyor. Bu grup Halep’in kuzey
kırsalında Afrin şehrinde yoğunlaşmıştı ve 2016 yılında kurulan Türkiye destekli
“Milli Ordu”ya bağlı.
Bugünlerde yayınlanan haberlere göre Süleyman Şah tugayı ile
Ebu Hamza tugayının katılım süreci gündemde. “Ulusal Ordu”nun siyasi şemsiyesi
olan “Suriye Geçici Hükümeti”nin 27 Ekim’de kurumların rolünü etkinleştirme ve
grupları birleştirmeye yönelik bir plan başlatmasının ardından bu haberler
gündeme geldi.
Aynı zamanda, geçen Ekim ayının sonunda Gaziantep'te
düzenlenen Suriye dosyasının Türkiye'deki yetkilileriyle "Ulusal
Ordu" liderlerinin görüşmesinden sonra birleşik bir çatı güç kurulması söz
konusu edilmişti
Geçtiğimiz aylarda Ebu Amşe ve tugayına karşı adam kaçırma,
silah satışı, uyuşturucu kaçakçılığı, arazi gaspı, insanların ekinlerini çalmak
ve tecavüz davalarından kaynaklanan çoklu hak ihlalleri dahil olmak üzere
çeşitli davalar açıldı.
Gelelim ebu Amşe'nin tarif edilen resmine. Suriye’nin
kuzeyinde artık göremeye alıştırıldığımız bu resim Türk kültürel, sivil, askeri
ve hizmet karakterinin son iki yılda ortaya çıktığı Halep’in kuzey bölgelerinin
yumuşak değişimine dair daha genel bir resmin parçasıdır.
Osmanlı Millet Parkı, Recep Tayyip Erdoğan Meydanı, Bülent
Albayrak Okulu ve diğer isimler Halep kırsalındaki şehir, kasaba ve köylerde değişimi
inşa ediyor. Ayrıca Türkçe, bazı okullarda öğrencilere öğretilen “zorunlu” bir
dil durumunda.
Bu gerçek, Türk karakterinin bölgede genelleştirilmesinin
ardındaki güdü ve bundan sorumlu olan taraflar hakkında soru işaretlerine neden
oluyor. Bazı Suriyelilerin korkularına, bazılarının ise istikrar kaynağı
mevzularına dair sorularına gerekçe
olarak görülüyor.
Yönlendirilmiş Politika ve Spontane İnisiyatifler; Halep
Kırsalında Türk Karakterli Yerel Meclisler
Türkiye destekli muhalif grupların Halep'in kuzey kırsalının
kontrolünü ele geçirmesinden yaklaşık iki yıl sonra Ankara'nın bölgeye olan
yoğun ilgisi ve nüfus için bir geçim kaynağı sağlayan ekonomik ve yatırım
projelerine verdiği destek nedeniyle bölge, sivil ve hizmet düzeyinde Türk bir
karakter kazanmaya başladı.
Türkiye, Ağustos 2018'de "Fırat Kalkanı"
operasyonunu başlattığında Halep'in kuzey ve doğu kırsalına askeri müdahalede
bulunmuştu.
Bu sayede, onu destekleyen “Özgür Suriye Ordusu”, ilki sınır
şehri Cerablus olan IŞİD terör örgütünün elindeki geniş alanları kontrol
edebildi.
Türkiye Bankalarında Meclis Fonları
Son iki yılda Türkiye, Halep'in kuzey kırsalındaki yerel meclisleri
destekleyerek ve hizmetlerini sunmalarına yardımcı olacak araçları sağlayarak
onlarla bağlantı kurmaya çalıştı. Çalışanların maaşlarını ödemelerini
sağlamanın yanı sıra her yerel konseyin proje fonlarını aktarabilecekleri
Türkiye bankacılık sistemini hizmete sundu.
Bölgede yerel konseylerin çalışmasına şahit olan bir
kaynağın belirttiğine göre bölgede Türkiye aracılığıyla uygulanmakta olan iki
tür proje var:
Birincisi, Türkiye'den doğrudan destek alan uygulama ile
ilgi stratejik hizmetler; ücretinin ödenmesi kaydıyla elektrik ve su temini
hizmetlerinin yanı sıra çöp toplama ve park ve bahçe hizmetleri gibi ücretsiz
hizmetler sunulması.
İkinci tip projeler ise yerel konseyler tarafından yürütülen
projelerdir. Her yerel konseyin vergiler, ulaşım hizmetleri ve diğer hizmetler
karşılığı elde ettiği kendi tahsilatını yatırdığı hesaplar vardır ve bu
varlıklar Türk devletinin gözetiminde Konsey adına Türkiye'de bir bankaya
yatırılır.
Konseyler, bölgesinde hayata geçirmek istediği projeler
olduğu zaman bunu Türkiye’ye sunuyor ve ne kadara mal olacağını da ekledi bir
proje taslağı oluşturuyor. Bu projelerin
de sahte olmadığından ve plana göre hayata geçirileceğinden emin olduktan
sonra, onaylanması halinde “PTT” aracılığıyla para transferi yapıyor.
Projelerde anlaşıldığı üzere Türkiye, sayısını bildiği
çalışanların maaşlarını, projelerin değerini aylık olarak aktarıyor. Belirtmek
gerekiyor ki bu transferlerde maaş Türk Lirası cinsindendir ve meclis başkanına
göre değil Türkiye standartlarına göre belirlenir.
Türkiye'nin bu projelerdeki rolü ile ilgili olarak, Türkiye, konseyler ile kendisi arasındaki idari koordinasyon yoluyla, uygulamada denetleyici, ve bilgili bir rol oynamakta ve projenin adına müdahale etmemektedir. Türkiye'nin güvenliğini etkileyen durumlar dışında da müdahale etmiyor.
Proje İsimleri; Bunları Kim Yönetiyor?
2019 Mayıs ayının sonunda, Azez'deki yerel meclis, şehirdeki
halka açık parklardan birinin yeniden açıldığını ve adının "Osmanlı Millet
Parkı" olduğunu duyurunca Suriyeliler arasında pek çok tartışma çıktı ve
son zamanlarda bölgedeki yer ve kurumlara uygulanan çeşitli Osmanlı isimleri
verilmesi hakkındaki tartışmalar yeniden alevlendi. Ayrıca bölgedeki
vatandaşlar Türkiye'ye bölgeyi “Türk”leştirmeye çalışmakla ve yerel
yetkililerin doğrudan Türkiye'ye bağlı olmakla suçlaması yöneltiyor .
Bölgedeki yerel muhalif medyadan bir gazeteci, yerel
meclisler tarafından uygulanan projelerin adlarını seçme mekanizmasını öğrenmek
için "WhatsApp" aracılığıyla bir dizi belediye yetkilisiyle temasa
geçiyor ve yerel meclis başkanı da dahil olmak üzere görevlilere bir dizi soru
soruyor. Al-Rai kentindeki sivil mecliste halkla ilişkiler ve medya müdürü ve
Afrin'deki yerel meclis başkanı yardımcısı, soruları ya görmezden gelerek ya da
geçiştirerek cevaplıyor.
Azez'deki yerel meclis başkanı Muhammed Hamdan ise cevap
vermeyi reddederken bu isimlerin "Türk değil, İslam unsuru" olduğunu
söylemekle yetiniyor
El-Bab'daki yerel meclis başkanı Cemal Osman’ın cevabı ise
duyulmaya değer:
“Bu topraklarda eser,
proje yapmış, şehit düşmüş kişilerin adlarının caddelere, parklara verilmesi
dünyanın birçok ülkesinde yürürlükte olan bir konudur. Türk kardeşlerimizin
sınırsız destek verdiğini, bu toprakları terör örgütü IŞİD’den kurtarmak için
temiz kanlarını döktüklerini herkes biliyor’’
Cemal Osman cevabının
sonunda isimlerin yerel meclisler tarafından seçildiğini ve Türkiye tarafından
empoze edilmediğini söylüyor.
Bir sonraki ismin aktardığı ise daha da ilginç. Halep
kırsalındaki “İstikrar Komitesi” başkanı Munther Salal ise, isim seçiminin
yerel meclisin önerisi üzerine yapıldığını açıkladı ve görüşmelerden birinde
bir Türk yetkilinin, Suriye devriminin bayraklarını çekmeden Türk bayraklarını
genişçe dalgalandırdığı için Suriyeli konseylerden birine olan öfkeli çıkışına
tanık olduğunu söyleyerek isimlerin Türkiye’den hiçbir baskı olmadan
seçildiğini vurguladı.
Tesisler… Gruplar…
Okullar; Öne Çıkan Türkçe İfadeler
Türkiye, bölgede eğitim, hizmet ve tıbbi alana olumlu
yansıyan bazı hizmet ve eğitim projelerinin oluşturulmasına katkıda bulundu.
Halep kırsalında bazı devlet üniversitelerinin şubeleri
açıldı. Bunların arasında bu eğitim-öğretim yılında kapılarını öğrencilere açan
Harran ve Gaziantep üniversiteleri de yer alıyor.
Tıbbi düzeyde, Türk hükümeti Sağlık Bakanlığı aracılığıyla
bölgedeki bazı hastaneleri genişletti ve yenilerini kurmanın yanı sıra birçok
sağlık merkezini yeniledi. Bölgenin en büyüğü ve en gelişmişi kabul edilen
El-Bab ve El-Rai’de birer hastane açıldı
Türkiye hizmet düzeyinde Türkiye, Afrin, Azez, Marea,
Cerablus, El-Bab ve El-Rai kasabasında PTT'nin altı şubesini kurdu.
Türk telekomünikasyon şirketi Türk Telekom, El-Bab ve Azez
bölgelerindeki iletişim kulelerini “4.5G” hızlı internet ile güçlendirmenin
yanı sıra, Temmuz 2018'de Halep'in kuzey kırsalında ilk servis merkezini açtı.
Türk projeleri, bölgedeki yerel meclisler tarafından Türk
desteğiyle yürütülen bir grup projeye ek olarak, yöredeki Türk özelliklerini ön
plana çıkarmış ve onlara verilen bazı adlarla genel bir nitelik kazandırmıştır.
Ve Osmanlı Millet Parkı
Suriye’nin kuzeyinde
Türkiye destekli askeri grupların kontrolünden sonra bazı ana caddeler ve
meydanlar yeni isimler aldı. Afrin kentindeki “Zeytin Dalı” kavşağı haline
gelen “Kava el-Haddad” döner kavşağı (aynı isimli Türkiye’nin askeri
operasyonuna atıf) ve şehir merkezindeki “Al-Saraya” meydanı döner kavşağı ise
“Recep Tayyip Erdoğan” meydanı oldu.
Azez şehrinde bulunan
“Şehit Ammar el-Dadihi” bahçesinin adı, geçtiğimiz Mayıs ayı sonunda
restorasyonunun ardından değiştirildi ve “Osmanlı Milleti” adı verildi.
El-Bab şehrinde bir
ilkokula Halep'in doğusunda IŞİD terör örgütüne yönelik askeri operasyonda
şehit olan subay Bülent Albayrak’ın adı verildi.
Öte yandan, ÖSO’ya bağlı bazı taburlar kendilerine Türkçe
isimler takıyorlar. Bunlardan ikisi “Süleyman Şah” ve ‘’Ertuğrul’un Aslanları’’
taburları. Süleyman Şah taburu komutanı daha önce bir fotoğrafında, resmi
askeri kıyafetiyle, göğsünde Türk bayrağı ve sağ omzunda devrim bayrağıyla boy
göstermişti. Ayrıca “Sultan Murad”, “Muhammed Fatih”, “Semerkand Tugayı” ve
diğer isimler de var.
Bölgedeki Türkiye
destekli askeri değişiklikler okul müfredatını da etkiledi. “Suriye Geçici
Hükümeti” tarafından kararlaştırılan ve başta tarih ve coğrafya olmak üzere
bazı içerikleri ve siyasi referansları olduğu gibi değiştiren kararlar Suriye
Geçici Hükümeti'nin kedisini tarafından onaylandı. Örneğin, yerel medyaya göre
daha önce tarih kitaplarında Osmanlının hakimiyetinden "Osmanlı
işgali" anlamına gelen kelimelerle bahsedilirken daha sonra "Osmanlı
yönetimi" kelimesi ile değiştirildi ve bu değişiklik Eğitim Bakanı Imad
Berk tarafından doğrulandı.
Türkiye aynı zamanda
eğitim sistemini bu alanlarda hayata geçirmek için çalışıyor. Bölgeye hizmet
eden sistematik bir eğitim sistemi kurmak için çalışıyor. Bu yaklaşık 500 okulu
içermekte ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıklamalarına göre burada yaklaşık
150.000 öğrenci eğitim görüyor.
2017 yılında Geçici
Hükümet’in Halep Valiliği Meclisi'ndeki eğitim daireleri tarafından alınan bir
karara göre, Türkçe dili ilkokuldan ortaokula kadar okul müfredatına dahil
edildi.
Eğitim bürolarının
Halep'in kırsal kesimlerinde toplanmasının ardından eğitim sürecinde Türk
karakteri net bir şekilde ortaya çıktı. Okul karnelerinde ÖSO ve Türkiye
bayrakları bir arada bulunuyor.
Çifte Kimlik Kartları
Halep'in kuzey
kırsalındaki Nüfus daireleri, Türkiye'nin güneyindeki Hatay, Kilis ve Gaziantep
şehirleri ile bağlantılı. Bu
departmanlar, Halep'in kuzey kırsalındaki çoğu bölgesinde burada ikamet
edenlerin, Türkiye bağlantılı yeni kişisel kimlik kartlarını almalarını şart
koşuyor. Bu kartlar Türkiye içinde bir geçerliliği olmamakla birlikte bölgede
yaşayanların belediye ve sağlık hizmetlerinden yaralanması için zorunlu.
Kaynaklar