Kimin umurunda!
Şu anda siz bu satırları okurken bile İsrail uçakları
çoğunluğu çocuk ve kadın yüzlerce Filistinliyi öldürüyor. Lafa gelince herkes ‘
İlk kıblemiz Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir’ der ve halkı gaza getirir.
Herkes palavracı.
Olan Filistin halkına ve onu satan Arap ve Müslüman ülke
liderlerinin yönettiği halklara oluyor.
Kaçta kaçı bilemem ama çoğunluk sürü haline getirilmiş
durumda. İnsanlar direkt olarak kendi yaşamlarını ilgilendiren konularda bile
tepki göstermekten aciz.
Ya da korkuyorlar.
Sonra bu insanlara ‘gelin sultanınızı, kralınızı,
cumhurbaşkanınızı, başbakanınızı hatta belediye başkanlarınızı seçin’ diyoruz.
Buna da demokrasi deniyor.
Son örnek Azerbeycan Cumhurbaşkanı ilham Aliyev.
Aralık 2003’de babası Haydar Aliyev’in ölümü sonrası
iktidarı devralan İlham Aliyev her türlü muhalefeti susturduktan sonra Şubat
2017’de eşi Mihriban Aliyev’i cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atadı. Dört gün
önce yapılan seçimlerde İlham Aliyev %92.3 oy oranıyla üçüncü kez yedi
yıllığına seçildi. Özellikle İngiliz medyasında Aliyev ailesinin
yolsuzluklarıyla ilgili çok ilginç ve bir o kadar çarpıcı hikayeler anlatılır.
Kimsenin umurunda değil çünkü Azerbeycan medyası Aliyev’in kontrolünde, halk
sindirilmiş ve İsrail ile Yahudi lobisi çok etkili.
Bu lobilerin desteğiyle ABD ve batı ülkeleri ‘demokrasi,
insan hakları ve yolsuzluklar konularında’ Aliyev’e hiç bir eleştiride
bulunmuyor. Aynı lobiler dün Amerikan Kongresi’nde F-16 uçaklarının Türkiye’ye
satılmasına onay verdi. Belki de Ankara’nın İsrail’le olan ekonomik
ilişkilerini kesmemesinin bir ödülü olarak. Bir de İsveç ve Finlandiya’nın
NATO’ya girişine ‘evet’ dediğimiz için. İlginç olan Finlandiya’da dün yapılan
seçimleri ‘Rusya ile iyi ilişkileri savunan eski Başbakan Alexander Stubb
kazandı.
ABD ve NATO kesin Stubb’u başbakan yapan Finlandiya halkını
cezalandıracaktır!
Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı mektup ve ‘Türkiye
ekonomisini çökertirim’ türünden tehdit dolu twitlerini hatırladım.
Ah şu Amerikalılar herkese köle gözüyle bakıyor ve öyle
davranıyorlar. Çoğu zaman işe yarıyor ama karşı koyup onuruyla direnenler de
çok. Siyasal İslamcılar ise her zaman Amerika’nın ‘özel üretimi’ olarak
kendilerinden istenen her şeyi yapmışlardır.
Örneğin Afganistan ve Pakistan’da.
Sovyet işgaline karşı savaşan Kaide, Taliban ve her türlü
cihatçı gurubu destekleyen ABD; 11 Eylül saldırısından sonra gidip Afganistan’ı
işgal etti ve 20 yıl süren işgalden sonra kendisiyle işbirliği yapanları
yüzüstü bırakarak çekip gitti. Tabi bu arada dünya uyuşturucu ticaretinin en az
%80’ini karşılayan Afganistan’ı talan ettikten sonra.
Pakistan’ı geçenlerde yazmıştım.
Özellikle eski Başbakan Ümran Han’ı devirme operasyonunu. Üç
gün önce baskı, korku ve sindirme ortamında yapılan seçimlerde partisi
kapatılan ve kendisi hapse atılan Umran Han yandaşı bağımsız adaylar en çok oyu
aldı. ABD ‘terbiyesi’ almış generallerin desteklediği
derin devletin müdahale olasılığından söz ediliyor.
tele1