İyi eğitilmiş, uyanık, şuurlu, akıllı bir asker bunu çok iyi
bilir ve hayatta kalmak için "öncelik/sonralık" sıralamasını iyi etüt
eder ve ona göre pozisyon alır, tepki verir.
Bugün ABD ve Rusya'yı düşman unsur olarak görürsek, ABD'nin
elinde RPG/Tüfek ve Tüfek/Kasatura örneklerinde ki RPG/Tüfek bulunduran düşman
unsuru olduğunu görürüz.
ABD'nin İslam dünyasında yapmış olduğu yıkımlar bizim için
"düşman önceliğinde" ilk sıraya koymaya yeter de artar bile.
Hemen birkaç örnek verecek olursak:
1-Afaganistan'ı, İkiz Kulelerin yıkılmasından sorumlu
tuttuğu Usame b. Ladin'i himaye etmek bahanesi işgali ile başlayan süreçte
milyonlarca Afgan Müslüman'ı katletti, sakat bıraktı, yaraladı, sürdü, yerinden
etti. Guantanamo da gerçekleştirdiği işkence ve cinayetleri tüm dünya utanç
içinde bunu gördü. Hala Afganistan'ın içinde bulunduğu zor koşulların, düzen ve
güvenliğin tesis edilmekte zorlanışın, ekonomik çıkmazın içinde ABD
müdahalesini aramak lazım.
2-Irak'ta "kimyasal silah" yalanı bahanesi ile
Irak'ı işgal etti, milyonlarca Iraklıyı katletti, tecavüz etti, Irak'ı yaktı
yıktı ve petrollerini sömürdü ve sömürmeye de devam ediyor. Ebu Gureyb
Cezaevinde tüm dünyayı dehşete düşüren işkence ve tecavüz görüntüleri ortaya
çıktı; ortaya çıkan aslında ABD'nin gerçek, çirkin, perde ardında kalan
yüzüydü.
Irak'ı bölüp, parçalamak, ABD ve İsrail'in güvenliği ve
hedefleri doğrultusunda bir Irak var etmek istiyordu.
Sonuç Allah'ın izni ile hüsran oldu.
3-Suriye'de İsrail'in güvenliğini teminat altına almak için
"iktidar değişikliği" hedefleyen ABD, Suriye'de insanlığın gördüğü en
korkunç katliam ve tecavüzlerin yaşandığı, insanlık onur ve haysiyetinin hiçe
sayıldığı bir süreci yaşattı. Buna "Vekaletler Savaşı" adının
verilmesine neden olacak IŞİD, Nusra, ÖSO gibi paramiliter, tekfirci örgütleri
kurdu, kullandı. ÖSO gibi yapıları, "Eğit-Donat" şeklinde resmiyet,
meşruiyet vermek adına Suriye ordusuna, devletine karşı savaşmak için kurdu,
meydana getirdi.
Amaç Suriye'de istediği, yöneteceği bir yapıyı iktidara
getirmek, İsrail'e karşı savaşan Hamas, Hizbullah gibi Direniş Gruplarına silah
akışı sağlayan, İran ile iyi ilişkiler içinde olan Suriye devletini cezalandırmaktı.
Bunun için Suriye'nin bölünmesi hedeflenmişti. Bunun için Suriye'de tarihin az
gördüğü bir yıkım, katliam meydana getirdi.
Sonuç yine Allah'ın izni ile hüsran oldu ve ABD Irak'ta
olduğu gibi yine başarısız oldu.
4-ABD, "Arap Baharı" süreci ile birlikte Libya'da
dengelerin değişmesi, Kaddafi iktidarının yıkılması ile birlikte Libya'yı
sömürmek, kontrol altına almak istedi.
ABD, Libya da Halife Belkasım Hafter adlı desteklediği,
fonladığı bir generalin öncülüğünde mevcut yönetimi devirmek, Libya'nın zengin
petrol yataklarını ele geçirmek, sömürmek istiyordu. Hala bu hedefi
gerçekleştirme için bu paramiliter-kukla yapıyı kullanmaya devam ediyor.
5-ABD, İslam coğrafyasının kalbine zehirli bir hançer gibi
saplanan Siyonist gasıp rejim İsrail'i açıktan desteklemekten hiç çekinmedi.
Siyonist rejimin onca yapmış olduğu işgal ve katliamları bırakın kınamayı,
desteklemekten asla geri durmadı.
Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak kabul edilmesi yönünde
çalıştı ve ABD Elçiliğini Kudüs'e taşıyarak buna resmiyet kazandırmak istedi
ABD'nin Siyonist rejim ile ilgisini ve desteğini burada
yazmak başlı başına bir yazı konusu olur elbette..
Daha birçok örneklerini verebileceğimiz şekilde ABD'nin
İslam Coğrafyasında gerçekleştirmiş olduğu işgal, yıkım, katliama ve
müdahalelerini sıralayabiliriz.
Peki ya Rusya?
Gerçekten Rusya bizim için ABD'den daha mı tehlikeli?
Rusya'nın İslam coğrafyasında, Afganistan, Çeçenistan gibi
bölgelerde Müslümanlar ile savaştığı doğru ama kesinlikle İslam coğrafyasında
işgaller, yayılmacı politikalar yapmaktan uzak durdu Rusya. Ve nihayetinde
Afganistan bağımsız, Çeçenistan ise "Özerk Cumhuriyet" statüsünde
varlığını sürdürmektedir.
Filistin meselesinde ise asla Rusya, ABD ile kıyaslanmayacak
bir şekilde İsrail ile aynı fikirde olmadı, Siyonist rejimi desteklemedi.
Bu anlamda İsrail'e karşı mukavemet eden İran ve Direniş
Grupları ile yakın ilişkiler dahi geliştirdi..
Türkiye ve İslam coğrafyasında ne kadar Rusya karşıtı
propaganda varsa altında ABD'nin, ABD'nin desteklediği basın/enformasyon
araçlarının, yazar-çizer takımının olduğunu görürsünüz.
Amaç ise yukarıda vermiş olduğunuz birkaç örnekte ki ABD'nin
gerçek yüzü/çehresi bilinmesin, düşman önceliği sırasında kafalar karışsın,
Müslüman'lar Rusya'yı bir tehdit olarak algılansın, içindir.
ABD propaganda ve algı mühendisliği ile bunu Türkiye'de
kısmen başardığını söylesek de biraz bu meselelere yoğunlaşan, kafa yoran,
dikkat kesilen herkes, ABD'nin bu coğrafya ve ülkemiz için "düşman
önceliği" sıralamasında Rusya ile kıyaslanamayacak bir şekilde ABD'nin
listenin ilk sırasında olduğunu, olması gerektiğini rahatlıkla görebilir.
Bizim ne bu coğrafyada yaşayan halkların daha huzurlu ve
güvenli olması için "ABD'nin kovulması, kurtulunması, defedilmesi
gerektiği önceliğini" tespit edebilir.
Selam ve dua ile..
Sadık Çelik