Rusya Mı Bize Daha Düşman ABD Mi?

GİRİŞ: 07.11.2022 11:42      GÜNCELLEME: 07.11.2022 11:42
Rasthaber -  Savaşta bir asker düşman kuvvetleri ile karşı karşıya geldiğinde önce düşmanının zayıf, güçlü yönlerini tahlil eder, göz önünde bulundurur ve ona göre pozisyon alır. Hele göğüs göğüse muharebelerde düşmanın elindeki silahın ne olduğunu, kendisine ne ile mukavemet edileceğini bilirse ona göre tedbir alır. Sonra bir Asker iki düşman ile karşılaştığı zaman hangisi kendisi için daha çok tehdit oluşturuyorsa ilk önce ondan kurtulmak ister. Elinde RPG olan bir düşman elinde tüfek olan düşmandan, elinde tüfek olan düşman kasatura olan düşmandan daha tehlikelidir ve yok edilmesi gereken unsur olarak önceliklidir.

İyi eğitilmiş, uyanık, şuurlu, akıllı bir asker bunu çok iyi bilir ve hayatta kalmak için "öncelik/sonralık" sıralamasını iyi etüt eder ve ona göre pozisyon alır, tepki verir.

Bugün ABD ve Rusya'yı düşman unsur olarak görürsek, ABD'nin elinde RPG/Tüfek ve Tüfek/Kasatura örneklerinde ki RPG/Tüfek bulunduran düşman unsuru olduğunu görürüz.

ABD'nin İslam dünyasında yapmış olduğu yıkımlar bizim için "düşman önceliğinde" ilk sıraya koymaya yeter de artar bile.

Hemen birkaç örnek verecek olursak:

1-Afaganistan'ı, İkiz Kulelerin yıkılmasından sorumlu tuttuğu Usame b. Ladin'i himaye etmek bahanesi işgali ile başlayan süreçte milyonlarca Afgan Müslüman'ı katletti, sakat bıraktı, yaraladı, sürdü, yerinden etti. Guantanamo da gerçekleştirdiği işkence ve cinayetleri tüm dünya utanç içinde bunu gördü. Hala Afganistan'ın içinde bulunduğu zor koşulların, düzen ve güvenliğin tesis edilmekte zorlanışın, ekonomik çıkmazın içinde ABD müdahalesini aramak lazım.

2-Irak'ta "kimyasal silah" yalanı bahanesi ile Irak'ı işgal etti, milyonlarca Iraklıyı katletti, tecavüz etti, Irak'ı yaktı yıktı ve petrollerini sömürdü ve sömürmeye de devam ediyor. Ebu Gureyb Cezaevinde tüm dünyayı dehşete düşüren işkence ve tecavüz görüntüleri ortaya çıktı; ortaya çıkan aslında ABD'nin gerçek, çirkin, perde ardında kalan yüzüydü.

Irak'ı bölüp, parçalamak, ABD ve İsrail'in güvenliği ve hedefleri doğrultusunda bir Irak var etmek istiyordu.

Sonuç Allah'ın izni ile hüsran oldu.

3-Suriye'de İsrail'in güvenliğini teminat altına almak için "iktidar değişikliği" hedefleyen ABD, Suriye'de insanlığın gördüğü en korkunç katliam ve tecavüzlerin yaşandığı, insanlık onur ve haysiyetinin hiçe sayıldığı bir süreci yaşattı. Buna "Vekaletler Savaşı" adının verilmesine neden olacak IŞİD, Nusra, ÖSO gibi paramiliter, tekfirci örgütleri kurdu, kullandı. ÖSO gibi yapıları, "Eğit-Donat" şeklinde resmiyet, meşruiyet vermek adına Suriye ordusuna, devletine karşı savaşmak için kurdu, meydana getirdi.

Amaç Suriye'de istediği, yöneteceği bir yapıyı iktidara getirmek, İsrail'e karşı savaşan Hamas, Hizbullah gibi Direniş Gruplarına silah akışı sağlayan, İran ile iyi ilişkiler içinde olan Suriye devletini cezalandırmaktı. Bunun için Suriye'nin bölünmesi hedeflenmişti. Bunun için Suriye'de tarihin az gördüğü bir yıkım, katliam meydana getirdi.

Sonuç yine Allah'ın izni ile hüsran oldu ve ABD Irak'ta olduğu gibi yine başarısız oldu.

 

4-ABD, "Arap Baharı" süreci ile birlikte Libya'da dengelerin değişmesi, Kaddafi iktidarının yıkılması ile birlikte Libya'yı sömürmek, kontrol altına almak istedi.

ABD, Libya da Halife Belkasım Hafter adlı desteklediği, fonladığı bir generalin öncülüğünde mevcut yönetimi devirmek, Libya'nın zengin petrol yataklarını ele geçirmek, sömürmek istiyordu. Hala bu hedefi gerçekleştirme için bu paramiliter-kukla yapıyı kullanmaya devam ediyor.

5-ABD, İslam coğrafyasının kalbine zehirli bir hançer gibi saplanan Siyonist gasıp rejim İsrail'i açıktan desteklemekten hiç çekinmedi. Siyonist rejimin onca yapmış olduğu işgal ve katliamları bırakın kınamayı, desteklemekten asla geri durmadı.

Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak kabul edilmesi yönünde çalıştı ve ABD Elçiliğini Kudüs'e taşıyarak buna resmiyet kazandırmak istedi

ABD'nin Siyonist rejim ile ilgisini ve desteğini burada yazmak başlı başına bir yazı konusu olur elbette..

Daha birçok örneklerini verebileceğimiz şekilde ABD'nin İslam Coğrafyasında gerçekleştirmiş olduğu işgal, yıkım, katliama ve müdahalelerini sıralayabiliriz.

Peki ya Rusya?

Gerçekten Rusya bizim için ABD'den daha mı tehlikeli?

Rusya'nın İslam coğrafyasında, Afganistan, Çeçenistan gibi bölgelerde Müslümanlar ile savaştığı doğru ama kesinlikle İslam coğrafyasında işgaller, yayılmacı politikalar yapmaktan uzak durdu Rusya. Ve nihayetinde Afganistan bağımsız, Çeçenistan ise "Özerk Cumhuriyet" statüsünde varlığını sürdürmektedir.

Filistin meselesinde ise asla Rusya, ABD ile kıyaslanmayacak bir şekilde İsrail ile aynı fikirde olmadı, Siyonist rejimi desteklemedi.

Bu anlamda İsrail'e karşı mukavemet eden İran ve Direniş Grupları ile yakın ilişkiler dahi geliştirdi..

Türkiye ve İslam coğrafyasında ne kadar Rusya karşıtı propaganda varsa altında ABD'nin, ABD'nin desteklediği basın/enformasyon araçlarının, yazar-çizer takımının olduğunu görürsünüz.

Amaç ise yukarıda vermiş olduğunuz birkaç örnekte ki ABD'nin gerçek yüzü/çehresi bilinmesin, düşman önceliği sırasında kafalar karışsın, Müslüman'lar Rusya'yı bir tehdit olarak algılansın, içindir.

ABD propaganda ve algı mühendisliği ile bunu Türkiye'de kısmen başardığını söylesek de biraz bu meselelere yoğunlaşan, kafa yoran, dikkat kesilen herkes, ABD'nin bu coğrafya ve ülkemiz için "düşman önceliği" sıralamasında Rusya ile kıyaslanamayacak bir şekilde ABD'nin listenin ilk sırasında olduğunu, olması gerektiğini rahatlıkla görebilir.

Bizim ne bu coğrafyada yaşayan halkların daha huzurlu ve güvenli olması için "ABD'nin kovulması, kurtulunması, defedilmesi gerektiği önceliğini" tespit edebilir.

Selam ve dua ile..

Sadık Çelik

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM