“Yüzyılın Anlaşması: Ortadoğu’da Çözüm” başlıklı raporun
yayınlanması, İsrail devlet televizyonunun Trump yönetiminden yetkililerin
İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “ABD’nin askerlerini çekeceği” mesajını ilettiği
yönündeki haberle aynı günlere denk geldi (AA, 29 Ocak 2025). Trump’ın ilk
görev döneminde Venezuela ve İran Özel Temsilciliği görevlerinde bulunan, fakat
bir Trumpçı olmayan Elliot Abrams, fanatik bir İsrail savunucusu. Trump’ın ilk
görev döneminde belli bir noktada uzlaşmak zorunda kaldığı, fakat bugün sert
bir mücadeleye giriştiği neo-con savaş ekibinin kıdemli üyelerinden. Özgeçmişi,
İran-Kontra skandalından, Latin Amerika’daki katliamlarda üstlendiği role,
Körfez Savaşı’ndan, Irak işgalini hazırlayan neo-con çete içindeki
faaliyetlerine kadar, birçok örtülü operasyonda üstlendiği kilit rollere
uzanıyor.
RAPORDA NELER VAR?
Ronald Reagan’dan bu yana Baba Bush hariç, her Cumhuriyetçi
yönetimde üst düzey dış politika görevlerinde bulunan Abrams’ın öncülüğünde,
Biden yönetimi sırasında kurulan Vandenberg Koalisyonu tarafından yayınlanan
raporun ana odağında İsrail’in güvenliği bulunuyor. Raporda, İran’ın nükleer
silah edinmesi, “Ortadoğu’daki Amerikan çıkarları için en büyük tehdit ve
bölgenin güvenlik sorunlarının birçoğunun nedeni” olarak niteleniyor. Bunu
önlemek için, “ABD’nin ulusal gücünün tüm unsurlarını kullanması” isteniyor.
Raporda, İran’ın nükleer silah sahibi olmasının İsrail için bir varoluşsal
tehdit olduğu, bunun yanı sıra “Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik
Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerin de kendi başlarına nükleer silah
edinmesine” yol açacağı savunuluyor.
Raporda sıralanan tavsiyeler arasında şu başlıklar dikkat
çekiyor:
Washington hem Irak hem de Suriye’deki askeri varlığını
sürdürmeli.
Suriye’deki yeni yönetim sorumlu bir aktör olduğunu
kanıtlayana kadar Amerikan yaptırımları sürdürülmeli.
İsrail’in kendini savunma kapasitesini artırmaya, HAMAS ve
Hizbullah’a karşı askeri zafer kazanmasını sağlamaya ve bölge ile devam eden
entegrasyonunu güçlendirmeye öncelik verilmeli.
Lübnan Silahlı Kuvvetleri’ne tüm yardımlar “Hizbullah’a
karşı koymaya istekli olduğunu gösterene kadar” askıya alınmalı,
Çin’in Arap dünyasındaki bir numaralı ticaret ortağı olan
BAE ile savunma ve istihbarat ilişkileri güçlendirilmeli; BAE’den, Çin ile
yaptığı 5 G, askeri üs, savunma anlaşmalarını iptal etmesi istenmeli.
Suudi Arabistan ile askeri ve güvenlik işbirliği için, “Çin
ve Rusya’dan uzaklaşması” şartı getirilmeli.
HAMAS’a destek veren ve İran ile işbirliği içinde olan
Katar’dan ABD üssü ayrılmalı; Katar üzerinde baskı kurulmalı.
ABD İÇİNDE GÜÇ MÜCADELESİ
Rapor, Abrams’ın öncülük ettiği 198’deki Saddam Hüseyin’in
devrilmesini hedefleyen Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi mektubuna benzetilerek
“yeni bir neo-con manifesto” olarak nitelendi (Responsible Statcraft, 28 Ocak
2025). Söz konusu mektup, Amerikan devleti içinde görev yapmış neo-con/siyonist
ekip üyeleri tarafından imzalanmıştı. Irak işgalini gerekçelendirmenin ötesinde
bu amacı gerçekleştirmek için Amerikan devleti içinde bir mücadelenin
başlangıcı olarak görülmesi gereken bu mektubun imzacıları, Oğul Bush’un
başkanlığı sırasında yönetimde kilit roller üstlenmişti. Ancak bugün 1990’ların
dünyası ve ABD’si yok. Rapor yazarları neo-conların da sızlandığı gibi, ABD’nin
kilit müttefiği olarak görülen Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi devletler,
Amerikan çıkarları aleyhine kendi menfaatlerini önceliklendiriyor, Rusya ile,
Çin ile, İran ile bağımsız ilişkiler geliştiriyor. Trump’ın ise çoğunlukla bu
gerçeğe göre politikalar geliştirme yöneliminde olduğu görülüyor. Trump’ın, bir
numaralı önceliğinin İsrail’in güvenliği olmadığı, bölgedeki istikrarsızlığın
ABD’nin gücünü boşa harcamasına neden olduğu, bu bölgede karşılıklı alışverişe
dayanan uzlaşmaları sağlamak ve böylece esas olarak Çin ile rekabette üstünlüğe
ağırlık vermek amacında olduğu görülüyor. Buna karşılık, bu ekibin üyelerinin
Amerikan devleti içindeki gücü de yabana atılmamalı. Sonuç olarak, Trump’ın
başkanlığı sırasında ABD devlet içindeki mücadelenin şiddetleneceği
anlaşılıyor.
AYDINLIK