Yöneticiler Değil Halklar Gazze’nin Yanında

GİRİŞ: 06.10.2024 08:31      GÜNCELLEME: 06.10.2024 08:31
Rasthaber -  Katil İsrail’in Gazze ve Lübnan saldırılarına yönelik Millî Gazete’ye açıklamalarda bulunan Gazeteci Hamid Hoşayend, ,Siyonist rejimin Gazze ve Lübnan’da ki saldırganlığına karşı kararlı ve pratik bir duruşun sergilenmesi gerektiğini ifade etti. Hoşayend, İsrail’in son zamanlarda işlediği suçlarının tarihte bir benzeri olmadığını da belirtti.

İSLAMİ HÜKÜMETİN SESSİZLİĞİ TARİHE KAYDEDİLECEKTİR

Geçtiğimiz yıl Gazze şeridinde başlayan saldırıların sonucunda 42 binden fazla insanın şehit edilmesinin daha önce yaşanmadığını ifade eden Hoşayend, Siyonist rejim tarafından gerçekleştirilen saldırılarda hayatını kaybeden insanların çoğunun kadın, çocuk ve sivillerden oluştuğunu kaydederek, “Siyonist rejimin Gazze savaşında işlediği suçların devam etmesi birçok faktörden etkileniyor, ancak dış ve uluslararası olan bu faktörlerin yanı sıra, Siyonistlerin Gazze'de ki soykırımında önemli rol oynayan bir iç faktörden de bahsetmek gerekir ki, bu da birçok İslami hükümetin Siyonist rejimin bu saldırıları ve suçları karşısında sessizliği, pasifliği ve eylemsizliği tarihe kaydedilecektir” dedi.

MÜSLÜMAN MİLLETLER KAYDA DEĞER PERFORMANS GÖSTERDİ

İslam ülkelerinin liderlerinin son 12 ayda en zayıf performansına tanık olunduğuna dikkat çeken Hoşayend, İslam ülkelerinin sadece kınamak ile yetindiğini vurgulayarak, “İslam ülkelerini yönetenlerin zayıf performansına rağmen Müslüman milletler kayda değer bir performans gösterdi. Siyonist rejimin ve destekçilerinin bazı diplomatik merkezlerinin önünde toplanan, Gazze'de ki Filistinli savaşçıların yanında varlıklarını ve sosyal medya platformlarındaki yoğun varlıklarını duyuran yüz binlerce insanın tekrarlanan gösterileri, hükümetlerin seferber edilmesine yol açmanın yanı sıra, Gazze'de ki mazlum halkın acı ve ızdıraplarının en azından bir kısmını dindirdi ve Gazze'nin yalnız olmadığını gösterdi. Eğer Müslüman milletlerin bu kükremesi olmasaydı, belki uluslararası toplum sessiz kalacak ve Gazze'ye karşı işlenen suçta Siyonistlerin eli daha açık olacaktı” ifadelerini kullandı.

İSLAM VE ARAP ÜLKELERİNİN YAPTIRIM UYGULAMASI YETERLİDİR

Aksa Tufanı Operasyonunun Siyonist rejimden kurtulmak için eşsiz bir fırsat olduğuna dikkat çeken Hoşayend, İslam dünyasının Filistin halkının haklarını tesis etmek için birçok fırsata sahip olduğunu da anımsatarak, “Bugün bölgede oluşan atmosferin ve rejimin Gazze, Filistin ve Lübnan'da işlediği suçların bir noktada durdurulması gerekiyor. Siyonist terör rejiminin Gazze ve Lübnan'daki suçlarını durdurabilecek ve sonlandırabilecek tek şey, Arap ve İslam ülkelerinin gerçek ve ciddi iradesidir. Arap ve İslam ülkelerinin Siyonist rejime ambargo koyması, ekonomisinin etkileşim içinde olduğu kanalları ve ona ihtiyaç duyduğunu veren kaynaklara yaptırım uygulaması yeterlidir böylece kısa sürede bitecektir” diye konuştu.

HÜKÜMET DÜZEYİNDE PASİFLİĞİ HİÇ BİR ŞEY İLE HAKLI GÖSTERİLEMEZ

Gazze ve Lübnan’da yaşananların ileri de diğer Arap ülkelerinde de yaşanmasının mümkün olduğunu ifade eden Hoşayend, “Siyonist rejime karşı sessizliğin ve eylemsizliğin bölgede kriz, savaş ve çatışmanın yayılmasından başka bir sonucu yok; İşgal altındaki Filistin ve Lübnan'da yaşanan suçlar ve trajediler karşısında İslam dünyasının, özellikle de hükümet düzeyindeki pasifliği hiçbir şeyle haklı gösterilemez” diye konuştu.

TÜM İSLAM ÜLKELERİ İÇİN GEREKLİ ŞEY “KENDİ KENDİNE YETME İLKESİ”

İslam dünyasının ve bölgenin zor ve karmaşık bir durum ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Hoşayend, batılı ülkelerin ve uluslar arası örgütlerin tamamen pasif durumda olduğunu kaydederek, “Siyonist rejim artık ‘yeni düzenden’ söz ediyor ve Hizbullah'ın Dahiye'deki karargâhına düzenlenen suikast operasyonunu ve terör operasyonlarına dayalı düzeni ‘yeni düzen’ olarak adlandırıyor. Demek ki, asgari görünüm bile düşünülmemiş, bölge için ne kadar kötü ve karanlık bir geleceğin hayal edildiği açıkça ortada. Terör operasyonlarına dayalı yeni bir düzen. Bu, asgari görünümün bile dikkate alınmadığı anlamına gelir. Bölge için ne kadar kötü ve karanlık bir geleceğin hayal edildiği de açık. Aslında plan, Batı Asya'nın Siyonistlere göre yeni ve modern bir döneme girmesidir. Ancak pratikte Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarından sahnelerin tekrarlanması, hatta Orta Çağ'a ve karanlığın egemenliğine dönüşten ibaret. Bu koşullar ve koordinatlarda, tüm İslam ülkeleri için en gerekli şey, uluslararası hukukta kabul edilen bir prensip olan ‘kendi kendine yetme ilkesi’ ile hareket etmektir” dedi.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM