-Geçmiş asla ölmez. Hatta geçmiş bile değildir.
Bu sözü hatırlamamın sebebi, CHP genel başkanı Özgür Özel’in
sosyal medyada yayınladığı kutlama mesajı oldu:
-”Ülkemizin bir arada yaşama iradesini güçlendiren Gadir-i
Hum Bayramı’nı kutluyor; başta Arap Alevi yurttaşlarımız olmak üzere, bayramın
ülkemize barış ve huzur getirmesini, coğrafyamızdaki kardeşlik bağlarını
kuvvetlendirmesini temenni ediyorum.”
Sadece Özgür Özel değil, -mesela- Saadet Partisi Hatay
Milletvekili Necmettin Çalışkan da bayramı kutladı. Bazı belediye başkanları
mesaj yayınladı. Bir iki köşe yazarı konuya değindi. Başka yok!
Gadir-i Hum niye gündeme gelmiyor/ getirilmiyor, sessizce
geçiştiriliyor.
Oysa geçtiğimiz pazar günü önemli gündü; Gadir-i Hum idi.
Şiilerin bayram olarak kutladığı Sünnilerin ise reddettiği
olayın aslı neydi?
Meselem bayram olup olmaması değil; tarihsel gerçekler...
Boşuna mı yazdım: “Tağut/ Kutsal Aldanışın Soyağacı.”
★★★
Gadir-i Hum bir mevkiinin ismi...
“Büyük gölgelik günü” bilinen; vefatından birkaç ay önceki
son hac dönüşünde Hz. Muhammet 632 yılında yüz bin kişilik kafileyi durdurup
hutbe verdi.
Sözlerinin anlamı bugün hâlâ tartışılıyor. Şöyle:
Hz. Muhammet konuşmasına “Sakaleyn” hadisiyle başladı ve iki
emanet bıraktı: Kuran’ı Kerim ve Ehl-i Beyt...
-“Asla onlardan öne geçmeyin, yoksa helak olursunuz ve asla
onlardan geride kalmayın yoksa helak olursunuz...”
Devam etti: “Ey insanlar... İnsanların müminler üzerinde
kendilerinden daha yetkili olanı kimdir?”
Müslümanlar yanıt verdi; “Sen, Ya Resulullah!”
Hz. Muhammet, Hz. Ali’yi yanına çağırıp dedi ki:
- “Allah benim mevlamdır, ben de müminlerin mevlasıyım ve
ben onlar üzerinde kendilerinden daha yetkiliyim. Bilin ki, kimin mevlası isem,
Ali de onun mevlasıdır. Allah’ım, onu veli edinenin velisi ol. Ona düşman
kesilenin düşmanı ol... Ona yardım edene yardım et, onu yalnız bırakanı yalnız
bırak. Ve o nereye dönerse hakkı onunla döndür. Bu sözlerimi burada hazır
bulunanlar bulunmayanlara iletsinler.”
Bugün Şiiler, o günü Gadir-i Hum Bayramı olarak kutluyor.
Gadir-i Hum’un bayram olarak kutlanması ilk büyük Şii
devleti olan Büveyhiler döneminde başladı.
(İlk Aşura yas/matem törenleri de yine Büveyhiler döneminde oldu.)
Bugün bayram İran, Irak, Suriye, Yemen gibi bazı ülkelerde
gösterişli şenlikle ile kutlanıyor...
★★★
Ancak:
Bu hadis daima tartışma konusu oldu.
Sünniler hadisi reddetmese de “mevla”- “veli” kelimelerine
başka anlam verdi; “halifelik ve imamlıkla alakası yok.”
Hatta Kur’an’da; Tahrim, Yunus, Tevbe surelerini örnek
gösterdiler; kelimenin “dost” anlamında geçtiği ileri sürdüler. Hz. Ali’yi
“Allah dostu” ilan ettiler...
Buna itiraz gecikmedi kuşkusuz... Tartışma halen sürüyor.
Zaten tarihte vasilik hep tartışma konusu olmadı mı?
Hz. Adem’in vasisi Habil’di. Kabil onu öldürdükten sonra
Allah hibe olarak Şis’i verdi. Hatta bu yüzden de künyesi Hibetullah’tı. Bir
hediyeydi...
Şis, Hz. İdris’e kadarki; Anuş, Kaynan, Mahlain, Yarub
peygamberlerin vasisi oldu... Keza:
Hz. Yakup’un vasisi Yusuf... Hz. Musa’nın vasisi Yuşa... Hz.
Süleyman’ın vasisi Asaf... Hz. İsa’nın vasisi Şemun al Safa...
Ya Hz. Muhammet’in vasisi? “Ben ilmin şehriyim Ali ise onun
kapısıdır” demesinin anlamı neydi?
Bu arada... Özgür Özel bayramı kutlarken Kılıçdaroğlu niye
sessiz kaldı; yine mi kimliğini saklama sürecine girdi?
Soner Yalçın/Sözcü