Rasthaber - İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Suriye’deki işgali sürdürmeyi şöyle gerekçelendiriyor: “İsrail’in güvenliğini sağlayacak başka bir düzenleme bulunana kadar bu önemli noktada (Hermon Dağı’nda işgal edilen tampon bölge) kalmaya devam edeceğiz” (AA, 17.12.2024).
HTŞ lideri Colani ise “Suriye’nin
İsrail’e saldırılar için kullanılmasına izin vermeyeceğiz” diyor ve
ekliyor: “İsrail’in gerekçesi Hizbullah ve İran’ın varlığıydı, bu
gerekçe ortadan kalktı.” (cumhuriyet.com.tr, 17.12.2024).
İSRAİL’İN ‘GÜVENLİK SORUNU’ YALANI
İsrail için “güvenlik sorunu”, saldırganlığın ve
işgalin gerekçesi ve perdesidir. İsrail’in bir güvenlik sorunu yok,
tersine İsrail’in komşularının güvenlik sorunu var. Çünkü İsrail saldıran,
Filistin dahil komşuları ise savunan durumdadır.
İsrail’e karşı açılan savaşlar temelde bir savunma
savaşıdır, çünkü ilk saldıran, işgal eden, yayılan, başkasının toprağına el
koyan ve doymayan, sürekli genişleme peşinde olan İsrail’dir.
Dolayısıyla bu genişlemeye karşı son 70 yılda açılmış tüm
savaşlar, gerçekte bir savunma savaşıdır. Arap-İsrail savaşları da,
Hizbullah’ın İsrail’e saldırıları da, Hamas’ın Aksa Tufanı da, Husilerin
eylemleri de, İran’ın füze saldırısı da özü itibarıyla son tahlilde “savunma”
düzlemindedir.
DAVUTOĞLU’NUN GRİ PROPAGANDASI
İsrail hep saldıran taraftır. Şimdi de 1967’den beri işgal
ettiği Suriye toprağı Golan Tepeleri üzerinden genişlemeye uğraşıyor. Bu sonuca
yol açanlar ise tarihsel kabahatlerini örtmek için “Esad-İsrail
işbirliği” propagandasına soyunuyorlar. Örneğin Ahmet
Davutoğlu, “baba Esad ve oğul Esad İsrail’e tek kurşun atmadı” diyor. Sanırsın
Davutoğlu, başbakanlığı döneminde Filistin davası için İsrail’i füze yağmuruna
tutmuştu!
Siyasal İslamcıların benzer tutumu, İran konusunda da var.
Anımsayın, İran’ın İsrail’e füze saldırısını “danışıklı dövüş” diye
damgalamaya çalıştılar.
Oysa “Suriye İsrail’e tek kurşun atmadı” ve “İran’ın
İsrail’e saldırısı göstermeliktir” türünden siyasi açıklamalar,
hem “Peki sen naptın” sorusunu doğuracaktır ama hem de doğru
değildir.
HTŞ lideri Colani’nin “İsrail’in
gerekçesi Hizbullah ve İran’ın varlığıydı, bu gerekçe ortadan kalktı” açıklaması
bile tek başına bu iddianın doğru olmadığını ortaya koymaya yetmektedir. Çünkü
İsrail’e tek kurşun atmadığı iddia edilen Esad’ın yönettiği Suriye,
İsrail’e karşı direniş cephesinin tam göbeğiydi. Öyle olduğu için de ABD ve
İsrail, Esad yönetimini yıkmak ve Suriye’yi parçalamak
istiyordu.
OBAMA’NIN ÜÇ TALEBİ
Öte yandan Davutoğlu bugün bir “Esad-İsrail
işbirliği” propagandası yaparken en hafifinden tarihe karşı yalan
söylemektedir. Çünkü Esad’dan Golan Tepeleri’ni vererek İsrail’le işbirliği
yapmasını isteyen bizzat kendisidir!
Davutoğlu’nun İsrail’le işbirliği tavsiye ettiğini,
kendisiyle görüşen CHP heyetine bizzat Esad açıkladı.
Heyetteki eski Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz’ın 2012’den
itibaren çeşitli gazetelerde yer alan aktarımına göre Esad şöyle
dedi: “Davutoğlu ile yaklaşık 1.5-2 saat görüşmemiz oldu. Bu
görüşmemizde bana söylediği tek şek ‘Obama şunu istiyor, Obama bunu
istiyor’ oldu. Yani Obama’nın talepleriyle yanıma geldi.”
Peki neler miydi ABD Başkanı Barrack Obama’nın
talepleri? Eryılmaz aracılığıyla Esad’dan
dinleyelim: “1) Suriye, Golan Tepeleri’ndeki haklarından
vazgeçecek. 2) Suriye, Hizbullah’a verdiği desteği geri çekecek. 3)
Suriye, İran’la kurduğu stratejik ittifaktan tek taraflı olarak geri
çekilecek.”
Ya karşılığında ne vaat ediyor Obama’nın
taleplerini Esad’a getiren Davutoğlu? Esad şöyle
anlatıyor: “Eğer bunları kabul edersem beni Arapların lideri
yapacaklarını söyledi.”
Özetle dün ABD Başkanı Obama’nın talebi olarak
Beşşar Esad’a “Golan Tepeleri’ni ver, İsrail’le anlaş” diyen Ahmet Davutoğlu,
bugün Esad’ı “İsrail’e tek kurşun atmamakla” suçlamaya kalkıyor. Çünkü
Erdoğan’a ve AKP’ye dönmek istiyor!
cumhuriyet