Vefalı Nermin ve Vefasız Orban

GİRİŞ: 10.04.2025 18:42      GÜNCELLEME: 10.04.2025 18:42
Rasthaber -  Nermin Hanım bu yazıdan ve anlattıklarımdan kendisi yazı yayımlanacağı zaman haberdar olacak. Zaten uzun zamandır görüşemiyoruz. Hakkını veren için vekil olmak kolay bir görev değil. Nermin Hanımefendi sevdiğimiz ve saydığımız bir aile arkadaşımız. Öğrenmeye, eleştirilere açık ve inatlaşmadan dinler. Sözünü de sakınmaz. Arkadaşlarım bilir, sohbetlerimizde konu siyasetse nezaketimden de açık sözlüğümden de taviz vermem. İktidarın politikalarını eleştirirken, muhalefeti de uyarmak ve sadece değiştirmek adına siyaset yapılmayacağının idrakiyle hareket ederiz. İktidarı eleştirmek sizi muhalif, muhalefeti eleştirmek sizi iktidar yandaşı yapmaz, yapmamalıdır. Nermin Hanım çalışkan ve partisi için arı gibi çalışan CHP Hatay Milletvekili’dir. Birikimi ve çalışkanlığıyla mukayese edilmeyecek şahıslar seçilebilecek sıralarda yer bulabilirken hanımefendi uzun yıllar listeye alınmadı ya da seçilemeyecek en alt sıralarda gösterildi. Küsmedi, tehdit etmedi, başka mecralarda siyaset yaparım demedi, önemli olan partinin selameti dedi.

‘KOL KIRILIR YEN İÇİNDE KALIR’

En nihayet insaflı partililer Kemal Kılıçdaroğlu’nun dikkatini çektiler ve 2018’de CHP Hatay listesinde birinci sırada aday gösterildi. Aday listesi akşam geç saatlerde açıklandı. Kendisini, eşini aradık, tebrik ettik. Ertesi sabah ilginç bir haberle uyandık. Akşam yayınlanan liste geri çekilmiş ve yeni bir liste hazırlanmıştı. Hanımefendinin ismi yeni listede yer almamıştı. Onun yerine başka bir hanımefendinin ismi yazılmıştı. Bu operasyonun arkasında Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın olduğu söylendi. Zaman içinde maestronun Lütfü Savaş olduğu kesinlik kazandı. Hatay örgütü ve parti kızgın, kırgın ve çok öfkeliydi. Kol kırılır yen içinde kalır sözü üstün geldi. Bu ağır sarsıntıya rağmen arkadaşımız hanımefendi küsmedi. Partinin aldığı kararları eleştirse de o kararlara saygı duydu ve uydu. 2023’te Kemal Kılıçdaroğlu bu sefer insafa geldi, kararlı davrandı ve hanımefendinin milletvekili olmasını sağladı.

Fitnenin günümüzde çok yaygın olduğunu, toplumdaki katı kutuplaşmanın feci olduğunu Nermin Hanım ve arkadaşlarının maruz kaldığı bariz bir örnekle anlatalım; Aday gösterilmesine itirazı olsa da partisi Lütfü Savaş’ı HBB’ye aday gösterdiğinde çalışmalarını aksatmadı. Kemal Bey’in Genel Başkanlığı kaybetmesinde Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun rolü aşikar. Kemal Bey’e duyduğu vefa borcuna rağmen, şerhini koysa da, partinin selameti ve partililerin temayülüne saygı duymuş ve Ekrem Bey için imza kampanyalarına öncülük etmiştir. Ankara Kurultayı esnasında hem vefa borcuna saygıdan hem de eski Genel Başkanı olması hasebiyle beraberindeki Hataylı partililer ve misafirlerle Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettiler. “Vay sen misin, siz misiniz Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret eden” feveranlarıyla fitne ateşini yaktılar. Partisi içinden ve dışından fitneci güruh eline fetih fırsatı geçmiş misali karşısındaki düşman misali acımasızca saldırıyor.

“Kral öldü yaşasın kral!”, “Anamı alana amca derim. Ya benimsin ya toprağın!” münafıklığı ne vakittir siyasete ve terbiye zihniyetimize hükümdar oldu? Bu zihniyet muhalefetteyken böyleyse iktidarda olduğunda ne yapar? Eleştirdiğimiz iktidardan farklı olduğumuzu yaşamak, göstermek ve benimsemek yerine iktidara benzemek millete ve devlete ne yarar getirecek? Nermin Hanımın aksi bir davranış göstermesi, Kemal Beyi ziyaret etmemesi veya partinin yeni başları ne der kaygısıyla münafıklık yapmış olsaydı işte o vakit eleştirilmeli ve uyarılmalıydı. Bilinmeli ki, Nermin hanım bu davranışıyla çağımızda en yaygın olan nankörlük, bencillik ve vefasızlığa karşı çok ihtiyacımız olan deva merhemine örnek teşkil etmiş ve hem gönlümüzü hem de Hatay halkının gönlünü fethetmiştir.

NATO VE AB’Yİ GÖREVE ÇAĞIRDINIZ

CHP kurultayında yapılan tüm konuşmaları dinledim. Genel Başkan Özgür Özel’in konuşmasını tekraren dinledim. Türkiye’nin birinci partisi ve iktidar olmaya çok yakın vurgusu yaptı. Sayın Özel, İmamoğlu’na tutuklanması üzerine iktidarı cuntacılık ve darbe yapmakla itham ettiniz. NATO ve AB’yi göreve çağırdınız. Batılı dostlarınıza yeterince ses çıkarmıyorlar diye kızdınız. Belli ki ABD’li dostlarınız da sizi hayal kırıklığına uğratmış ki Trump’ı Erdoğancı, Erdoğan’ın sırtını Trump’a dayadığını ima ettiniz. Sayın Özel, halkımız olağanüstü bir kurultayda olağanüstü meselelerin iktidar olmaya en yakın genel başkan adayı olmanız hasebiyle sizden şu konular hakkında görüş beyan etmenizi bekledi:

Kıbrıs “Rum” Dışişleri Bakanı, Sayın Erdoğan’ın kardeşim, dostum, müttefikim dediği Ahmet Şara’yı (Colani) ziyaret etti. Doğu Akdeniz ile ilgili önemli görüşmeler yaptılar. Ardından Fransa Devlet Başkanı Macron, Yunan Başbakanı, Kıbrıs “Rum” Başbakanı ve Ahmet Şara (Colani) Zoom üzerinden özel bir görüşme yaptılar. Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den kuşatan, denizdeki Suriye doğal gazına talip, Kıbrıs’tan TSK’nın çıkarılmasını isteyen bu güçlerin zoom görüşmeleri hakkında neden bir yorumda bulunmadınız? Erdoğan’ın kardeşim, dostum ve Türk Devletleri Teşkilatı’nda yoldaşız dediği önce Kazakistan ve Türkmenistan’ın ardından Özbekistan da KKTC’yi tanımazken, tanımak için adım atmazken Kıbrıs “Rum” Cumhuriyeti ile diplomatik ilişkiler kurması hakkında neden bir eleştiriniz olmadı?

İsrail, Suriye’yi işgal ederken, ABD ile birlikte Mazlum Abdi-Ahmet Şara (Colani) Suriye’yi mezhep, etnik ve bölgesel olarak parçalarken ve bu parçalanma son merhalede direkt Türkiye’yi hedef alıyorken bu gelişmeler hakkında neden bir görüş beyan etmediniz? Kurultayınızı yaparken Suriye’de özellikle Alevi canlara karşı sistematik katliam ve soykırım devam etmektedir. Kendilerine benzemeyen, onaylamayan koyun misali bıçaklarını yalamayan böylece katli vacip, malı helal edilen Aleviler, Dürziler, Hristiyanlar, laik ve sufi Sünniler, İsmaililer, Süryaniler, Ermeni, Kürt ve Türkmen canlar BM, Türkiye, AB ve Uluslararası mercilerde terör örgütü olarak tescil edilmiş HTŞ rejimi ve kontrolünde olan yabancı terör örgütleri tarafından sistematik bir şiddet, işkence, keyfi tutuklama, tecavüz, mallarına el koyma ve tüm devlet kurumlarından uzaklaştırmaya maruz kalmaktadır.

KATLİAMI DURDURMAYA YETER Mİ?

Bu katliamların durması için, katillerden hesap sorulması için İmamoğlu için başlattığınız seferberlik misali Filistin, Lübnan ve Yemen halkları ama özellikle ırki, dini, mezhepsel, bölgesel akrabalığı olan Suriye’deki canlar için neden isyan etmediniz neden seferberlik ilan etmediniz? Sizce Hatay, Adana veya Mersin’de CHP’lilerin mahalle ve ilçelerinde birkaç miting yapmanız katliamları durdurmaya yeterli mi olacak? İsrail, Sayın Erdoğan hükümetinin askeri eğitim ve Suriye hava savunmasına hizmet edecek askeri üs amaçlı kullanmak istediği tüm askeri ve sivil üsleri İsrail bombalarken, Türk mühendislerin de öldürüldüğü iddia edilirken, “İsrail ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz, İsrail ile ilişkiler konusunda karar Ahmet Şara (Colani)’nin” diyen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bu açıklamaları hakkında neden durmadınız?

NATO, AB ve ABD’nin gözdesi ve şımarık oğlanı Netanyahu ve faşist savaş kabinesi her gün onlarca Filistinli çocuğu, gazeteciyi, hekimleri yakmaya devam ediyor. Bununla ilgili neden görüş beyan etmediniz? Sayın Erdoğan’ın kardeşim, dostum ve müttefik dediği Macar Orban uluslararası mahkeme tarafından suçlu bulunmuş ve aranan Netanyahu’yu kucaklamış, taltif etmiş ve canciğer olduğunu beyan etmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı'nın gözlemci üyesi yapılan Macaristan ve vefasız Orban sadece aranan katil Netanyahu’yu yoldaş bellememiş aynı zamanda Golan’ın İsrail tarafından ilhakına da onay vereceğini Netanyahu’nun kulağına fısıldamıştır. Türkçü maskeli Macar Siyonistleri, dönmeleri ve Netanyahu muhibbi vefasız Orban için sessiz kalan Sayın Erdoğan ve sessiz kalan hükümetini neden eleştirmediniz?

Not: Sonraki yazımızda Rus ve yakın Suriye kaynaklarından Esad’ın Rusya’daki hayatı ve Esad’ın anlatımıyla neden Şam’ı terk ettiğini nakledeceğiz.

aydınlık

 

YORUMLAR

EBU HUSEYIN 2 gün önce
Türkiye cumhuriyet iktidarları, duygusal bir yapıda her ana herkes tarafından dolmuşa biner. sonrada yahu bu dolmuş nereye gider demez! çünkü binerken kendide birisini emriyle binmiştir.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM