Z Kuşağı?

GİRİŞ: 08.02.2025 19:58      GÜNCELLEME: 08.02.2025 19:58
Rasthaber - Bismillahirrahmanirrahim

Günümüz insanının terminolojisinde yer alan terimlerden birisi oldu Z kuşağı. Bu konuda birçok araştırma ve farklı yorumlar bulunurken; hakikaten neydi Z kuşağı? Gerçekten dini terminolojide de kuşaklar arası şeriat ve vazife olarak bir farklılık var mıydı? Camia Kebire ziyaretinde İmamları (as.) bir nur olarak tanıtırken; onları tanımada vazifeli kuşakları ayırt eden farklılıklar neydi?

Z kuşağına bilimsel ve ilmi olarak bakıldığında; bu konulara verilen cevaplar herkesin kendi uzmanlık alanına göre değişiklik arz edecektir. Ama tarihsel olaylar arasında iki olay var ki; kuşaklar ayırım yapmamamıza neden olmaktadır. Birincisi Allahu Teâlâ’nın velisini ilahi bir yöntem, ilahi bir yasa ve otoriteyle insanlara tanıttığı Gadiri Hum olayı; ikincisi ise Allah’ın Velisinin tanınır biri olmaktan çıkıp; herkesin tanımadığı bir bilinmeze dönüştüğü Kerbela olayı.

Mehdeviyet asrında ise; insan şu soruyu sormaktadır kendi kendisine; 'İmam hangi metotla tanınacaktır?' Bireylerin vazifesi İmam'ın (af.) şahsi metotlarla mı tanımaktır yoksa bu yine ilahi bir otorite vasıtasıyla mı gerçekleşecektir? İmamı zahiri olarak göremezsek de bizim için bilinen konumunda mıdır, bilinmeyen; tanımayıp üzerindeki gaybet perdesini aralamamamız gereken birisi konumunda mıdır?

Kerbela Vakası gerçekleşip; imam Zeynel Abidin as. İmam Zaman gibi büyük gaybet diyebileceğimiz bir tarzda olmasa da kısmi bir gaybete sahip olduğunda; insanlarla arasındaki gaybet perdesini duaları ve münacatlarıyla kaldırmaya çalıştı. Kendisine yakın olanlar onu tanısa da; o gelecek nesille dua vasıtasıyla rabıta kurdu.

Bu dualar arasında birisi var ki; orada kullandığı bir tabirle sorduğumuz soruların birçoğunun cevabını bulabileceğimiz ilahi bir yasa niteliğindedir. İmam as. Sahifei Seccadiye'nin 21.duasının bir bölümünde şöyle buyurmaktadır; وَ لَا يُعِينُ إِلَّا طَالِبٌ عَلَى مَطْلُوبٍ.

Aranana, arayandan başkası yardım edebilir mi?

İmam'ın (as.) kullandığı bu tabir çok ince ve zarif bir tabirdir; üzerinde oturulup tefekkür edilmediği takdirde de anlaşılması hemen mümkün olamayabilecek bir konudur. Kimdir arayan; kul mu ilahı mı? Alem Allahu Tealanın eserleri ve izleri ile dolu iken; arayan ben isem neyi arıyorum? Eğer bu tabirle arayanın Allahu Tealanın arananın kulu olduğu ifade ediliyorsa; bu nasıl bir arayıştır. Allah kulunu niye, ne için aramaktadır?

Z kuşağı benim için muhabbet gibi ilahi iletişim yollarından birisini kaybedip; her şeyi aklıyla tanımaya çalışan hatta sabahtan akşama kadar seyrettikleri çizgi filmler yoluyla kendisini süper kahraman zannedip; gaybet de bir MEHDİ'yi duyup onu azad etmek için yollar arayan bir nesildir...

Oysa; Allah’ın velisi bu duayla buyuruyor ki; ey şaşkın kul çırpınıp durma. Arayan biziz; biz muhabbet kucağımızda aram olacak kimseleri aramaktayız. Aramaya son ver; dön bak bir etrafına kalbin neyle aram olmaktadır?! Sen orada bizim kucağımızdasın...

Birçokları zannediyor ki; İmamı Zaman kendini İmam Hüseyinle tanıtacaktır çünkü askerleri direniş ehli, İmam Hüseyin gibi kıyam ehli, zaafiyet duygusu tanımayan erler olacaktır. Belki de tek neden bu olmayacaktır. Nitekim bir taraftan aklıyla doruğa ulaşıp; kanadının birisi yaralanıp yükseklere ulaşmaya çalışan bir kuş gibi, yeni nesil kalbiyle aram olabileceği çocukluğuna dair bir ninniyi duymaya çalışmaktadır asrın Velisiyle af...

Islam ulemasının en fazla kullandığı yöntemlerden birisidir Allah'ın rahmetine dair beyanatlarda bulunmak. Oysa Allah Resulü müjdeleyici olduğu kadar uyarıcıdıy da... Bu konuda; hadi ey İmam bizim için bir rahmet kucağı ol diyemeyeceğimiz; İmam'ın (as.) varlığına rağmen onu Rahmet kaynağı olarak bulamayacağımız tehlikeler de var mıdır?

Kuranı Kerimde bu konuda bir ayet vardır ki; bu konuya işaret etmektedir. Allah’ın rahmetine rağmen ondan istifade edemeyişimizin sebep olabilecek bir konuya dikkat çekmektedir.

 'Şüphesiz, Allah ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah ile peygamberlerini ayırmak isteyenler, "Bir kısmına iman ediyoruz, bir kısmını inkâr ediyoruz." diyenler ve o ikisinin (iman ile küfrün) arasında bir (orta) yol izlemek isteyenler var ya; İşte onlar, gerçek kâfirlerdir ve biz kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırladık.' Nisa Suresi 150

Bu ayet bir tehlikeyi dile getirmektedir ki; o da İslam’ın emirlerine amel ettikleri halde yine küfre girebilecekleri bir tehlikedir; o da Allah'ın sevdiğini Allahu Teala emrettiği, sevdiği şekilde sevmemek. Ya da başka bir tabirle Allah Resulünü Allaha karşı kalkan olarak kullanmaya çalışmak. Ben şunu Allah Resulünün dediği şeyleri yapıyorum ve Allah beni mutlaka cennete sokacaktır diye insanın kendi hakkında hükümde bulunması bile; Allah'ın rahmetinden alıkoyacak başlı başına bir tehlikedir.

Düşünün ki; birisi diyor ki filani Rehberin sözlerini en iyi analiz eden kimsedir. Beni ne ilgilendiriyor rehberin sözleri; ben onun sadeleştirilmiş ifadeleriyle daha iyi yol alabilirim.

Allahu Teala; kuranı Kerimde Ehlibeyti (as.) Allah'ın ipi olarak tanıtırken; onlara tutunun sonra benim sevgime ulaşırsınız demek istemiyor... Allahu Tealayı sevmeyen birisinin; Ehlibeyt as. sevmesi mümkün değildir. Allahu Teala'nın bizi sakındırdığı şey Allah'ın sevdiklerini Allah'ın emrettiği biçimden uzak olacak şekilde sevmektir aslında.

Allah Resulü gibi; velisi (af.) de bizim için hem ümit besleyeceğimiz bir kucaktır hem uyanık olmamız gerek bir kucaktır. Bizler sadece Allah’ın kuluyuz; onun verdiğinden başka bir şeye sahip değiliz.

'Seni ortağın yok. Ancak sana ait olan kimse hariç; onun kendisi ve neyi varsa sana aittir...' vesvesiyle Amr bin Luhay'ın Hübel putunu nasıl getirip Kabeye yerleştirdiği anlatılıyordu Gözde Yetim romanında. Bizler ise itiraf ediyoruz ki; sen günahtan başka bir şeye sahip olmayan kimseye bile lütuflarda bulunan Rabsin, sözlerimiz senin kılavuzun değil, senin bizleri aramanı arayıştır ancak...

YORUMLAR

EBU HUSEYIN 2 gün önce
Güzel bir yazı ve ince noktalara değinmişsiniz. Kaleminize sağlık. Allah Kimi hidayette erdirir ! Kimlerde Allah'ın saptırdığı kullar olur! cahiliyete zifiri bir karanlıktır. bu karanlıktan çıkmak için gören göz lazım midir? Fakat karanlıktayken aradığımız tek şey ışıktır, aydınlatacak bir nur & lamba ki karanlıktan çıkışın kapısını bulalım. Buna rağmen karanlıkta kalanlar ise kendi "virtual" dünyasında kendi doğruları ile yaşmaktadır. (Zifiri karanlık onların nur olmaktadır. kimileride kendilerini cehenneme götürecek önderlerin pesine takılır) Kalbinde rahmet, vicdan (merhamet), insan sevgisi, olmayan bir kisi "Allah birdir" dese bile Allah'ın hidayettin erişemez. çünkü bu insanlar kendi nefislerini ilah edinmiştir. Allah, bize zifiri karanlıkta çıkmak için yol göstermiştir. Bunu için Peygamberler yollamıştır, yetmemiş Kitaplar yollamıştır yetmedi Kendinin seçtiği ve insanları doğru yolla, hidayete eriştirecek masum imamlar yollamıştır. buna rağmen sapıtanlar ise Kendi nefsini ilah edinelerdir. "Z" kuşağı termi, Nesiler arasındaki zaman ayrımını yapmak için kullanılmaktadır. Yalan, ihanet, zulm, nasıl madde dünyasında zamanları aşıyorsa! hakikat, her zaman aynı idi ve ilelebet dünyanın sonu ve ahiret hayatında aynı kalacaktır.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM