- O gün çok uzak günlerden biriydi -İsa'dan iki bin yıl önce- Nemrudluların dini törenlerinden şehre döndüklerinde garip bir şey olmuştu. Putlarını kırılmış ve çökmüş buldular... "İlahlarımıza bunu kim yaptı"?!... Şuna, buna sordular... Bazıları, "Bir gencin onlardan [çirkin] söz ettiğini duyduk. Adı İbrahim'di... "Şahadet etmesi için onu halkın önüne getirin... İbrahim'i çağırdılar ve: Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?" diye sorduklarında İbrahim; Büyük put bunu yaptı (İbrahim büyük putu kırmadı ve baltayı boynuna astı)... Konuşuyorsa ona sorun!...
1- O insanlardan bir grubun akılları başlarına geldi ve düşünmeye başladılar.. Tanrılarının hiçbir şey yapmadığını biliyorlardı ve... İbrahim'in delilleri karşısında güçsüz ve alçalmış olan Mezopotamya'nın o günkü zalim hükümdarı Nemrut, müritlerinden bir grubun İbrahim'e ve onun tektanrıcılığına döndüğünü görünce çözümü İbrahim'i yakmada gördü! Onu yakın ki tanrılarınıza yardım edesiniz… İnsanların aziz İslam'a olan meylinin hızla yayılan dalgası karşısında bu gün batılılar o günkü müstekbir Nemrudluların yaptığı aynı hareketi yapıyorlar. Kur’an'ı yakmak! Ve Mihriban Allah, ateşe emretti; Ey ateş, İbrahim için soğuk ve zararsız ol. Ve Allah'ın dediği gibi oldu.
2- Mazlum bir şekilde şehit olan İmamımızın mübarek başı Şam'ın Yeşil Köşkü'ne götürüldüğü o gece Yezid, zafer sarhoşluğunun hayali içinde İslam'ın işini bitmiş görünce, sopayla mübarek şehit imamın dudaklarına vurdu ve gerçek niyetini açıkça bildirirdi: "Haşim'in çocukları hükümdarlıkla oynadılar aksi halde ne haber gelirdi ne de vahiy gelirdi.
Biz Ebu Süfyan oğulları Bedir'de, Uhud'da, Huneyn'de hükümdarlığı ailemize geri getirmek için Muhammed (sav) ile savaştık, çıkar için İslam'ı kabul ettik ve şimdi İslam'ın başında şehit olan atalarım yaşasaydı ve kaybettikleri egemenliğin bir kez daha bize geri verildiğini görseydiler… Ve şeytan mutluluktan derisine sığamadı!
3- Birkaç yıl önce Keyhan gazetesinde bir yazıda
bahsetmiştik; "O hüzünlü günün ikindi vakti, mazlum efendimizin şehit olmasından bir saat önce, "Yok mu bana yardım eden" nidası işitilmiş, şeytan
hayretle parmağını ısırmıştı, Allah Resulü'nün oğlu ne olacak? Kimden yardım
istiyor? Bu yanda arkadaşları kanlar içinde, diğer yanda düşmanları onun kanını
dökmek için kılıçlarını çekmiş halde dikiliyor! Peki Hüseyin kiminle konuşuyor?
Ve bu sıcak ve hummalı çölde hangi lebbeykleri bekliyordu? Şeytan, Mina çölünde
İsmail'in katledilme öyküsünün büyük bir katliamla son bulduğunu görmüştü ama
burada İsmaililer kanlar içindeydi ve "kitlesel bir kıyım" haberi
yoktu.
Şeytanın kafası karıştı, Hüseyin'in bu dünyada daha fazla
saati kalmadı ama dudaklarında hâlâ "Yok mu bana yardım eden" çağrısı
var! Zehra'nın oğlu kiminle konuşuyor? Peki hangi cemaatten yardım istiyor?
Burada kimse yok!... Kerbela'nın bütün topraklar kadar geniş bir belde olduğunu
ve Aşura'nın bütün günler kadar uzun bir gün olduğunu şeytan ve -haramiler de-
bilmedi... Bilmezdi ki Kerbela yolculuğun başlangıcı, Aşura ise hikayenin
başlangıcı... Ama Hüseynimiz "Asrın Humeyni’sinin" yolda olduğunu
biliyordu ve Aşura döneminin Yok mu yardım eden çağrısının kulaklarda yankılanacağını
zamanın Humeyni’sine ve Kerbelalılarına ulaşacağını biliyordu.
Hüseynimiz diğer bir aşuranın gelecekte olacağını biliyordu. Bu defa Kerbela İran'da tekrarlanacak. O günün akşamı üzülen Efendimiz, Humeyni devrinin Aşuralılarından yardım istedi.
5- Tanınmış bir Amerikalı sosyolog olan Immanuel Wallerstein
endişe ve kaygıyla şöyle diyor; "Bir dünya düzeni kurmamızın önündeki en
büyük engel (Amerikan’nın dünyanın hakimi olmasının) İmam Humeyni'nin dini
otoritesinin öğretisidir... Tüm teoriler zamanla solar ve eskir ve tarihe
karışır, ancak [İmam] Humeyni'nin dini teorisi her geçen gün daha
da renkleniyor, canlanıyor ve birçok Müslüman'ın ilgisini çekiyor."
Ünlü bir İngiliz sosyolog olan Anthony Giddens, içinde
bulunduğumuz yüzyılın temel değişimleri hakkında şöyle yazıyor; "Geçmişte
sosyolojinin üç entelektüel devi, yani Marx, Durkheim ve Max Weber, küçük bir
fikir ayrılığıyla, dünyanın laikliğe doğru genel sürecini dinin marjinalleşmesi
yönünde değerlendirmişlerse de 1979'dan itibaren ve İran'da İslam devriminin
ortaya çıkmasıyla birlikte tersine ve farklı bir sürece tanık olduk.
Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Eski Başkanı
Newt Gingrich, Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyadaki liderliğini iddia eden
birkaç senatörün açıklamalarına yanıt olarak, İran'daki İslam Devrimi'ne ve İmam'ın
akıllı liderliğine işaret ederek alaycı bir şekilde şöyle dedi; "Amerika
Birleşik Devletleri dünyaya liderlik ettiğini nasıl iddia ediyor? 12 yaşındaki
kızların hamile kaldığı, 15 yaşındaki kızların birbirini öldürdüğü, 17 yaşındaki
kızların AIDS'e yakalandığı, 18 yaşındakilerin okuma yazma bilmeden diploma
aldığı bir ülke."
Biden, Trump, Macron, Shultz, Charles gibi haydutların yerlerini aldığı için Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirgesi'nin Başyazarı
Thomas Jefferson hayatta olsaydı utançtan erir, Jean-Jacques Rousseau ünlü
kitabı Sosyal Sözleşmeler’i utançtan yakardı.
6- Son iki asırdır, özellikle İslam İnkılabı'nın zaferinden
sonra, kibirli güçler "Bizim İslam'a muhalefetimiz yoktur" borazanını
çalıyorlardı! Ve muhalefetlerinin İslami İran'da sahnelenen bir İslam okumasına
karşı olduğu konusunda ısrar ettiler. Ancak şimdi İslam'ın hızla yayılması ve
Müslüman milletlerin geniş bir yelpazede Muhammed'in (saa) saf İslam'ına
yaklaşmasıyla, aldatma perdesi yırtılmış ve Kuran'ı yakarak, önce şunu
göstermişlerdir; İslam'ın esasına düşmandırlar ve ikincisi, İslam İnkılabı'nın
"İslam" okumasını küresel hakimiyet sistemini bozan bir şey olarak
görüyorlar... ama bilmiyorlar veya bilmek istemiyorlar ki ateş İbrahim'i
yakmaz, Kuran'ı sahadan kovmaz.