Şii Olmak Ne Demektir?

GİRİŞ: 28.07.2025 17:30      GÜNCELLEME: 28.07.2025 17:30
Rasthaber -  “Siz Hiç ‘İnandık’ Demekle Bırakılacağınızı mı Sandınız?”

 SÖZDE İNANÇTAN, ÖZDE DURUŞA

Kur’ân-ı Kerîm, Ankebut Suresi 2. Ayet’te şöyle buyurur:

“İnsanlar, sadece ‘inandık’ demeleriyle denenmeden bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebut, 29/2)

Bu ayet, yalnızca tarihsel bir olaya işaret etmez; her çağın müminlerini, özellikle de bugün “Şii’yim” diyenleri muhatap alır.

Bugün bu ayeti şöyle okumak gerekir:

“Siz hiç, ‘Velayet-i Fakih’e inanıyorum’, ‘Ben Şiîyim’ demekle; İngiliz fitneleriyle, Amerikan psikolojik harp aygıtlarıyla, Siyonist rejimin zulümleriyle, tağuti sistemlerin baskılarıyla, ekonomik kuşatmalarla, marjinalleştirme, hapis, işkence ve idam tehditleriyle denenmeden bırakılacağınızı mı sandınız?”

Siz hiç habersizce günlük işlerinizle meşgul olarak, velayetçi kalabileceğinizi mi zannettiniz? Sizi de kuşatan İngiliz fitnelerinin sizi fark etmeden İngiliz Şiîsi yapmadığından emin misiniz?

Tarih, bunu defalarca ispatlamıştır. Muaviye’nin iktidarında, Ehlibeyt taraftarı olduğunu sanan birçok kişi vardı. Ama Kerbelâ günü Hz. Hüseyin’in (a.s) üstüne yürüyen ordunun büyük kısmı, daha önce oğlu Ali'nin, amcası Abbas’ın ve kendisinin askeriydi. Yani onlar, taraf olduklarını sanıyorlardı ama farkında olmadan Yezid’in safında yer alıyorlardı.

İşte bu makale, “inandım” demekle değil, “hangi safta yer aldın?” sorusuyla gerçek Şiîliği ölçüyor.

1. ŞİÎ OLMAK: SADECE İNANÇ DEĞİL, İSTİKAMETLİ BİR DURUŞTUR

Bugün “Şiî olmak”, yalnızca bir mezhebi tercih değil; hak ile batıl arasındaki mücadelede açıkça taraf olmaktır. Sadece mühürle namaz kılıp fıkhi vazifelerini yerine getirmekle bu kimlik tamamlanmaz. Asıl mesele, zulüm düzenlerine karşı velayet çizgisinde bir duruş sergileyip sergilemediğindir.

Bugün;

Filistin bombalanırken sessiz kalmak,

İran’a yönelik medya savaşlarını izleyip geçmek,

Suriye'deki yeni vekâlet savaşlarını görmezden gelmek,

İngiliz ve Amerikan destekli İslam içi bölücülüğü takip etmemek,

şu soruyu gündeme getirir: “Ben gerçekten Şiî miyim?”

2. ŞİÎ OLMAK: TARAFSIZ DEĞİL, TARAF OLMAKTIR

“Şii” kelimesi, Arapça “şîa = taraftar, bir grubun izinden giden” anlamına gelir. Kur’an’da Hz. Musa’nın kavminden olan kişi için “onun şîasındandı” (Kasas, 15) denmesi de bu anlamı destekler.

Şiî olmak, yalnızca bir inancı kabul etmek değil, o inanç için taraf olmaktır. O hâlde;

Velayet-i Fakih’e inanıyorum deyip onun çağrılarına kulak vermemek,

Güncel siyasal, kültürel ve sosyal olaylarda tarafsız kalmak,

Siyonist rejim ve tağuti sistemler karşısında duruş sergilememek,

Şiîliğin ruhuyla çelişir.

Bugün Bir Şiî, Şunları Bilmek ve Yapmak Zorundadır:

Direniş cephesinin merkezleri ve düşmanlarını tanımak,

Medya savaşlarında hakikati öğrenmek için velayet eksenli haber kaynaklarını takip etmek,

İngiliz-Amerikan fitnelerinin Şiîler içine nasıl sızdığını bilmek,

Tebyin cihadı yaparak çevresini bilinçlendirmek,

Yani sadece inançta değil, bilinçte ve mücadelede de taraftar olmak gerekir.

3. GÜNCEL FİTNELER: ŞİÎLİK BUGÜN NEREDE SINANIYOR?

Afganistan: Hazaraların hedef yapıldığı medya oyunları, direnişi bölmek için kullanılan etnik fitneler.

Suriye: Yeni fitne; Süveyda’daki Dürzîler, HTŞ (Heyet Tahrir’uş-Şam) unsurları, İsrail’in içeriden destek verdiği ajan yapılarla yeni bir karmaşa zemini oluşturulmak istenmektedir.

İran: Velayet sistemini içeriden zayıflatmaya çalışan Batı destekli projeler.

Filistin: Gerçek direnişin üstü örtülürken sahte direniş söylemlerinin parlatılması.

Bu fitneler, bugün bir Şiî'nin karşılaştığı modern Muaviye’lerdir. Bunları görmeyen, tanımayan, teşhis etmeyen, safını belirlemeyen kişi “ben Şii’yim” demekle kurtulamaz.

4. CİHAD-I TEBYİN: HER ŞİÎ'NİN GÜNLÜK VAZİFESİ

Bugünün Şii’si;

Haberleri kimden alacağını,

Ne zaman konuşması gerektiğini,

Hangi konularda sessiz kalmasının suç olduğunu

bilmelidir.

Şii olmak, sadece velayeti tanımak değil, onun için konuşmak, yazmak, açıklamak ve bu bilgileri ulaşabildiği herkese yaymak demektir. Bu çağda Şiîliğin en temel farzlarından biri, cihad-ı tebyindir.

5. SONUÇ: ŞİÎLİK, HER GÜN YENİLENEN BİR BEYATTIR

Bugün “ben Şii’yim” demek; “ben İmam Zaman (a.f)'ın safındayım ve onun naibi olan Velayet-i Fakih’in izindeyim” demektir.

Bu beyat:

Habersizlikle bozulur.

Tarafsızlıkla iptal olur.

Sessizlikle ihanete dönüşür.

Şiî olmak, sadece bir kimlik değil; her gün yeniden bilgiyle, basiretle ve duruşla tazelenen bir iman sınavıdır. Sadece inandığını söyleyen değil, onun tarafında duran Şii’dir. Aksi takdirde, ayet tekrar sorar:

“Siz hiç, ‘inandık’ demekle denenmeden bırakılacağınızı mı sandınız?”

YORUMLAR

Haci Bayazit 10 saat önce
Alemlerin emniyeti islamın ana üssü İran İslam Cumhuriyeti Batı Asya’nın Kutbu’dur… > zira devletlerin sosyal hazinesi yer üstü ve altı maden zenginlikleri değil; alemlerin sahibi Allah(c.c)ın islam fitratı üzere yaratmış olduğu dinin ve neslin güvencesi Nesil’dir… bundan dolayı alem İran İslam Cumhuriyeti etrafında döner; ancak bunu feraset sahipleri bilir ve ona uygun vaziyet alır kazanan taraf da olur; İran İslam Cumhuriyetine karşı olanlar ise insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbi sünnü maskeli süfyaninin safında bilerek veya bilmeden vaziyet alır, kaybeden taraf olur… > süfyanin ana üssü Türkiye çatı örgütü AKP rejmidir; dünyanın sosyal hazinesi dinin ve neslin güvencesi nesil, AB den ABD’ye Azarbaycan dan Siyonist İşgalci İsraile kadar süfyaninin tehditi altında dır… İran İslam Cumhuriyeti’ne düşman olan hazımsızlar oturduğu evin çatısı delen kendi neslini süfyaniye teslim edenlerdir… > uyandıkları vakit kurum ve kuruluşlar üzerinden rahmet ve bereketin kalkması ile ülkelerin çöküşüne zemin hazırlayan insanları ateşe/cehennem süren sünnü maskeli süfyani ile aynı hızada olduklarını verdikleri zaiyat ile anlayacaklar. > Allah(c.c) alemi Kur’an da“ki hükümlerine boyun eğmiş düzende yaratmıştır.. > İran; ABD’nin yaptırımına Şehit Seyyid İbrahim Reisi(r.a) ile Mahmud Ahmedinejad’ın aşk kumaşı ile nakış nakış tarihe işlenmiş Elbiselerini İran Meclis ile ştratejik kurumların kapısına asarak elbiselerin üzerine uyduğu > „Gögkübbenin direği İslam devletini maneviyat ve adalet yörüngesine taşıyacak dava sahibilerini içeri“ uymayanları kendilerine çeki düzen vermesi için gerisin geri göndererek tehdit ile cevap vermeli; hesap gününün sorumluluğu çok ağırdır. > Başta Atlantik Cephesi olmak üzere Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Aile v Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ile meşrulaştırdığı cinsel sapıklığı aleme ihraç eden sonra AB uyum yasaları bahanesi ile ihraç ettiği cinsel sapıklığın LGBT‘ye dönüşmüş halini ithal edip islam fitratı üzere yaratılmış nesil üzerinde uygulayarak Allah(c.c)a meydan okuyan süfyaniyi perdeleyen ABD’nin tehditlerine ise > Tedbir ile İran İslam Cumhuriyeti sınırlarından bir gram dahi Haram/Şüpheli katkı maddesinin girişini yasaklayarak cevap vermeli… zira vakit arınma, hazırlanma ve savunma vakti’dir. > Alamlerin sahibi Allah(c.c) alemleri dua din ahlak maneviyat ve doğruluk üzerine bina etmiştir; Şüpheli’den korunmak Namazın farzın dan önceliği vardır… müslüman Namaz ile islama girer dünya onun arkasında olur… > Şehit Seyyit İbrahim Reisi(r.a), Rusya ziyaretinde görüşme anı Namaz vaktine denk gelince Putin kapının arkasında 5 dakika Şehit Seyyid İbrahim Reisi(r.a)nin Namazının bitimini bekliyor… Her şey Namaz ile; namazın makbuliyeti ile Müslüman namaza uyunca dünya ona uyuyor… > Rusya’da aynı odada Erdoğan ile Putin‘in görüşmesi oluyor; Putin vaktinde görüşmeye gelmiyor Erdoğanı 5 dakika bekletiyor… müslüman namazı kendine uydurur ise dünya onu kendine uydurur. Hesabın görülüp Hak’kın Helalin Mazlumun onurlanıp, Batılın Haramın Zalimin cezalanması için… İlahi affetmeyen tarihin yasası‘dır. Haci Bayazit 13.03.2025
Haci Bayazit 1 gün önce
İslam dairesi… islamın dört ana direği; Şeriat, takva ile ruhsat arasın da amel… Tarikat, Üçler, zahir de İmam Hasan(a.s) „İmam Hasan (a.s) muaviye ile zoraki anlaşma yapar ki süfyani anlaşılsın taraftarı sonra gelenler anlaşma yapmasın Hak/helal ile batıl/haramı kesin olarak birinden ayırsın“, batını’da İsa (a.s) „İsa (a.s) müşrik topluluğun yanından geçerken paçalarına sinmiş tozu çırpıyor ki, takipcileri süfyaniden uzak olsun“.… Yediler, zahir de İmam Hüseyin(a.s) „Allah(c.c) zamanın İmam Hüseyin düşmanlarını boğazlarında ki yutkunduğu suda (fravun gibi) boğuyor“, batın da Musa (a.s)… Kırklar, „zahir de doğduğu ev (kabe) de Peygamberi omuzu üzerinden uzanıp evin (Kabenin) içindeki putları kıran İmam Ali(a.s)“, batın da İbrahim (a.s), meşrebi ile „Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat“ islamın dışı zahiri içi batini boyutları ile maneviat ve adalet üzerine bina edilmiştir. İslam dairesin de Allah(c.c)ın günahsız olarak yarattığı kulunun yanında haram ve şüpheli ile bulunan insi ve cinni şeytana yer yoktur. İlahi amacımız, Allah(c.c)ın islam fitratına yatkın yarattığı insanları Allah(c.c)ın hesabına (İmam Zaman) Mehdeviyete hazırlamak.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM